1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

'Gizli anlaşma' iddiasına yalanlama

Peter Philipp/DW16 Ocak 2007

Suriye ve İsrail, gizli görüşmeler yaptıkları yolunda İsrail'in Haaretz gazetesinde çıkan iddiayı yalanladı. Gazete, İsrailli ve Suriyeli yetkililerin Eylül 2004 ile Temmuz 2006 arasında birçok kez gizlice bir araya geldiğini, uzlaşmaya varıldığını yazdı. HaAretz, Türk arabulucuların da görümelere yardımcı olduğu bilgisine yer verdi. DW editörlerinden Peter Philipp’in analiz haberi...

https://p.dw.com/p/AZXl
Gazete, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın görüşmelerin başlamasına öncülük ettiğini yazıyor.
Gazete, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın görüşmelerin başlamasına öncülük ettiğini yazıyor.Fotoğraf: AP

Amerikan Dışişleri Bakanı Rice Ortadoğu’da mekik diplomasisini sürdüredururken İsrail’de HaAretz gazetesinin yayımladığı bir haber, Ortadoğu barış sürecinde gizliden gizliye başka birtakım gelişmeler olduğuna da işaret ediyor. Doğru olup olmadığı henüz kesinleşmemiş bu haberde, İsrail ile Suriye’nin iki yıldan beri sürdürdükleri gizli görüşmeler sonucunda, bir barış anlaşmasının temel ilkelerinde uzlaştıkları yer alıyor. İsrail’den bugüne kadar yapılan resmi açıklamalarda, Suriye ile herhangi bir temas olmadığı söylenmekteydi. İsrail Başbakanı Ehud Olmert’in başbakanlık bürosundan yapılan açıklamada da, Suriye ile iddia edilen türde temaslar olmadığı bildirildi.

Kamuoyunun gözünden uzak olarak İspanya’da kısa bir süre önce gerçekleşen buluşma, aslında daha fazla dikkate alınması gereken bir toplantıydı. İsrailli ve Suriyeli siyasetçiler ve diplomatlardan oluşan küçük bir grubun bu buluşması, Madrid’te bundan 15 yıl önce gerçekleştirilen, ama sonuçsuz kalan Ortadoğu barış görüşmelerini anma niteliğindeydi. Ama İspanya’nın girişimiyle düzenlenen bu buluşma, duygusal bir anma toplantısının ötesinde, İsrail ile Suriye arasında birtakım hareketlenmeler olduğunun da ilk işareti olarak algılanıyor.

Türkiye arabulucu iddiası

İsrail’in liberal gazetesi HaAretzin verdiği haber de bu yöndeki şüpheleri onaylar nitelikte. Haberde, Suriye’nin İsrail ile ikili barış görüşmelerine yönelik ilk girişimi başlattığı, Türkiye’nin de bu buluşmaya arabuluculuk yaptığı bildiriliyor. Suriye ile İsrail arasındaki buluşmanın Avrupa’da gerçekleştiği ve iki ülke arasında bir barış anlaşmasının temel ilkelerinin saptandığı ortak belgenin bile hazırlandığı iddia ediliyor.

Bu belge kaba hatlarıyla İsrail’in 1967’de işgal ettiği Golan Tepeleri’ni Suriye’ye geri vermesi, buranın askerden arındırılmış bir bölge haline getirilmesi ve iki ülkenin vatandaşlarının da sınırlı olarak bu bölgeye giriş-çıkış yapabilmelerini öngörüyor. Bunun karşılığında Suriye’nin, Hamas’ın Şam’daki bürosunu kapatmayı, Lübnan’daki Hizbullah örgütüne desteğini kesmeyi ve İran ile şimdiye kadar olan yoğun işbirliğini de azaltmayı taahhüt ettiği iddia ediliyor.

Anlşamanın bağlayıcığılı bulunmuyor

Üzerinde uzlaşmaya varıldığı söylenen taslağın altında imza bulunmadığı, o yüzden de hukuki bir bağlayıcılığı olmadığı için, özünde resmi belge niteliği taşımadığına işaret ediliyor. Ancak HaAretz muhabiri, bu belgenin daha Ariel Şaron işbaşındayken, 2005 yılında oluşturulduğuna ve üzerinde çeşitli defalar değişiklik yapıldığına dikkat çekiyor. Hatta geçen yaz Lübnan krizi sırasında bile İsrail ile Suriye arasında temaslar bulunduğu, Suriye’nin bu ilişkilere devam etmek ve başarıyla sonuçlandırmak istediği de gazetenin haberinde yer alıyor.

Aslında üst düzeyde gerçekleştiği iddia edilen Suriye-İsrail temasları şaşırtıcı bir nitelik de taşıyor. Çünkü İran’a, Hamas’a ve Hizbullah’a destek verdiği ve Irak’ın içişlerine karıştığı gerekçesiyle Amerikan Başkanı George W. Bush’un Suriye’yi dünyanın ‘haydut devletleri’ arasında saymasına İsrail şimdiye kadar hep destek vermişti. Buna rağmen ABD ve Suriye başkentlerinde en üst makamların bu temaslardan haberdar olduğu da belirtiliyor.

İsrail radyosuna konuşan İsrail hükümetinin bakanları, HaAretz gazetesinin haberine temkinli yaklaşıyor ve “bu tür temaslar olsaydı, bilinirdi” şeklinde açıklamada bulunuyorlar. Ama bakanların bu açıklamaları isim vermeden yapmayı yeğlemeleri de dikkat çekici.