Gençleri çevre birleştiriyor

İki ülke cumhurbaşkanlarının himayelerindeki ,Çevrecilikle Kurulan Köprüler‘ projesinde gençler iki ülkede benzeri çevre faaliyetlerinin nasıl yürütüldüğünü anlamaya yönelik eğitimler alarak, konu ile ilgili makaleler yazıyorlar. Geçen Salı günü Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck tarafından cumhurbaşkanlığı köşkü olarak kullanılan ünlü Bellevue Sarayı‘nda ağırlanan gençler, cumhurbaşkanı ile çalışmaları hakkında görüş alışverişinde bulundular.

Çevrecilik anlayışındaki farklar

Sarayın ihtişamlı salonunda lise öğrencileri bir yandan Cumhurbaşkanı ile konuşmanın heyecanı içindeyken, diğerleri de ardı ardına çekilen fotoğraflara poz vermekle meşguldü. Öğrenciler ve Cumhurbaşkanı Gauck arasında geçen sohbetten sonra Kabataş Erkek Lisesi öğrencisi Şeref Kaya Çınar ile tanışıyoruz. 17 Yaşındaki Şeref proje kapsamında 1 hafta boyunca farklı çevrecilik konuları konusunda eğitimler alarak İstanbul boğazlarındaki çevre kirliliği ve enerji bakımından kendi kendine yeten Frankfurt stadyumu konuları hakkında araştırmalar yapmış. Çevrecilik temasıyla kurulan köprülerin önemine dikkat çeken Şeref, Alman ve Türk toplumu arasındaki çevrecilik anlayışındaki farklara dikkat çekiyor: „Türkiye‘deki insanlar, biraz evvel de söylediğim gibi küçük şeylere dikkat etmiyorlar. Dünyayı ben mi kurtaracağım mantığıyla pek çevrecilik projelerine katılmıyorlar. Almanya‘daki insanların biraz da farkı bu. Çünkü kendileri tek başlarına birşeyler yaparak dünyayı değiştirebileceklerine inanıyorlar.“

Öğrenciler önyargılarını aşmış

Aynı şekilde Türkiye‘de bir Türk ailesinin evinde misafir olarak kalan 16 yaşındaki Carla Freva da Türk toplumunun çevrecilik anlayışını şöyle değerlendiriyor: Almanya‘da herkes çöpleri ayırıyor. Bu çocuklukta hemen öğrenilen bir bilgi aslında. Türkiye‘de de devlet birçok girişimde bulunuyor. Ama bence aileler tamamıyla küçük adımların birçok şeyi değiştirebileceğini kavramış değil.”

Öğrenciler iki ülkede proje kapsamında geçirdikleri bir haftalık araştırma esnasında her iki toplumu daha yakından tanıma şansı yakalamış. Carla Freva da bu sayede daha önce Türkiye hakkında sahip olduğu önyargıların yersiz olduğunu fark etmiş. İstanbul ile ilgili gözlemlerini, "Orası çok batıya dönük. İnsanlar çok canayakın. Ve sizi hemen aralarına alıp, sanki onlardan biriymişsiniz gibi davranıyorlar“ diye dile getiriyor.

Gazetecilik de öğreniyorlar

7 günlük eğitim sonrasında araştırmaları makaleler halinde Türkiye‘de Milliyet ve Almanya‘da Frankfurter Neue Presse gazetelerinde yayımlanan Şeref ve Carla bundan dolayı oldukça gururlular. Farklı alanlarda yeni tecrübeler edinen gençler, projenin kişiliklerini de geliştirdiğini vurguluyor. Şeref, „Aslına bakarsanız Türkiye‘deyken bu kadar bilinçli değildim çevreye karşı. Çünkü mesela Türkiye‘de çöpler ayrılmıyor, çevrecilikle alakalı yapılan çok şey yok. Çok küçük değişiklikler yaparak hayatımda ekolojik ayak izimi de küçülttüm. Bu şekilde çok büyük faydaları oldu hem bana hem dünyaya“ diyor.

Kabataş Erkek Lisesi‘nden Şeref çevreciliğin yanı sıra araştırma yapıp makaleler yazarken, gazetecilik hakkında da birçok yeni bilgiler edindiğini söyleyerek „Türkçe ve Almanca biraz farklı gazetecilik. Çünkü bazı makaleler, bazı yazı çeşitleri farklılık gösteriyor. Öncelikle aradaki bu farkı öğrendim. Nasıl gazetede yazı yazılır, nasıl fotoğraf çekilir, perspektifler nasıl olmalı, bunları öğrendim. Nasıl röportaj yapılır? Bu tip şeyleri“ diyor.

Carla ve Şeref ‘Çevrecilikle Kurulan Köprüler’ sayesinde hem iki toplumu hem de çevrecilik ve gazetecilik mesleğini de daha yakından tanıma fırsatı bulmuşlar. Ve belki ileride gazeteci olarak çalışabileceklerini de ekliyorlar.

© Deutsche Welle Türkçe

Haber: Nalan Şipar

Editör: Beklan Kulaksızoğlu