1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanca ne kadar önemli?

16 Ekim 2012

Onlar Almanya'da yaşamaktan ve çalışmaktan memnunlar: Bulgaristan'dan Diana Guncheva, Romanya'dan Adrian Mitroescu... .

https://p.dw.com/p/163Fe
Fotoğraf: Fotolia/HandmadePictures

Öğretim görevlisi Diana Guncheva, "İlk başlarda Almancayı güzel bir dil olarak algılamamıştım" diye anımsıyor. Bulgaristan'da doğduğu kent olan Varna'da 14 yaşındayken ilk kez Almanca ile karşılaşmış. "Lise'de ilerleyen sınıflarda Bertolt Brecht ve Johann Wolfgang von Goethe'yi orijinal metinlerinden okumaya başladığımızda bu dilin güzelliğini keşfettim. İnsan bir düşüncesini başka dillerden farklı olarak Almanca'da tam ifade edebiliyor." diye konuşuyor Guncheva.

Bugün 31 yaşında olan Guncheva o kadar iyi Almanca konuşuyor ki, Bonn kentinde aldığı eğitimin akabinde bir dil okulundan ona iş teklifi yapılmış. Guncheva, Slav dilleri ve doğu Avrupa tarihinin yanı sıra Almanca Yabancı Dil (DAF) bölümünde de öğretim görevlisi olarak ders verebilmek için ek bir sertifika almış. "Dil, bir ülkeyi tanımanın anahtarıdır - o ülkenin diline tam hakim olmadan orada kendinizi çok iyi hissedemezsiniz" diye konuşuyor Diana Guncheva.

Genç öğretim görevlisi entegrasyon kurslarında göçmenlere Almanca'yı öğretiyor, ama aynı zamanda onlara gündelik yaşam için tavsiyeler de de bulunuyor. Guncheva, bir göçmen olarak Almanca'nın hangi yönlerden ana dili Almanca olmayanlara sorun yaratabileceğini hissedebildiğini, anlayabildiğini belirtiyor. Guncheva sözlerine şöyle devam ediyor: "Dil kurslarına devam eden bazı öğrenciler için dili öğreten kişinin de Almanya dışındaki bir ülkeden geliyor olması özellikle teşvik edici bir faktör. Benim de Almanca'yı yabancı dil dersi olarak okuduğumu duyduklarında, ' o zaman bunu ben de başarırım' diye düşünüyorlar." 

Adrian Mitroescu
Adrian MitroescuFotoğraf: DW

Diana Guncheva'nın başka özel bir faaliyet alanı daha var: Okuma yazma bilmeyen göçmenler için kurslar düzenlemek... . Guncheva, "bunlar daha ziyade kırsal alanlardan buralara gelmiş ve ilk başlarda okuma yazma bilmediklerinden ötürü bundan çok utanmış olan göçmenler. Ancak sadece kendilerinin değil,  başkalarının da bu sorundan muzdarip olduğunu görmeleri onlara yardımcı oluyor. " Ve onlar ilk öğrendikleri sözcükleri ana dillerinde değil, Almanca yazıyorlar.

Duisburg-Essen Üniversitesi'nden uyum araştırmacısı Hacı Halil Uslucan, ülkenin diline hakim olmanın göçmenler açısından merkezî önemi bulunduğunu, ama dil bilmenin tek başına bir etken olmadığını da vurguluyor. Uslucan, asıl önemli olanın göçmenlerin iş ve eğitim alanlarına dahil edilmesi olduğunu belirtiyor.

Ve göçmenlerin bazı sektörlerde çalışmaları dil bilmeden de mümkün olabiliyor. Örneğin Almanya'daki kimi üniversitelerde dersler İngilizce veriliyor, ya da öyle işler var ki orada iletişim sadece İngilizce üzerinden yürütülüyor. Örneğin bilişimde, bilimsel araştırmada, ya da lojistik ve ulaştırma alanlarında. Rumen Adrian Mitroescu iki yılın üzerinde bir süreden beri Bonn'daki uluslararası lojistik/ulaştırma firması "DHL"nin satış ünitesinde çalışıyor. Doğduğu kent Bükreş'te uluslararası ilişkiler ve pazarlama eğitimi almış olan 28 yaşındaki Mitroescu, "Benim tüm çalışma günüm İngilizce konuşarak geçiyor, 220 ülkeden müşterilerimiz var" diyor ve ekliyor: "Tabii uluslararası bir ünitede çalışıyor olmam bunu gerektiriyor, ama DHL'nin başka bir şubesinde çalışmak durumunda olsaydım, o zaman Almanca konuşmam gerekirdi."

Diana Guncheva
Diana GunchevaFotoğraf: DW

Almancaya tam hakim olmak özellikle doktorlar açısından büyük önem taşıyor. Alman Klinik Doktorları Sendikası bundan kısa bir süre önce kamuya açık olarak yaptığı bir açıklamada, yabancı kökenli doktorlar ile çalışmaları sırasında dil bakımından sıkça anlaşma sorunu yaşadıklarından şikâyetçi oldu.

Adrian Mitroescu'dan ise kimse Almanca öğrenmesini talep etmiyor - ama o bunu gönüllü yapıyor. Haftada en az bir kez  Almanca akşam kurslarına devam ediyor. "Uzun vadede Almanya'da kalacak olsam da, buradan başka bir ülkeye geçecek, ya da  Romanya'ya geri dönecek olsam da fark etmiyor; benim için Almanca'yı olabildiğince iyi öğrenmek büyük önem taşıyor." diyor Adrian Mitroescu.


© Deutsche Welle Türkçe

Dana Scherle / Çelik Akpınar

Editör: Nihat Halıcı