1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

FR: Gösterilerin yasaklanması demokrasinin yenilgisi

27 Ağustos 2020

Alman basınında Berlin'de hafta sonunda korona tedbirlerine karşı düzenlenecek etkinliklerin yasaklanması ile ABD'deki protesto gösterilerine karşı Başkan Trump'ın izlediği tutum öne çıkan konular arasında.

https://p.dw.com/p/3hYjg
Fotoğraf: Getty Images/AFP/T. Kienzle

27.08.2020 - Alman basınından özetler

Almanya'da koronavirüs vaka sayısındaki artış üzerine, Berlin eyaleti korona tedbirlerine karşı hafta sonunda düzenlenmesi planlanan geniş katılımlı gösterileri yasakladı. Aşırı sağcı gruplar ile komplo teorilerine inanan gruplar tarafından düzenlenen gösterileri organize edenler, gösteriye izin verilmesi için mahkemeye başvuracaklarını bildirdi. Frankfurter Rundschau gazetesindeki yorumda, korona tedbirlerine karşı yapılacak gösterilere, sosyal mesafe kuralına uyulmadığı gerekçesiyle getirilen yasak işleniyor.

"Neonazilerin çağrısını yaptığı korona gösterilerinin gerçekleşmeyecek olması iyi bir haber. İyi olmayan haber ise bu gösterilerin yasaklanmış olması. Haklı gerekçeler olsa bile, özgürlüğü sadece kendisi için bir hak değil hukuk devletinin temel bir taşı olarak gören hiç kimse gösteri yasağından memnun olmaz. Bu yasak hukuki açıdan da destek görecek mi, bilinmiyor. Ama bundan bağımsız olarak şimdiden demokrasinin bir yenilgisi söz konusu. Hukuk devletine saygı duymayan sağcılar, özgürlüğe getirilen kısıtlamalara yönelik kısmen anlaşılabilir kuşkuları, özgürlük düşmanı hedeflerini araçsallaştırmak için kullanmasalardı, bu karar da gereksiz olacaktı. Nazilerin nefret çığlıkları, getirilen kuralların anlamına ilişkin her tartışmayı bastırdı."

Badische Zeitung'da da Berlin eyaletinin aldığı yasak kararı eleştiriliyor.

"Mahkemelerin Berlin'in getirdiği gösteri yasağını kaldırması umut edilebilir, ama hasar çoktan oluştu bile. Evet, korona tedbirlerine karşı planlanan gösterilerde yine hijyen kuralları hiçe sayılacaktı. Ve evet, pandemi döneminde bazıları sorumsuzca davranınca, herkes için risk artıyor. Ve bu ülkenin korona diktatörlüğü yönünde ilerlediğini düşünen herkese doğrudan şunu gösteriyor: Gördünüz mü, bizi susturmak istiyorlar! Bu yasak esasen gereksiz ve siyasi açıdan yıkıcı bir mesaj oldu. Anlamsız tezler ve korona efsaneleri zaten yasaklanamaz. Sadece sabırla doğrusu anlatılabilir."

Landshuter Zeitung'daki yorumda da aynı konu işleniyor.

"Berlin İçişleri Senatörlüğünün talimatı ile Almanya'da hoşa gitmeyen fikirlerin baskı altına alındığını düşünenler, kendilerini haklı çıkmış hissedecek. En büyük saçmalığın propagandası yapılsa bile gösterilere izin vermek, ama kuralların ihlal edilmesi halinde gösteriye son verileceğini açıkça söylemek çok daha iyi olurdu. Zaten vatandaşların duyduğu güvensizliğe karşı en iyi yöntem inandırıcı bir siyaset izlemek. Ancak bu sıralar federal hükümet de, eyaletler düzeyinde de bu pek başarılamıyor. Örneğin tatilden dönenlere yapılacak testlerdeki tartışmalar da bunu gösteriyor."

Amerika Birleşik Devletlerinde (ABD) siyah vatandaşlara yönelik polis şiddeti ve ayrımcılığı protesto için düzenlenen gösteriler karşısında Başkan Donald Trump'ın izlediği tutum ve bunun 3 Kasım'da yapılacak başkanlık seçimlerine olası etkileri Hamburg'da yayımlanan haftalık Die Zeit gazetesindeki yorumda ele alınıyor.

"Protestolar ve şiddet devam edip, liberal kent merkezlerinden muhafazakar banliyölere yayıldığı takdirde, beyaz annelerin çocukları için duyacağı korku artacak. O zaman da onlar için ailelerinin güvenliğinin yanında yapısal ırkçılık pek önemli olmayacak. Ve banliyölerdeki beyaz kadınlar belirleyici bir seçmen grubunu oluşturuyor. Dört yıl önce Trump'ın göreve gelmesine yardımcı olmuşlardı. İşte Trump bu korkuları kullanıyor ve hatta daha artırıyor. Kentlerdeki tehlikeleri abartıyor, göstericilere saldırıyor, liberal belediye başkanlarını radikal sosyalistler olarak nitelendiriyor ve Biden'ı banliyöleri yıkıma sürüklemekle suçluyor. Bütün bunlar etkisiz kalmayacak."

dpa / JD,ET

© Deutsche Welle Türkçe