1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Fikri Sağlar hakkında soruşturma

4 Ocak 2021

Eski CHP milletvekili Fikri Sağlar hakkında, katıldığı bir televizyon programında türbanlı hakimler konusunda sarf ettiği sözler nedeniyle "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçundan soruşturma başlatıldı.

https://p.dw.com/p/3nTzD
Fikri Sağlar hakkında soruşturma başlatıldı
Fikri Sağlar hakkında soruşturma başlatıldıFotoğraf: ANKA

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, eski CHP milletvekili Fikri Sağlar hakkında, katıldığı bir televizyon programında türbanlı hakimler konusunda sarf ettiği sözler nedeniyle soruşturma başlattı.

Başsavcılıktan yapılan açıklamada, Sağlar'ın 30 Aralık'ta katıldığı bir televizyon programında, ‘Türbanlı hâkim karşısına gittiğimde adaleti savunacağı konusunda kuşkum var. Bazıları militanca ve ideolojik takılıyor, bununla mücadele edilmeli’ şeklindeki sözlerine işaret edilerek 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 216. maddesi kapsamında "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama" suçundan, re'sen soruşturma başlatıldığı bildirildi.

Sağlar ise Twitter hesabından yaptığı açıklamada kendisi ile ilgili soruşturma hakkında, AKP "hukuk reformuna" hız kesmeden devam ediyor! Onların düşünce özgürlüğünden rahatsız olması normal de, değirmene su taşımaktan, can suyu vermekten bahsedenlere şimdi ne diyeceğiz?" değerlendirmesinde bulundu. 

HSK'dan açıklama

Hakkında soruşturma başlatılan CHP eski milletvekili Fikri Sağlar Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) da açıklama yaptı. Açıklamada, "Giyim, kuşam, yaşam biçimi, etnik kimlik gibi çoğaltılabilecek nedenlerle hâkim ve savcıların tarafsızlığına gölge düşürecek açıklamalar, 100 yaşına girmeye hazırlanan Cumhuriyetimize ve demokrasi kazanımlarına ters düşecek; birlik olma, beraber olma ve millet olma şiarımıza uygun olmayacaktır" ifadeleri yer aldı. 

HSK'dan yapılan yazılı açıklamada, bağımsız ve tarafsız olarak görevini gerçekleştiren Türk hakim ve savcılarının birinci önceliğinin anayasaya, kanunlara, dosyadaki maddi gerçeğe ve hukuka uygun elde edilmiş delillere göre hüküm vermek olduğu bildirildi. Açıklamada, "Türk Hâkim ve Savcıları, millet olmanın, bir arada huzur içinde yaşamanın bir gereği olarak; farklılıklara saygı duyma, birbirine anlayışla yaklaşma ve herkese eşit davranma bilinciyle; dil, din, mezhep, ırk, etnik köken, cinsiyet, siyasi düşünce, sosyal ve ekonomik durum, hemşehricilik, yaşam biçimi, dış görünüş, medeni hal gibi sebeplerin ayrımcılığa neden olmaması için toplumun her ferdinin göstermesi gereken duyarlılığın üstünde bir farkındalığa sahiptir. Adil, hızlı, etkin ve güvenilir bir yargı sistemi için hâkim ve savcılar kadar toplumun da sorumluluklarının bulunduğu muhakkaktır. Giyim, kuşam, yaşam biçimi, etnik kimlik gibi çoğaltılabilecek nedenlerle hâkim ve savcıların tarafsızlığına gölge düşürecek açıklamalar, 100 yaşına girmeye hazırlanan Cumhuriyetimize ve demokrasi kazanımlarına ters düşecek;  birlik olma, beraber olma ve millet olma şiarımıza uygun olmayacaktır. Hâkim ve savcı olabilmek için gerekli şartlar, anayasa ve yasalarımızda açıkça belirtilmiştir. Yasal mevzuat dışında başka sınırlamalar aramak; anayasamızda ve evrensel hukukta güvence altına alınan temel hak ve hürriyetler anlayışı ve hukuk devleti ilkesiyle de asla bağdaşmayacaktır. Zor şartlarda üstün bir fedakârlıkla görevlerini yerine getiren Türk Hâkim ve Savcılarını; yaşam biçimleri, giyim kuşamları, inançları gibi çağ dışı anlayışla tartışmaya açmak, yargı sistemimize, adalete, ülkeye ve millete hiçbir katkı sunmayacağı unutulmamalıdır" denildi. 

Ne olmuştu?

Sağlar, söz konusu sözlerine gelen tepkilerin ardından 1 Ocak'ta Twitter hesabından yaptığı açıklamada hakkında bir linç kampanyası yürütüldüğünü ve bunun "AKP'nin kendisi gibi düşünmeyen, yaşamayan insanlara ve toplum kesimlerine karşı kara propaganda ve nefret dilini bilinçli bir tercih olarak kullandığını bir kez daha gösterdiğini" söylemişti.

AKP'yi, "din kurallarıyla yönetilen şeriat devleti hedefine Türkiye’yi adım adım sürüklemek"le ve "çoğulcu demokrasiyi, insan hak ve özgürlüklerini ve hukuk devletini korumakla yükümlü başta yargı olmak üzere, tüm sivil anayasal erkleri ve kurumları siyasal islamcı ideoloji çerçevesinde militanlaştırmak"la suçlayan Sağlar, "Özellikle yargıdaki militanlaşmanın hedefi budur. Siyasal islamcı ideoloji hiçbir zaman demokrasiyi benimsememiş, onu reddeden bir anlayıştır. Siyasal islamcı AKP, demokrasiyi iktidara gelebilmek ve ardından da onu yok etmek için kullanmıştır. Ülkede yaşanan baskıcı ve faşizan ortam bunun somut kanıtıdır" ifadelerini kullanmıştı.

Sağlar açıklamasında AKP'nin 2023 hedefinin ekonomiyle ilgili olmadığını, hedefin "18 yılda aşındırılan laiklik ilkesinin artık anayasadan büsbütün çıkarılarak, laik demokratik Cumhuriyeti yıkmak" olduğunu öne sürmüş, "Öyle değilse, o halde milyonlarca yurttaşın duyduğu bu ciddi kuşkuları gidermek de başta AKP’nin sorumluluğundadır" demişti.

DW/BK,JD

© Deutsche Welle Türkçe