1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Erken seçim kararına Anayasa Mahkemesi engeli

Wolter von Tiesenhausen21 Temmuz 2005

Almanya Cumhurbaşkanı Horst Köhler kararını verdi. Herhangi bir yoruma yer bırakmayacak şekilde meclisi feshetmeye karar verdiğini açıkladı. Böylelikle genel seçimlere giden yol hemen hemen açılmış oldu. Hemen hemen demek zorundayız, çünkü konu Alman Anayasa Mahkemesi’nin gündemine de gelecek. DW'den Wolter von Tiesenhausen’ın konuyla ilgili yorumu:

https://p.dw.com/p/AZv5

Almanya Cumhurbaşkanı Horst Köhler, Alman Meclisi’ni feshetti ve erken seçime giden yolu açtı. Bu kararıyla da, hem mecliste temsil edilen tüm partilerin, hem de halkın büyük çoğunluğunun arzusuna uydu. Başbakan Gerhard Schröder olsun, ana muhalefet lideri Angela Merkel olsun, ülkenin her bir köşesindeki vatandaş olsun: herkes, işlerin böyle devam edemeyeceği görüşünde birleşiyor. Başbakan, kendi sıralarından desteğin yetersizliğine işaret ediyor, muhalefet lideri ise Başbakan'ın tüm siyasi icraatının başarısız olduğunu ilan ediyor.

Cumhurbaşkanı, sorunların nerede olduğunu lafı fazla dolandırmadan anlattı. Çok fazla borç, çok fazla işsiz, devlet içinde dengesizlik ve sosyal sigorta sisteminde aksaklık. Üstelik tüm bu sorunlar, dünya çapında kıyasıya bir rekabetin olduğu bir döneme denk geliyor. Bu nedenle Köhler, ülkenin mecliste güvenilir ve hareket yeteneği olan bir hükümete gerek duyduğunu söyledi. Böylece de, başbakanın sözlerine katılmış oldu.

Cumhurbaşkanı'nın kararı, 1972 ve 1983 yılında kendi seleflerinin verdiği kararlara benziyor. Onlar da yapay şekilde gündeme getirilen güvenoylamalarıyla erken seçime gidilmesi kararını almak zorunda kalmıştı. Erken seçim yapılması yolunda genel bir arzunun varlığının, meclisi feshetmeye yeterli olmadığı geçmişte de vurgulanmıştı. Oysa ülkedeki siyasi istikrarın ancak erken seçimlerle sağlanabileceğinin ve hükümet bunalımının da ancak bu yolla sona erdirilebileceğinin daha fazla ortaya çıkması gerekli.

Bu kez de son sözü Anayasa Mahkemesi söyleyecek. Hükümet kanadından iki milletvekili, Cumhurbaşkanı'nın kararını mahkemeye götüreceklerini açıkladı bile. En yüksek mahkeme, bu davada sadece bu iki milletvekilinin haklarının çiğnenip çiğnenmediğini değil, Cumhurbaşkanı'nın kararının Anayasa'nın içeriğine ve ruhuna uygun olup olmadığını da inceleyecek. Eğer mahkeme aynı koşullarda 1983 yılında vardığından farklı bir sonuca varacak olursa, bu, bir sansasyon olur. O tarihte Cumhurbaşkanı'nın kararı onaylanmış ve kararı eleştirenlerin tezleri geri çevrilmişti.