1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Dünya yeniden nükleer enerjiye yöneliyor

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu10 Haziran 2008

Enerji fiyatlarındaki yükseliş ile çevre konusunda artan endişeler karşısında nükleer enerjiye ilgi artıyor. Nükleer enerjiden aşamalı olarak çekilme kararı alan Almanya'da ise tartışmalar yeniden alevlendi.

https://p.dw.com/p/EGXj
Japonya’da yapılan Sekizler Grubu (G8) ile Çin, Hindistan ve Güney Kore Ekonomi Bakanları toplantısında nükleer enerji ele alındı.
Japonya’da yapılan Sekizler Grubu (G8) ile Çin, Hindistan ve Güney Kore Ekonomi Bakanları toplantısında nükleer enerji ele alındı.Fotoğraf: AP

Dünyanın önde gelen sanayi ülkeleri yeniden nükleer enerjiye yöneliyor. Nükleer enerjinin artan önemi, Japonya’da yapılan Sekizler Grubu (G8) ile Çin, Hindistan ve Güney Kore Ekonomi Bakanları toplantısının da gündemindeydi. Toplantıya katılan 11 ülke, dünya enerji tüketiminin yaklaşık üçte ikisini gerçekleştiriyor.

ABD Enerji Bakanı Samuel Bodman ve Japonya'nın Enerjiden Sorumlu Ekonomi ve Ticaret Bakanı Akira Amari.
ABD Enerji Bakanı Samuel Bodman ve Japonya'nın Enerjiden Sorumlu Ekonomi ve Ticaret Bakanı Akira Amari.Fotoğraf: AP

İngiltere’nin enerjiden sorumlu devlet bakanı John Hutton, yeni bir nükleer çağın eşiğinde olduklarını vurguladı ve nükleer enerjinin küresel ısınmaya yol açan karbondioksit atılımını azaltması nedeniyle bunun dünya için olumlu bir gelişme olduğunu belirtti. İngiltere gibi ABD, Kanada ve İtalya da modern nükleer santraller inşasına başlamayı planlıyor. İtalya’da Silvio Berlusconi Nisan ayında yeniden Başbakanlığa seçilmesinin hemen ardından konuya el atarak sivil amaçlı nükleer enerjiye geri dönüleceğini açıklamıştı. İtalyan enerji şirketi Enel bir açıklama yaparak, her biri 1800 megawattlık 4 ila 5 santral inşasının planlandığını bildirdi. İtalya, Çernobil faciasının ardından 1987 yılında düzenlenen referandumla nükleer enerjiyi terk etmişti. Kanada ve Güney Koreli bakanlar da petrol fiyatlarında son dönemde yaşanan rekor artışlara işaret ederek nükleer enerjinin fiyat ve istikrarlılık açısından önümüzdeki yıllarda çok önemli bir rol oynayacağını vurguladı. Fransa ve Japonya ise zaten uzun yıllardır bu alanda öncü rol oynuyor.

Almanya’da nükleer anlaşmazlık

Dünyada nükleer enerjiye rağbet artarken, Almanya’da koalisyon ortakları arasında bu konuda yaşanan tartışma kızışıyor. Bir önceki Sosyal Demokrat-Yeşiller hükümetinin 2000 yılında aldığı karar, ülkedeki tüm nükleer santrallerin aşamalı olarak 2020 yılına kadar devredışı bırakılmasını öngörüyor. Şu anki koalisyonun ortağı olan Sosyal Demokratlar bu kararda diretirken büyük ortak Hristiyan Birlik partileri kararın geri alınmasını istiyor. Başbakan Angela Merkel, partisi Hristiyan Demokrat Birlik ile kardeş parti Hristiyan Sosyal Birlik'in dünkü toplantısının ardından yaptığı açıklamada bu görüşlerini bir kez daha vurguladı. Nükleer enerjiden vazgeçme politikasını yanlış bulduğunu belirten Merkel, Hristiyan Birlik partileri olarak bu politikanın değiştirilmesinden yana olduklarını kaydetti. Enerji fiyatlarının ödenebilir oranlarda kalabilmesi için düşüncelerin değişmesi gerektiğini söyleyen Merkel, Almanya’nın güvenli nükleer santralleri kapatan tek ülke olduğunun altını çizdi.

“Nükleer enerji avantaj sağlıyor”

Hristiyan Sosyal Birlik partili Ekonomi Bakanı Michael Glos da nükleer enerjinin çok daha ekonomik olduğunu vurguladı. “Nükleer enerjiden geriye dönüş için daha fazla doğalgaz tesisine ihtiyaç var. Bu da doğalgaz ve bağlantılı olarak petrol fiyatlarını daha da yükseltecektir.” diyen Ekonomi Bakanı Michael Glos, “Dolayısıyla nükleer enerjiden vazgeçilmesi yönünde alınan bu anlamsız kararın yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor.” İfadelerini kullandı.

Sosyaldemokratlar ise 2000 yılında aldıkları kararda diretiyor. Sosyaldemokrat Çevre Bakanı Sigmar Gabriel bu karardan geri dönülmeyeceğini vurgulayarak, nükleer santraların sayısının artmasını güvenlik politikaları açısından ‘felaket senaryosu’ olarak nitelendirdi.

“Alternatif enerjilere yönelmeli”

Ancak Uluslararası Enerji Ajansı aynı fikirde değil. Ajansın yayınladığı raporda sera gazları salınımını 2050 yılına kadar yarıya indirebilmek için binlerce rüzgar enerjisi tesisinin yanında dünya çapında her yıl 32 yeni nükleer santral kurulması gerektiği belirtiliyor ve dünya çapında enerji alanında bir devrime ihtiyaç olduğunun altı çiziliyor.