1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Die Welt: Steinmeier iki partinin istikrar arayışı

13 Şubat 2017

Frank- Walter Steinmeier'in Almanya'nın yeni cumhurbaşkanı olarak seçilmesi Alman gazetelerinde öne çıkan yorum konusu. Yorumlarda yaklaşan seçimlere de dikkat çekiliyor.

https://p.dw.com/p/2XSDt
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/B. v. Jutrczenka

13.02.2017 - Alman basınından özetler

Eski Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier'in ezici oy çoğunluğuyla Almanya Cumhurbaşkanlığına seçilmesini Süddeutsche Zeitung şöyle yorumluyor:

"Seleflerinden hiçbiri dünyayı ve dünyadaki kriz odaklarını Steinmeier kadar tanımıyordu. Almanya Federal Cumhuriyeti siyaset tecrübesi yüksek bir cumhurbaşkanına kavuşuyor. Aynı zamanda Steinmeier'in kendinden önceki cumhurbaşkanları ile arasındaki en önemli fark profesyonel politikacı olmasıdır. Bu özellik eskiden ‘kusur' sayılırdı, günümüzde ise 'avantaj' olarak görülüyor. Bu değişikliğin nedeni, Steinmeier'in dediği gibi ‘dünyanın çığırından çıkmış' olması. Günümüz dünyasında olgunluk ve tecrübe yeniden önem kazanıyor. Siyasette, ekonomide ve çalışma hayatındaki kısa solukluluğun toplumdaki güveni ve beraberliği eriten asit etkisi yaptığı hissedilmeye başladı.”

 

Die Welt gazetesi Steinmeier'in cumhurbaşkanlığına seçilmesinin iki büyük partinin istikrar unsuruna verdiği önemi yansıttığını vurguluyor:

"Frank-Walter Steinmeier ülke için hayırlı bir seçimdir. Dışişleri bakanlığı sırasında NATO hakkında kafa karıştıran sözler söylemiş olsa bile, öfkeli siyasetçiliğin ve tek temele dayalı suçlamacılığın tam tersini temsil ediyor. Almanya onu seçmekle, iki büyük siyasi partinin bazı durumlarda istikrarın en az siyasi rekabet kadar önemli olduğunu idrak ettiklerini kanıtladı. Hristiyan Birlik ve Sosyal Demokrat partileri geniş kesimleri saran kriz endişesi ortamında kendi adayını kabul ettirmek iddiasını bir yana bırakıp, birlikte davranmayı tercih etti.”

Lüneburg'da yayımlanan Landeszeitung adlı gazete yeni Almanya Cumhurbaşkanı'nı önemli görevlerin beklediği görüşünde:

"Avrupa zorlu bir dönemden geçiyor. Temel değerleri olan özgürlük, demokrasi ve insan hakları tehlikede. Le Pen, Wilders ve Trump gibi popülistler bu değerlere düşman kesildi. Almanya Cumhurbaşkanı'nın gücü ise ‘ne söyledikleriyle' sınırlı. Steinmeier diplomasi ustası olduğunu kanıtladı. Hiç pes etmediğini, çözülmesi imkânsız gibi görünen sorunlara bile çare aradığını gösterdi. Bu açıdan Steinmeier Trump'un zıt kutbu olarak görülebilir. Steinmeier'in cumhurbaşkanlığındaki düsturu ‘cesaret' olmalıdır. Ama aynı zamanda Almanya'daki siyasi elitler tarafından temsil edilmediğini düşünenleri ikna edip yanına alabilmesi de gerekecektir.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung bu yıl yapılacak olan Almanya'daki seçim kampanyasına değindiği yorumunda iki büyük partinin mali ve sosyal güvenlik politikalarında yanlış yollu izlediğini yazıyor:

"Almanya Sosyal Güvenlik Bakanı Nahles'in son gelir dağılımı raporunda belirttiği gibi zenginle fakir arasındaki gelir farkı 2005 yılından bu yana artmıyor. Ancak ‘alternatif gerçekler' çağında doğrular kimseyi ilgilendirmiyor. Sosyal Demokratların başbakan adayı Martin Schulz alternatif ‘yalan haberlerle' siyasette çoğu zaman gerçeklerin yerini alan atmosferi körüklemiş oluyor. Ona sadakatla bağlı medya zenginden alıp fakire verme düşüncesi bazı gazetecilerin yüreğini ısıttığı için Schulz'u göklere çıkarıyor. Büyük koalisyon aniden artan vergi ve sosyal sigorta gelirlerinin bir bölümünü halka iade edebilirdi. Hristiyan Birlik ve Sosyal Demokrat partiler koalisyonu onun yerine sosyal devleti büyütmeyi tercih etti. Büyük partilerin, yıllardır elinde avucundakini aldığı vergi mükellefini aniden hatırladığına kim inanır?”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Ahmet Günaltay