1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

‘Darbe mahkemeleri’ için geri sayım

5 Ekim 2016

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında tutuklananların sayısı 31 bini aşarken, gözler şimdi ‘darbe mahkemeleri’nin nasıl kurulacağına çevrildi. Dava dosyalarının savunma avukatlarından gizlenmesi ise eleştiri konusu.

https://p.dw.com/p/2Qt8Z
Fotoğraf: picture-alliance/Ap Photo/P. Karadjias

Türkiye’yi şoka uğratan 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden yaklaşık 3 ay geçti. Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre, bu süre zarfında darbe ile ilişkisi olduğu iddia edilen 70 binin üzerine şüpheliye işlem yapılırken,  31 bin 48 şüpheli tutuklandı. Şimdi ise gözler, 15 Temmuz davanın nasıl görüleceğine kilitlenmiş durumda.

Son günlerde gerek Başbakan Binali Yıldırım gerekse Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, ‘darbe mahkemeleri’nin yapısına dair açıklamalar yapsa da, hukukçular evrensel yargılama standartlarına göre pek çok konunun hala belirsiz olduğu görüşünde.

Tutuklu sayısı 30 bini aştı

Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün açıkladığı verilere göre, darbe girişiminden bugüne kadar tutuklanan 31 binin üzerindeki şüpheliler içerisinde askerinden polisine, hakiminden savcısına, rektöründen belediye başkanına ve gazetecisinden yazarına toplumun tüm kesimlerine yayılmış isimler bulunuyor. Darbeye karıştıkları gerekçesi ile tutuklanan askerlerin sayısı 6 bin 488’i bulurken, bu askerlerin 2’si orgeneral, 10’u korgeneral ve 30’u da tümgeneral seviyesinde. Öte yandan 2 bin 385 hakim ve savcı, 629 emniyet müdürü ile 154 vali ve kaymakam da ‘darbecilik’ suçlamasıyla yargılanacaklar arasında. Dün ise ülke genelinde 12 bin 800 polis, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında açığa alındı.

Türkei Ausnahmezustand: Folgen des Putsches
Fotoğraf: Getty Images/C. McGrath

Muhalif medya hedefte

Bu arada geçen günlerde 3 ay daha uzatılan OHAL uygulaması sırasında hükümete muhalif medya organlarına karşı yürütülen operasyonlar da giderek artıyor. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) verilerine göre, OHAL döneminde 45 gazete, 24 radyo, 18 TV, 15 dergi, 29 yayınevi ve 3 haber ajansı kapatıldı. 100’ün üzerinde gazeteci gözaltına alınırken, 37 gazeteci ise tutuklandı. Son olarak dün sol eğilimli İMC TV ve Hayatın Sesi radyosuna yönelik gerçekleştirilen polis operasyonları, darbecilere karşı yürütülen operasyonların sol muhalefete kayacağının işareti olarak değerlendirildi.

Peki, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında gerçekleştirilen bu kitlesel tutuklamalar, yargıya nasıl taşınacak? Darbe mahkemeleri nasıl işleyecek?

Özel mahkeme kurulacak mı?

Geçen ay Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) 15 Temmuz davası için Ankara, İzmir ve İstanbul'da ‘terör mahkemeleri’ kurması gündeme gelmişti. Hatta HSYK’nın bu doğrultuda bir yetki kararnamesi hazırladığına ilişkin duyumlar basında yer almıştı. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise “Darbeciler için özel mahkeme mi kurulacak?” şeklindeki sorulara karşılık, "Özel mahkemeye gerek yok, darbe teşebbüsünde bulunanları hangi mahkemelerin yargılayacağı belli" açıklaması yapmıştı. Bozdağ, öte yandan onbinlerce sanıklı dava için dev duruşma salonları inşa edeceklerini de dile getirmişti. Bu kapsamda Sincan Cezaevi Kampüsü’nde duruşma salonu inşası devam ediyor. 900 kişi kapasiteli olarak planlanan duruşma salonunun kısa süre içinde tamamlanması bekleniyor.

Yıldırım: Yargılama süratle yapılacak

Son olarak dün Meclis Grup Toplantısı’nda ‘darbe mahkemeleri’ konusunda değinen Başbakan Binali Yıldırım ise yargılamanın süratle gerçekleştirileceğini söyledi. Birçok savcı ve hâkimin açığa alınması veya tutuklanmasının ardından mahkemenin iş yükününün azaltılması için çalışmalar yapıldığını da vurgulayan Yıldırım, "Yargılama sürelerini kısaltmanın yolları var. İhtisas mahkemeleri kurulacak. Uzlaşma mekanizması getirilecek. Bazı konularda mahkemeye gitmeden orada uzlaşacaklar, helalleşip gidecekler” diye konuştu.

DW Türkçe'ye konuşan hukukçulara göre ise, 30 binin üzerinde tutuklunun bulunduğu ve onbinlerce insanın da hala gözaltında olduğu bir davanın kısa sürede sonuçlandırılması pek kolay değil. Son dönemde hükümet çevrelerinde dile getirilen ‘özel mahkeme kurulsun' önerisi ise, evrensel hukuk standartları açısından kabul edilemez bulunuyor.

Türkei Premierminister Binali Yildirim
Başbakan Binali YıldırımFotoğraf: Getty Images/AFP/A. Altana

“Savunma tarafı, dava dosyasını göremiyor”

Avukat Ergin Cinmen’e göre, henüz darbe soruşturmasını yürüten savcılar bile mahkemelerin bu davayı nasıl ele alacağı konusunda bilgisiz durumda. “Dev tek bir dava mı açılacak yoksa yereldeki mahkemeler de görev yapacak mı, bilmiyoruz” diyen Cinmen, Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre 15 Temmuz’a özel bir mahkeme kurmanın hukuken mümkün olmadığına dikkat çekiyor. Mevcut durumda savcılık tarafından gözaltında veya tutuklu bulunanların soruşturmaları için uyguladığı gizlilik kararının da hukuka aykırı olduğunu vurgulayan Cinmen, “Müdafi, neyle suçlandığını ve bu suç iddiasına yönelik kanıtları öğrenemiyor. Sanık avukatlarına verilmeyen bilgiler, bir bakıyoruz hükümete yakın medyada çarşaf çarşaf yayınlanıyor” diye konuşuyor.

“Dava en az 5 yıl sürebilir”

Yaklaşık 2 haftadır tutuklu bulunan gazeteciler Mehmet Altan ve Ahmet Altan’ın da avukatlığını yapan Ergin Cinmen, savunma avukatı olarak dava dosyasını incelemesinin engellendiğini belirtiyor. Türkiye’nin 15 Temmuz sonrasında hukuk açısından çok kötü bir sınav verdiğini dile getiren Cinmen, “Gelişmeler gösteriyor ki, bu hukuksuzluk devam edecek. Bu kadar sanık ve dağınık suçlama ile 15 Temmuz davalarının en azından 5 yıl süreceğini tahmin ediyoruz” diyor.

Öte yandan çok sanıklı davaların adil yargılama açısından barındırdığı tehlikeler de bir başka tartışma konusu. Avukat Turgut Kazan, onbinlerce kişinin aynı anda yargılanmasının adalet duygusu ile bağdaşmayan sonuçlara yol açabileceği uyarısında bulunuyor. Her bir kişinin durumunun hakim tarafından tek tek ele alınmasının daha doğru olduğunu ifade eden Kazan, “Beşyüz hatta bin sanıklı bir davada sadece at izi it izine değil, bütün izler birbirine karışır” değerlendirmesinde bulunuyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Aram Ekin Duran / İstanbul