1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Dünyadaki en zehirli 10 yer

19 Kasım 2013

Topraktaki kurşun, kimyasal atıklar, zehirli elektronik çöpler: Green Cross Vakfı’nın raporuna göre yaklaşık 200 milyon insan çevreye yayılmış olan zehirlere maruz kalıyor.

https://p.dw.com/p/1AKb3
Fotoğraf: Adek Berry/AFP/Getty Images

Çevreye yayılan zehirli maddeler dünya genelinde yaklaşık 200 milyon insanı tehdit ediyor. Topraktaki kurşun, havaya karışan kimsayallar ya da nehir sularına atılan zehirli elektronik çöpler… Bunlar, merkezi İsviçre'deki Green Cross Vakfı'nın hazırladığı rapordan sadece birkaç örnek.

Hurdaların toplandığı Gana'nın Agbogbloshie bölgesindeki katı atık sahasında sayısız eski çanak uydu ve bozuk televizyonlar üst üste yığılmış durumda. Elektronik atıklar, içindeki bakırı çıkarmak için kabloların yakılması nedeniyle büyük tehlike arz ediyor. Bu esnada ortaya çıkan kurşun, sağlık açısından tehlike oluşturuyor.

Endonezya'daki Cava Adası'nda bulunan Citarum Nehri, sıradan içme suyundan yaklaşık bin kat daha kirli. Suda, yüksek oranda alüminyum ve demir bulunuyor. Bu şaşırtıcı bir sonuç değil: İki bine yakın fabrika Citarum Nehri'ni başlıca su kaynağı olarak kullanırken, endüstri atıklarını da bu nehrin sularına bırakıyorlar. Fakat bu, halk için bir felaket. Zira nehir onlar için de önemli bir hayat kaynağı.

Apartmanda tarım

Dzerşinsk, Rusya'nın en önemli kimya endüstrisi merkezlerinden biri. 1930 - 1998 yılları arasında yaklaşık 300 bin ton kimyasal atık, bu bölgede yanlış şekilde imha edildi. Birçok kimyasal, hem yeraltı sularına hem de havaya karıştı. Bu bölgede kadınlar ortalama 47, erkekler ise 42 yıl yaşıyor.

Çernobil, hâlâ dünyadaki en kötü nükleer reaktör kazalarından biri olarak görülüyor. 25 Nisan 1986'da nükleer santralde yapılan bir deney sırasında ölümcül sonuçlara yol açan kaza meydana geldi. Kazadan bu yana bölgenin 30 kilometre çevresinde hiç kimse yaşamıyor. Nükleer santralin etrafındaki topraklar hala zehirli ve bu, bölgedeki gıda üretimini tehdit ediyor. Bölgede yaşayan birçok insansa lösemiye yakalandı.

Hazaribagh, Bangladeş'te deri fabrikalarının bir araya geldiği bölge. Buradaki birçok fabrika eski metotlar kullanıyor. Başkent Dakka'nın hem en önemli nehri hem de ana su kaynağı olan Buriganga Nehri'ne, her gün yaklaşık 22 bin litre zehirli atık bırakılıyor.

Kabwe, Zambiya'nın büyük şehirlerinden biri. Burada yaşayan çocukların kanında yüksek oranda kurşuna rastlanıyor. Şehirde yaklaşık yüz yıldan beri kurşun çıkarılıyor. Eritme işlemi yüzünden ağır metaller toz parçacıkları haline dönüşerek çevredeki toprağa karışıyor.

Kalimantan, Borneo Adası'nın Endonezya'ya bağlı olan kısmı. Burası denetimsiz bir şekilde doğanın talan edilmesiyle ünlü bir bölge. Kalimantan'daki altın madenleri, zehirli cıva metalinin ortaya çıkmasına neden oluyor. Yılda yaklaşık 1000 ton cıva hem doğaya hem de yeraltı sularına karışıyor.

Arjantin'de 15 bine yakın fabrika atık sularını Matanza-Riachuelo Nehri'ne boşaltıyor. Green Cross'un raporuna göre, kimyasal madde üreticileri, nehirdeki kirlilikten üçte bir oranında sorumlu. Nehir suyunda yüksek miktarda çinko, kurşun, bakır, nikel ve diğer ağır metaller bulunuyor. Yerel halk özellikle bağırsak ve solunum yolu hastalıklarından şikayetçi.

Nijer Deltası yoğun nüfusu ile Nijerya'daki genel nüfusun yaklaşık yüzde 8'lik dilimini oluşturuyor. Bölgedeki yeraltı suları ve toprak, petrol ve hidrokarbon nedeniyle kirleniyor. Petrol üretimi sebebiyle yılda yaklaşık 240 bin varil petrol doğaya karışıyor. Bunun başlıca nedenleri ise kazalar ve petrol hırsızlıkları.

Rusya'nın Norilsk kentinde yılda yaklaşık 500 ton bakır ve nikel oksite ek olarak 2 milyon ton kükürtdioksit havaya karışıyor. Kirlilik oranı o kadar yüksek ki fabrika işçilerinin yaşam süreleri Rusya ortalamasının 10 yıl altında.

© Deutsche Welle Türkçe

Daha çevreci, daha demokratik: Moda

2012'nin en yeşil kenti

Daniela Späth / Aslı Polatdemir

Editör: Hülya Schenk