1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Dünya ticaretinde ikili anlaşmalar dönemi

Karl Zawadzky / DW27 Temmuz 2006

Doha turu dünya ticaret görüşmelerinin büyük bir fiyaskoyla mı sona erdiği, yoksa uzun bir kesintiye mi uğradığı henüz kesinleşmedi? ABD ve AB arasındaki karşılıklı suçlamalar devam ederken, dünya ticaretinde rol oynayan büyük ülkelerin, ikili anlaşmalara ağırlık vereceği gözleniyor.

https://p.dw.com/p/AbYq
Dünya Ticaret Örgütü görüşmelerinden sonuç alınamamıştı
Dünya Ticaret Örgütü görüşmelerinden sonuç alınamamıştıFotoğraf: AP

Doha turu ne kadar sürüncemede kalacak? Görüşmeler yeniden başlatılacak mı? Dünya ticaretinin büyükleri bu belirsizlik ortamından kurtuluşu muhtemelen ikili ve bölgesel ticari işbirliğinde arayacaklar. Bunun ceremesini de zengin olmayan ülkeler çekecek. Devletler ya da devletler toplulukları arasındaki ticari anlaşmaların sayısı 200’ü aşıyor.

Bu anlaşmalar, ihracat kolaylıklarını ve örneğin gümrük indirimi gibi tek taraflı avantajları öngören özelliklere sahip. Yürürlükte ya da hazırlık aşamasında olan serbest ticaret anlaşmmalarının sayısı da 90’ı buluyor. Serbest ticaret anlaşmaları son 15 yılda iki katına çıktı.

Dünya Ticaret Örgütü’nün selefi, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması GATT’lı yıllarda 31 ikili ya da bölgesel ticaret anlaşması vardı. Ticari ilişkilerin karşılıklı sözleşmelerle düzenlenmeye başladığı 1970 yılında bu türden sadece 6 anlaşmma imzalanmıştı.

ABD başı çekiyor

Münferit devlet ya da bölgelerle özel ticaret anlaşmaları imzalayan devletlerin başında ABD geliyor. Washington genel anlaşmalara alternatif oluşturan bu anlaşmaları, Dünya Ticaret Örgütü’ne karşı baskı aracı olarak kullanıyor. ABD, Dünya Ticaret Örgütü’ne isteklerini kabul ettiremediği zaman ikili anlaşmalara başvuruyor. Washington, son yıllarda 11 Latin Amerika ülkesiyle bu türden anlaşmalar imzaladı.

Meydanı ABD’ye kaptırmak istemeyen Avrupa Birliği de Şili ve Meksika ile özel anlaşmalar hazırlıyor. Alman Dış Ticaret Birliği Başkanı Anton Börner, 149 üye devlet için de bağlayıcı olduğu için Dünya Ticaret Örgütü bünyesinde anlaşmaya varılmasının daha iyi olduğunu ancak mutabakat sağlanamadığı takdirde ikili anlaşmalar yapmaktan başka çare kalmadığını belirterek “Bundan en zararlı çıkanlar ise, ticarete en çok ihtiyaç duyan az gelişmiş ülkeler. Öncelikle de fakirlerin en fakir olanları” diyor.

Ticari bloklaşma pazarlık gücünü arttırdığı gibi himayeciliğin yeniden hortlamasına da yol açıyor. Ticari himayeciliğe en çok başvuranlar da AB ve ABD.