1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Dünya ekonomisinde büyüme beklentisi

Joachim Schubert-Ankenbauer17 Eylül 2004

Dünya Ticaret Örgütü’nün dünya çapındaki ticaret trendine ilişkin olarak açıkladığı son tahmini rakamlar, bu yıl içerisinde dünya ticaret hacminde önemli ölçüde büyüme yaşanacağına işaret ediyor. Örgütün Cenevre’de kamuoyuna açıkladığı bir rapora göre, 2004 yılında mal ve hizmet sektöründeki ticarette yüzde 7.5 oranında artış bekleniyor. Joachim Schubert-Ankenbauer’in haberi...

https://p.dw.com/p/AbfE
DTÖ, bu yıl içinde dünya ticaret hacminde büyüme beklentisi içinde...
DTÖ, bu yıl içinde dünya ticaret hacminde büyüme beklentisi içinde...Fotoğraf: AP

Dünya Ticaret Örgütü, raporundaki olumlu tahmini rakamları özellikle Kuzey Amerika ve Asya’daki ekonomik büyümenin motoru olarak gördüğü ekonomik gelişmelere dayandırıyor. Örgüt, Doğu Avrupa ülkelerinin kısa bir dönemden beri yürürlükte olan piyasa ekonomilerindeki gelişmelerin de olumlu olduğuna dikkat çekiyor, ancak aynı konuda Afrika ülkelerinin olumlu sinyaller vermediği görüşünü savunuyor.

Dünya Ticaret Örgütü, raporunda sadece olumlu yönlere değinmekle kalmıyor, ulusal ölçekte her ülkenin bu olumlu gidişatı kararlı siyasi politikalarla desteklemesi gerektiğini de söylüyor. Böylece özgür ve şeffaf nitelikli dünya ticaretinin avantajlarının daha belirgin biçimde ortaya çıkmasını hedefliyor. Dünya Ticaret Örgütü Başkanı Supachai Panitchpakdi, hükümetlerin uygun ekonomi politikalarını, altyapısını, piyasalarını ve sağlam yatırımları hazırlamadan, özgür ticaret ortamının nimetlerinden yararlanamayacaklarını vurguluyor.

UNCTAD da iyimser

Bu arada kısa adı UNCTAD olan BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı da 2004 yılına ilişkin tahmini büyüme rakamları konusunda iyimser. Örgüt uzmanları, yüzde 3.8 oranında bir büyüme olacağından yola çıkıyorlar. UNCTAD, ekonomik büyümenin motorları olarak özellikle Kuzey Amerika ve merkezinde Çin’in bulunduğu Asya kıtasını görürken, yatırımlarda isteksiz davranan ve tüketimin de ayak sürüdüğü Avrupa konusunda aynı iyimserliği taşımıyor.

Ne var ki UNCTAD, ekonomik büyüme trendine ilişkin tahmini görüşlerinin arkasına hep bir soru işareti ekliyor. Çünkü özellikle ABD’nin dış ticaret açığı ve sanayi ülkelerinin iç piyasalarında talebin eşit olarak dağılmamış olması gerçeği sorun yaratıyor. Bu durumda himayeci birtakım önlemlerin alınmasının gündeme gelebileceği, bunun da döviz kurları ile mali piyasaların istikrarını bozabileceğine işaret ediliyor.

Kalkınmakta olan ülkelerde de son yıllarda ekonomik alanda görüntünün değiştiği, örneğin Asya’daki çok sayıda ülkenin, ihraç mallarını yoğun olarak tüketen Çin’deki büyümeden etkilendiği belirtiliyor. Latin Amerika kıtasında da istikrarın biraz olsun sağlandığı, ancak piyas taleplerinin ve yatırımların henüz yeterli olmadığına dikkat çekiliyor.

En az gelişme Afrika kıtasında

Dünya ekonomik gelişmesinden en az yararlanan ise Afrika kıtası. Afrika’da gözlenen ekonomiye ilişkin hafif iyileşme, örneğin ham petrol fiyatlarının yükselmesine bağlanıyor. Ancak Afrika ülkelerinin ekonomik yapılarının, kalıcı büyüme sağlamada yetersiz kaldığına dikkat çekiliyor.