1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

CHP'den suç duyurusu

8 Mart 2016

CHP, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu, ilgili Bakanlar ve MİT Müsteşarı hakkında ‘teröre yardım ve yataklıktan’ suç duyurusunda bulundu. Hukukçular sonuç çıkmayacağı görüşünde.

https://p.dw.com/p/1I9II
Fotoğraf: picture-alliance/AA/A. Unlupinar

Suç duyurusunda bulunan CHP’li Bülent Tezcan DW Türkçe’ye “Bugün ülkede terör hortlamışsa; sorumlusu Erdoğan’dır, Davutoğlu’dur. Hesap versinler” diye konuştu.

CHP’ Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan; verdiği suç duyurusunda Erdoğan ve Davutoğlu’nun yanı sıra MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Başbakan Yardımcıları Beşir Atalay ve Yalçın Akdoğan ile İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın da ‘terör örgütüne yardım ettiklerini' öne sürdü. Tezcan; neden suç duyurusunda bulunduğunu “Çünkü bugün ülkede terör durdurulamaz noktaya gelmiştir. Yüzlerce masum insan göz göre göre hayatını kaybetmektedir. Bu durumun asıl sorumluları da, yaptıkları hataları görmezden gelmektedir. Yaptıklarının hesabını hukuken vermek zorundadırlar” sözleriyle açıkladı.

Çözüm sürecinde PKK’nın şehirlerde mühimmat yığmasına hükümet ve ilgili yetkililerin göz yumduğunu anlatan Tezcan, bu süreçte Erdoğan’ın valilerin elindeki –gerektiğinde silahlı kuvvetlerden yardım alma- yetkisine de sınırlama getirdiğine, bunun da ‘suç’ olduğuna dikkat çekti. AKP’nin, terör örgütünün faaliyetlerine göz yumduğunu suç duyurusuna da “Asıl vahim olan husus ise, seçim dönemlerini eylemsiz atlatma adına, terör örgütünün gerek kırsalda ama özellikle kent merkezlerinde gerçekleştirdiği silahlı intikal ve yığınak yapma faaliyetlerine açık açık göz yumulmuş olmasıdır” ifadeleriyle yansıttı. Tezcan, bölge valilerinin de sorumlu olduğunu belirtirken, güvenlik operasyon taleplerinin çoğunun valiler tarafından geri çevrildiğini iddia etti. Tezcan, “Erdoğan, Davutoğlu ve diğer yetkililer PKK silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmekten dolayı cezalandırılmalıdır” diye konuştu. CHP’nin hukuksuz uygulamalarla mücadelesinin kesintisiz süreceğini anlatan Tezcan, “Terör örgütü sığınak yaparken, devlet yetkilileri ne yapmıştır. Kimlere yardım edilmiş, kimlere destek verilmiştir. Sorumluların ortaya çıkıp, hukuken hesap vermesi şarttır” dedi.

Türkisches Parlament Wahl Parlamentspräsident
Fotoğraf: picture alliance/AA/V. Furuncu

“Valilerin eli kolu bağlandı”

CHP'nin suç duyurusunun hukuken ne anlama geldiği konusunda DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan adalet eski bakanlarından Hikmet Sami Türk, “Ortada bir suç vardı. Bu suçu aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan da itiraf etti. Valilerin elini-kolunu bağladıklarını açıkladı. Çözüm sürecinde ne kadar samimi olduklarını dile getirmeye çalıştı ama olmadı” diye konuştu. Bugün iktidarla muhalefet arasında dozu her geçen gün artan bir siyasi mücadele olduğuna dikkat çeken Hikmet Sami Türk, “Başbakanın yargılanması için dokunulmazlığının kaldırılması, cumhurbaşkanının da –vatana ihanet-le suçlanması için mecliste büyük bir çoğunluğun yakalanması gerekiyor. CHP; bunu biliyor ancak kamuoyunun gündemine getiriyor ve sistemdeki yanlışlara dikkat çekmeye çalışıyor” dedi.

Terör örgütü ile mücadelenin 1984'ten beri Türkiye’nin gündeminde olduğunu, bu mücadelenin bir taraftan güvenlik kuvvetlerince bir taraftan da valilerce yürütüldüğünü hatırlatan Hikmet Sami Türk, “Gerektiğinde silahlı kuvvetleri göreve çağırma yetkisi olan valiler, çözüm sürecinde devre dışı kaldı. Görevlerini yapmaktan alıkonuldular. Bu bir suçtu. O dönemde neler olup, bittiğini halkın bilmesi gerekiyor” diye konuştu.

“Sonuç çıkmaz”

Gazi Üniversitesi Ceza ve Ceza Usül Hukuku Bölümü öğretim üyelerinden Sinan Kocaoğlu da “Suç duyurusundan ne çıkar” sorusuna, “CHP’nin gündeme getirdiği suçlamalar siyasi. Siyasi mücadele hız kazanmış görünebilir ancak ülkede yasalar var. Şöyle ki; MİT Başkanı hakkında soruşturma başlatmak için başbakandan izin almanız gerekir. Dokunulmazlığı olduğu için başbakanı soruşturamazsınız. Yasalarımız böyle işlemlere geçit vermiyor. Böyle bir sürecin başlaması bile mümkün değilken, biz hukukçular –usülen mümkün değil- diyoruz. Yani; bu suç duyurusundan bir sonuç çıkmaz. İktidar ve muhalefet arasındaki hukuk mücadelesi hızlanır, yeni bir boyut kazanır o kadar” diye konuştu.

© Deutsche Welle Türkçe

Hilal Köylü / Ankara