1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Bölgesel işbirliği için AB örnek mi?

Sunando Rao-Erdem25 Mart 2005

Her kıtadaki devletler bölgesel işbirliği yapıyor. AB bunlar arasında ilerlemiş en büyük proje. Ama dünyanın başka bölgelerinde AB nasıl görülüyor? Gerçekten bölgesel entegrasyon modeli olarak mı algılanıyor? Latin Amerika’daki MERCOSUR, Afrika Birliği ve ASEAN Avrupa’daki örneği izleyecek mi?

https://p.dw.com/p/Aau6
Avrupa Birliği, diğer bölgesel projelerin en gelişmiş olanı sayılıyor...
Avrupa Birliği, diğer bölgesel projelerin en gelişmiş olanı sayılıyor...Fotoğraf: EU

“Avrupa Birliği bizim için bir başarı öyküsüydü ve her zaman öyle kalacak” diyen Alman Dışişleri Bakanı Joschka Fischer gibi Avrupa projesine tutkun politikacılar, Avrupa entegrasyon sürecinin ne denli başarıyla sürdüğünü vurgulamaktan zevk alıyor. Başlangıçta sadece ekonomik bir topluluk olan Avrupa Birliği, çoktan ortak paraya sahip siyasi bir birlik haline geldi.

Başka kıtalardaki devletler topluluklarına bakıldığında, Avrupalılar’ın yolunu izleyenler olduğu görülüyor. 1991 yılı Mart ayında Arjantin, Brezilya, Paraguay ve Uruguay Asuncion Anlaşması’nı imzaladı. Bu anlaşmayla, MERCOSUR projesinin temelini attılar. Bu proje bir serbest ticaret bölgesi, gümrük birliği ve gelecekte tek bir iç pazar oluşturulmasını öngörüyor. Aradan geçen süre içinde bunlara ortak para düşüncesi de eklendi.

Fakat MERCOSUR ülkeleri bu hedeflerden daha çok uzak. Avrupa Birliği’nin aksine, MERCOSUR’ün kurumları büyük ölçüde kağıt üzerinde kaldı. Bir süre önce bu konuda bir araştırma yapan Maastricht’teki Avrupa Birliği Araştırma Enstitüsü’nde görevli Sanoussi Bilal bu konuda “MERCOSUR’ün başarısı, iki büyük ülke Brezilya ve Arjantin’e bağlı. Eğer Arjantin’de birkaç yıl önce olduğu gibi büyük bir bunalım yaşanırsa, bunun hem bölgesel ticareti, hem de dış ticareti olumsuz etkilemesi beklenir. Bu nedenle de zaten politikacıların söyledikleriyle yaptıkları arasında dağlar kadar fark var” diyor.

Afrika Birliği

Afrika Birliği ise ekonomik ve sosyal sorunlarla AIDS’e karşı mücadeleyi amaçlıyor. Kurumlarına bakılırsa Afrika Birliği’nin Avrupa Birliği’nin ikiz kardeşi olduğuna inanmak olanaklı. Bir parlamentosu, idari konseyi ve Etiyopya’nın başkenti Addis Abeba’da bulunan bir komisyonu var.

Ancak 53 üyesinden çok azı işleyen bir demokrasiye sahip. Birlik’in tepesine, ülkesini otokrat bir şekilde yöneten Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafi var. Sansoussi Bilal, Afrika Birliği’nin bu kadar çok ülkesinde demokrasi yokken, tek tek devletlere demokrasi uygulayın diye baskı yapılmasının inandırıcı olmadığı eleştirisini yaparak sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Avrupa Birliği’ni izleyip, onun deneyimlerinden yararlanmak yararlı sanıyorum. Avrupa Birliği’yle gerçekten kıyaslanabilmesi için Afrika Birliği’nin daha çok uzun bir yol katetmesi gerektiğini düşünüyorum. Afrika Birliği’nde demokrasi konusu, şimdilik sadece tek tek devletlerdeki kurumların denetlenmesi olarak görülmeli. Ancak grup baskısıyla hareket ediliyor.”

Afrika Birliği’nin en yeni projeleri arasında çatışma bölgelerine ortak barış kuvvetleri yollamak yer alıyor. 2010 yılına kadar, barış harekatları yapacak 15 bin kişilik bir çevik kuvvet kurulması planlanıyor.

ASEAN projesi

Güney Asya’da da bölgesel işbirliği girişimleri var. Bir yanda yedi devleti kapsayan SAARC, diğer yanda da on devletten oluşan ASEAN. ASEAN ülkeleri başta ekonomik, kültür ve güvenlik alanlarında bir topluluk oluşturmak üzerinde anlaştı. 2020 yılına kadar bir ortak Pazar oluşması planlanıyor. Buna yönelik olarak, ülkeler arasında ticaret engelleri kaldırılmak isteniyor.

Ama bu yolda henüz pek ilerlemiş değiller. Bilal, bu ülkelerin hiçbirinin, Avrupa Birliği gibi derin bir entegrasyon amaçlamadığını belirterek “Egemenliklerini korumak istedikleri için, gerçek entegrasyondan çok, işbirliğine ilgi gösteriyorlar. Avrupa Birliği gibi bir yapı, en son istedikleri şey. Derin bir entegrasyon değil, açık bir işbirliği istediklerini söylüyorlar ve bu nedenle de Avrupa Birliği modeli bir çeşit anti-model olarak görülüyor” diyor.

Burada da demokrasi zor bir konu. Her ne kadar ASEAN devletleri Burma’daki askeri yönetime baskı uygulamaya çalıştıysa da, sonuçta başarılı olamadı. Zaten diğer üye devletler de demokratik standartlardan daha çok uzak.