Bush ve kitle imha silahları

ABD Başkanı George Bush nihayet inadı bıraktı ve Irak’ın henüz bulanamayan kitle imha silahlarına dair istihbarat bilgilerinin incelemeye alınmasına razı oldu. Bağımsız komisyonun raporu ancak 1,5 yıl sonra açıklanacak ve ABD’deki başkanlık seçimi çoktan geçmiş olacak. Bush’un girişimi siyasi taktik olarak değerlendiriliyor. Çünkü Irak’ın sıra kadem basan kitle imha silahları seçim kampanyasında Bush’un durumunu sarsabilir. DW'den Daniel Schheschkewitz’in yorumu:

Saddam Hüseyin’in sahip olduğu iddia edilen kitle imha silahları Irak Savaşı'na gerekçe oluşturmuştu. Ama silah stoklarının hala ortaya çıkarılamamış olması Başkan Bush için sorun haline gelmeye başladı.

ABD, sadece dost ve müttefiklerinin nezdinde inandırıcılığından kaybetmekle kalmadı. Artık Amerikalılar da, ‘savaş uğruna bu kadar can ve para kaybetmeye değer miydi?’ diye soruyor. Kaldı ki bu savaş ABD’ye bütçe açığı rekoru kırdırdı. Bu açığın kapanması yıllar alacak. Bu durumda Başkan Bush’a araştırma komisyonunu kabullenmekten başka çare kalmıyordu.

Merkezi İstihbarat Dairesi CIA’nın Başkanı George Tenet doğrudan Başkan'a bağlı olduğu için azledilmesi Bush açısından suçu dolaylı olarak kabullenmek anlamına gelirdi. Tenet açığa alındığı takdirde Bush için de tehlikeli olabilirdi. Çünkü Washington’da istihbarat raporlarının Beyaz Saray’ın baskısıyla abartıldığı söylentileri dolaşıyor. Bush ise doğruyu arayan Başkan imajı yaratıp, hatalı davrandığını teslim etmek mecburiyetinden kurtulmuş oluyor.

Komisyon üyelerini Kongre’nin değil de Başkan’ın seçecek olması da Beyaz Saray için avantaj. Rapor açıklandığında seçim çoktan geçmiş olacak ve istihbarat servislerine baskı ya da gizli servislerin beceriksizliği gibi sonuçlar Bush’u sarsmayacak.

Araştırma komisyonu kurulması, Demokrat Parti’deki başkan adaylığı yarışını önde götüren Senatör John Kerry’nin de işine geliyor. Kerry, bu durumda kandırıldığı için Kongre’deki savaş oylamasında kabul oyu kullandığı tezine sığınabilecektir.

Oyuna gelmeyecek tek şey ise ABD bütçesi. 520 milyar dolarla bütçe açığı rekoru kıran ABD’nin başı bu yüzden çok ağrıyabilir. Faizler, Bush’un beklediğinden çok daha çabuk tırmanabilir ve bu da ekonomik canlanmaya zehir etkisi yapar.

Dolaylı da olsa Irak Savaşı'nın seçim kampanyasına malzeme oluşturması önlenemez. Çünkü askeri operasyonun maliyeti 2,4 trilyonluk bütçeye dahil bile edilmemiş.

Bu maalesef sadece ABD’nin sorunu değil. Doların zayıflamasına paralel olarak faizlerin fırlaması Avrupa’yı da sarsar. Hatalı Amerikan dış politikasının ekonomik faturasını bütün dünya ödemek zorunda kalabilir.