1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Brüksel'de Mısır zirvesi

21 Ağustos 2013

AB dışişleri bakanları, Mısır'da şiddetin son bulması için ortak bir politika belirlemek üzere Brüksel’de bir araya geliyor.

https://p.dw.com/p/19Tjl
Fotoğraf: John Thys/AFP/Getty Images

Mısır’daki şiddet olaylarının ardından AB, ülkeye yapılan malî ve askeri yardımları gözden geçiriyor. 28 AB ülkesinin dışişleri bakanlarının Brüksel’de bir araya geleceği özel oturumda, Mısır’a yapılan askerî yardım ve silah sevkiyatının kesilmesi önerilerinin gündeme gelmesi bekleniyor.

İngiliz Dışişleri Bakanı William Hague, hafta başında İngiltere’nin Mısır’a bazı silahların sevkiyatının askıya alınacağını açıklamış, Almanya Başbakanı Angela Merkel de savunma ürünleri ihracatının durdurulmasının baskı aracı olarak kullanılabileceğini söylemişti. AB, 2011 yılında 303 milyon euro değerinde silah ve askerî mühimmatın Mısır'a ihracatına izin verdi. Ayrıca Birlik, 2009 ile 2011 yılları arasında ülkeye yaklaşık 140 milyon euro askerî yardımda bulundu. ABD ise 1979 yılında imzalanan İsrail-Mısır Barış Antlaşması’ndan bu yana her yıl 1 milyar 300 milyon dolar askeri yardımda bulunuyor. Ancak ABD’nin de bu yardımların bir kısmını askıya alması gündemde. Amerikan haber kanalı CNN’in Demokrat Senator Patrick Leahy’e dayandırarak verdiği habere göre, ABD yönetimi, yardımların bir kısmını yeniden düzenlemek istiyor.

Batı ne kadar ciddiye alınıyor?

Brüksel’deki diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, AB Mısır’a yapılan kalkınma gibi diğer malî yardımların musluğunu tamamen kısmak istemiyor. Zira Birlik, sivil vatandaşın bu yardımlardan mahrum kalmasını, demokratik dönüşüm için öngörülen ve 61 sivil toplum örgütü ile yürütülen ortak projelerin askıya alınmasını istemiyor. AB, 2012 ve 2013 yılları için Mısır’a 5 milyar euro değerinde malî kaynak ayırmıştı. Ancak bunun geçen yıl sadece 40 milyonu ödenmişti.

Ancak Batı Mısır konusunu tartışırken, uzmanlarsa Batı’nın Mısır’da yeterince ciddiye alınmadığını düşünüyor. Zira ülkede hâlihazırda hem geçiş hükümeti hem de Müslüman Kardeşler arasında Batı karşıtı bir tutum hâkim. Kahire’deki Amerikan Üniversitesi’nden siyaset bilimi uzmanı Cemal Sultan, bu tutumu şöyle açıklıyor: "Her iki tarafın da Batı karşıtı tutumunun ardında, Batı tarafından kandırıldığını düşünmeleri bulunuyor. Bu duygular, mutlaka gelecekte de Mısır hükümetinin Batı ile olan ilişkilerinde bir rol oynayacaktır."

"Avrupa, geç kaldı"

Sultan’a göre, çatışmanın tarafları, Batı tarafından yüzüstü bırakıldığını düşünüyor. Mısır geçiş hükümeti, terörle mücadele olarak adlandırdığı tutumuna Batı yeterince destek vermediği için, Müslüman Kardeşler ise demokrasi ve insan hakları olarak gördükleri mücadelelerinde yalnız bırakıldıklarını düşündükleri için bu görüşte. Alman Dış İlişkiler Konseyi’nden siyaset bilimi uzmanı Josef Janning ise Batı’nın Mısır krizinde etkili olabilmek için, bazı konularda geç kaldığına dikkat çekiyor ve şunları kaydediyor: "Bugün açıkça görülüyor ki, devrimin daha erken bir aşamasında Avrupa’nın çok daha fazla çaba göstermesi, bugün farklı sonuçlar doğurabilirdi. Ayrıca Müslüman Kardeşlerle daha yoğun bir iletişim önemli olurdu. Çünkü onlar arasında da ılımlı güçler vardı ve hâlâ var. Bunlar, reformlar konusunda başka bir fikre sahip insanlar, ancak bir diyaloga hazırdılar. Ama o dönem Avrupa’nın çekinceleri çok büyüktü. Oysa Avrupa’nın bu aktörlerle çok daha yoğun bir şekilde işbirliği yapması gerekirdi."

Öte yandan Suudi Arabistan, Batılı ülkelerin yardımları kesmesi durumunda kaybı telafi edeceklerini açıklamıştı. Dolayısıyla Avrupa’nın Mısır’daki geçiş hükümeti üzerinde ekonomik anlamda ciddi bir baskı kurabilmesine fazla ihtimal verilmiyor. AB Dışişleri Bakanları özel oturumundan da Mısır’daki şiddeti kınayan ortak bir açıklama çıkması ve taraflara diyalog çağrısının yinelenmesi bekleniyor. Kalkınma yardımlarının belli koşullara tabi tutulacağı tahmin edilirken, ortak yaptırım kararları alınması ise beklenmiyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Başak Demir

Editör: Başak Özay