1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

BM’de devlerin Suriye düellosu

1 Şubat 2012

Suriye’de güvenlik güçleri ile muhalifler arasında en şiddetli çatışmalardan biri yaşanırken, BM Güvenlik Konseyi, Batılı güçler ve Arap dünyasının büyük bölümü ile Rusya arasında diplomasi savaşına sahne oldu.

https://p.dw.com/p/13u1e
Fotoğraf: AP

Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil El Arabi ve Katar Başbakanı Şeyh Hamad bin Casim bin Cebr El Tani'nın, Arap Birliği’nin Suriye sorununda yaptığı arabuluculuk çabaları konusunda Konsey’e verdiği brifing, demokrasiye geçiş için ilk adım olarak Esad’ı göreve bırakmaya çağıran karar tasarısı hakkında “düello”ya dönüştü.

“Arap-Avrupa” tasarısı olarak nitelendirilen ve geçen hafta Konsey'e sunulan yeni karar tasarısı, Suriye Devlet Başkanı Esad’a görevini devretmesi için 15 günlük süre tanıyor ve aksi halde ek tedbirler alma tehdidinde bulunuyor. Ancak tasarının Libya’daki gibi “rejim değişikliğine” yol açacağından endişe eden Rusya, tasarıyı bu haliyle veto etme sinyali verdi.

ABD'den Rusya'ya ‘Libya gibi olmayacak' sözü

Toplantıda söz alan ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ise, Libya’nın “yanlış bir benzetme” olduğunu savundu ve “Uluslararası camianın görüş farklılıklarını bir kenara bırakması ve Suriye halkına açık bir destek mesajı göndermesinin zamanı geldi” dedi. Clinton, Fas tarafından sunulan karar tasarısında yer alan aşamalı demokratik geçiş planının, “Suriye’nin komşularının ileriye dönük bir yol çizmek için ellerinden gelen bütün çabaları temsil ettiğini” kaydetti ve buna bir şans tanınmasını istedi.

UN Hillary Clinton
Fotoğraf: Reuters

“Hepimizin önünde bir seçenek var: Suriye halkı ve bölgeyle dayanışma halinde olmak ya da orada devam eden şiddet suçuna dahil olmak” diyen Clinton, “Acımasız taktiklerine rağmen Esad rejiminin terör hükümranlığı sona erecek ve Suriye halkının kendi kaderini çizme şansı doğacak. Önümüzde olan soru şu: Bu ülke, hak ettiği geleceğe doğru ilerleyebilecek duruma gelmeden önce daha kaç masum sivil ölecek?” diye konuştu.

Suriye’ye giden Arap Birliği gözlemci heyetinin raporuyla ilgili bilgi veren Katar Başbakanı El Tani de, Suriye hükümetinin kendileriyle işbirliği yapmak konusunda hiçbir ciddi çaba harcamadığını belirterek, “Hükümetin cinayet mekanizması, dinmeden etkili biçimde çalışmaya devam ediyor” dedi.

Rusya: BM kafasına göre formül üretemez

Esad’ın en güçlü destekçilerinden biri olan ve Çin ile Hindistan tarafından da desteklenen Rusya ise, tasarının, Libya’da NATO'nun hava operasyonlarına imkan veren ve Arap Birliği’nin de desteklediği BM kararına benzemesinden ve Suriye’ye uluslararası bir askeri müdahaleye yol açmasından korkuyor. Libya’da sivilleri korumak için uçuşa yasak bölge kuran BM kararının, kendilerine danışılmadan eski Libya lideri Muammer Kaddafi’yi devirme ruhsatına dönüştürüldüğünü savunan Moskova, bu konuda Batı’nın Rusya’yı “kandırdığını” düşünüyor.

Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Vitali Çurkin de, dünkü Konsey toplantısının ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, tüm bunların “nerede” sona ereceğinin belli olmadığını savundu. Güvenlik Konseyi’nin, ülkelerin iç siyasi süreçlerinin sonunu belirlemek için kendi kafasına göre formül üretemeyeceğini vurgulayan Çurkin, “Buna bir kere başladınız mı, durmanız zordur. Artık Güvenlik Konseyi yakında hangi kralın istifa etmesi gerektiğini ya da hangi başbakanın görevinden ayrılması gerektiğini telaffuz etmeye başlar” dedi.

Arap Birliği askerî müdahaleye karşı

Arap Birliği ise, Suriye'ye uluslararası bir askeri müdahalenin istenmediğini vurguladı. Birliğin Genel Sekreteri Nebil El Arabi, “Herhangi bir dış müdahaleden, özellikle de askeri bir müdahaleden kaçınıyoruz. Biz her zaman Suriye halkının güvenliğine, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne tam saygıyı vurguladık” dedi.

İngiliz ve Fransız dışişleri bakanlarının da katıldığı Konsey toplantısında ele alınan Suriye’ye ilişkin karar tasarısı, Suriye Devlet Başkanı Esad’ın muhalefete yönelik saldırılara ve şiddete son vermesini ve görevini yardımcısına devrederek bir birlik hükümetine ve seçimlere giden yolu açmasını öngörüyor. Esad’ın bu karara 15 gün içinde uymaması halinde, Konsey’in, olası ekonomik ya da diğer yaptırımları ima eden “diğer tedbirlere” başvuracağı belirtiliyor.

Karar tasarısını İngiliz diplomatlarla birlikte kaleme alan Fransız yetkililer, dün gazetecilere bilgi verirken, tasarıya 15 Konsey üyesinden 10’unun destek verdiğini bildirdiler. Bu durumda tasarının durdurulması, ancak Rusya ya da Çin’in veto kullanması ile mümkün olacak. Diplomatik kaynaklar, Rusya’nın tasarı üzerinde müzakere yapmayı kabul ettiğini de bildirdiler.

© Deutsche Welle Türkçe

Sema Emiroğlu/New York

Editör: Beklan Kulaksızoğlu