1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

BM'de "dünya zirvesi" başladı

Ajanslar14 Eylül 2005

BM Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi, 150’den fazla dünya liderinin katılımıyla başladı. BM’nin 60’ıncı kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen bu “dünya zirvesi“nde, BM bünyesine planlanan reform önerileri, yoksullukla mücadele ve Milenyum Hedefleri masaya yatırılacak…

https://p.dw.com/p/AaYO
BM'nin 60. kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen zirve üç gün sürecek
BM'nin 60. kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen zirve üç gün sürecekFotoğraf: AP Graphics

BM’nin New York’taki merkezinde açılışı İsveç Başbakanı Göran Persson tarafından yapılan zirveye 170'ten fazla ülkeden 150 devlet ve hükümet başkanı katılıyor. Bugüne kadar yapılan en geniş katılımlı toplantı olan 3 günlük zirvede, BM'de planlanan reformlar, yoksullukla mücadele ve Milenyum Hedefleri masaya yatırılacak.

Zirvenin açılışında bir konuşma yapan BM Genel Sekreteri Kofi Annan ise buluşmaya gelen dünya liderlerinden daha ortaklık yapmalarını isteyerek, BM’de öngörülen reformlar konusundaki hayal kırıklığını dile getirdi. Annan, görüş ayrılıklarının reformlar konusunda ilerleme sağlanmasını engellediğini kaydetti.

BM kürsünden daha sonra konuşma yapan ABD Başkanı George Bush ise dünyaya terörle mücadele çağrısı yaparak, çaresizliğin terörizme neden olduğunu kaydetti. Katrina Kasırgası sonrasa yaşanan felakete yardım eden ülkelere teşekkür eden Bush, yoksullukla mücadele konusuna da değindi. Bush, yoksul ülkelerinin borçlarının silinmesinin kalkınmaya yardım etmeyeceğini savundu ve gümrük duvarları ile tarım sübvansiyonlarının azaltılması gerektiğini belirtti.

Son dakika uzlaşması

Zirveden beklentilerin ne kadar karşılanacağı konusunda ise tahminler farklı. Zira, zirvede sunulması planlanan ve son dakikada üzerinde uzlaşma sağlanan sonuç bildirgesinin içeriği herkesi tatmin edebilmiş değil.

BM'nin 21. yüzyılın gereklerine uygun olarak hedeflerini belirlemesi amacıyla kaleme alınan 35 sayfalık belge üzerinde üç hafta süren pazarlıkların ardından kabul edildi. Belgenin içeriğinde ise açlıkla mücadele gibi küresel sorunların yanı sıra, terörle mücadele ve BM’nin yeniden yapılanması gibi hedefler bulunuyor.

Belgede neler var?

Belgenin terörizm ile ilgili bölümünde tüm ülkeler, terörist faaliyetleri organize etmek, bu faaliyetlere finansman sağlamak, teşvik etmek ve eğitim sağlamak suretiyle teröre destek vermekten kaçınmaya çağrılıyor. Yine bütün ülkeler, topraklarının terörist gruplar tarafından kullanılmasının engellenmesi için uygun önlemleri almaya davet ediliyor.

BM reformunun bir parçası olan Güvenlik Konseyi'nde en kısa zamanda bir reforma gidilmesine planına ise destek verildi. Taslak belgede, bunun Güvenlik Konseyi'nin etkinliğini, alınan kararların uygulanmasını ve meşruiyetini geliştireceği ifade ediliyor. Ancak genişletilmesi planlanan Konsey’e alınacak yeni daimi üyelerin kim olacağı konusunda ise tartışmaların devam etmesi bekleniyor.

Yoksullukla mücadele konusunda ise sonuç bildirgesinde Milenyum Hedefleri’ne atıfta bulunuldu. Taslak belgede, 2000 yılındaki Milenyum Zirvesi’nde 2015 yılına kadar yoksulluğun yarı yarıya azaltılması hedefinin geçerliliğini koruduğu kaydedildi. Ancak yoksulluğun azaltılması için gümrük engellerinin kaldırılması konusunda verilen sözler ise esnetiliyor.

Annan’ın eleştirisi

Ancak taslak metinde, kitlesel silahlarla mücadele konusuna yer verilmesinden vazgeçildi. Ve bu tavır ise BM Genel Sekreteri Kofi Annan’nın tepkisine neden oldu. Taslak belgede nükleer silahların yayılmasının önlenmesi ve silahsızlanma konularının ihmal edilmesini ise eleştiren Annan, 'Biz istediğimiz herşeyi alamadık ve 191 üye devletle bir anlaşmaya varmak kolay olmuyor'' dedi.

Annan, buna rağmen belgede kalkınma konularının, barış kurma komisyonu, yeni bir insan hakları konseyi, terörizm, bir demokrasi fonu kurulması gibi unsurların yer almasının memnuniyet verici olduğunu kaydetti.

ABD’nin değişiklik önerileri doğrultusunda günlerce üzerinde çalışılan sonuç bildirgesi, Washington yönetiminin tepkisi de mesafeli oldu. Bildirgeden memnun olmalarına karşın, beklentilerini yüzde yüz karşılamadığını kaydeden ABD’nin Dış İlişkiler Sekreteri Nicholas Burns, belgeyi “iyi bir başlangıç“ olarak niteledi.