1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Berlin’den Ankara’ya: Sonuçları vahim olur

7 Ekim 2019

Alman hükümeti, Suriye’nin kuzeyine askeri müdahale hazırlığındaki Ankara’yı "gerilim artar, istikrarsızlık derinleşir, insani sonuçları vahim olur" açıklamasıyla uyardı.

https://p.dw.com/p/3Qprr
Türkische und deutsche Fahnen
Fotoğraf: picture alliance/dpa/B. von Jutrczenka

Alman hükümeti, Türkiye'ye Suriye'nin kuzeyine tek taraflı bir askeri harekattan kaçınma çağrısı yaparken, "böyle bir operasyon gerilimi tırmandırır, istikrarsızlığı derinleştirir, insani bakımdan da sonuçları vahim olur" uyarısında bulundu.

Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine tek taraflı askeri operasyon hazırlıkları Alman hükümetinin olağan basın toplantısının gündemine damgasını vurdu.

Merkel hükümetinin sözcü vekili Ulrike Demmer sorular üzerine, "Federal hükümet, Türk siyasetçilerin Kuzey Suriye'de tek taraflı bir askeri operasyon başlatılacağı yönünde yineledikleri açıklamaları çok ciddiye alıyor" açıklamasını yaptı.

Henüz bu yönde Türk tarafınca atılmış somut adımlar olmadığını söyleyen Demmer, "Türkiye'nin tek taraflı bir askeri müdahalesi, Suriye'de gerilimin daha da tırmanmasına ve bu ülkedeki istikrarsızlığın daha derinleşmesine yol açacaktır. Ayrıca bunun, güvenlik politikaları ve insani bakımdan sonuçları vahim olur" diye konuştu.

IŞİD uyarısı

Ulrike Demmmer, Türkiye'nin Suriye ile sınır bölgesindeki güvenlik ihtiyaçlarını anladıklarını, Türkiye'nin komşu ülke olarak Suriye topraklarındaki çatışmalar ve bunun sonucundaki mülteci akınından etkilendiğinin de bilincinde olduklarını vurgulamakla birlikte şunları kaydetti:

"Ancak IŞİD'e karşı kazanılmış başarı tehlikeye sokulmamalı. Bu başarı büyük ölçüde Suriyeli Kürtler tarafından uluslararası koalisyonun desteği ile sağlanabildi. Şimdi gerekli olan, şiddetin son bulması ve istikrarı sağlayacak yaklaşımlardır."

Güvenli bölge "sorunlu"

Bu arada Almanya İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Steve Alter, geçen hafta Türkiye'yi ziyaret eden İçişleri Bakanı Horst Seehofer'in temasları sırasında Türk hükümetinin Suriye'nin kuzeyinde oluşturmak istediği "güvenli bölge" planını gündeme getirdiğini açıklayarak, "Türk tarafı konuyu bakan ile görüşmede gündeme getirdi, bakan da Türk tarafına, federal hükümetin bu konu hakkında sorunları olduğu sinyalini verdi" diye konuştu.

Bunun üzerine bir gazeteci hükümet sözcülerine, "Alman hükümetinin bununla 'sorunları' var diyorsunuz bu çok yumuşak bir açıklama değil mi? Türkiye Suriye'nin kuzeyine harekat düzenlerse bizzat mülteci akınına yol açmış olmayacak mı? Bu koşullar altında da mı yardım edeceksiniz?” sorusunu yöneltti.

"Kaygı" vurgusu

İçişleri sözcüsü, Türk tarafının askeri harekat hazırlığına değil "güvenli bölge" planına ilişkin değerlendirmede bulunduğunu söylerken, Alman Dışişleri Bakanlığı’nın sözcü vekili Christofer Burger devreye girerek "Türkiye'nin olası tek taraflı askeri harekatına ilişkin kaygımızı daha önce de dile getirdik. Hem basın toplantılarımızda hem de Türk tarafı ile görüşmelerimizde bu kaygımızın altını çizdik. Türk tarafı konuya ilişkin tutumumuzu biliyor" açıklamasını yaptı.

Beyaz Saray'ın suçlamasına yanıt

Alman hükümetine, ABD Başkanı Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın telefon görüşmesi sonrasında Beyaz Saray tarafından yapılan açıklamada, aralarında Almanya'nın da yer aldığı ülkelerin IŞİD savaşçılarını geri almayı reddettikleri yönündeki eleştiri de soruldu.

İçişleri Sözcüsü Alter, Almanya'nın bu savaşçıların kabul edilmemesi yönünde genel bir tutumu olmadığını, her kişi için ayrı ayrı inceleme yapıldığını vurgulayarak şu yanıtı verdi:

"Alman olan ya da Almanya ile ilintili olanların Almanya'ya geri kabul edilmesini toptan reddeden bir tutumumuz yok. Ama bunu çekincesiz yapamayız. Öncelikle ilgili kişilerin bulundukları ülkenin yargılama hakkı dikkate alınmalı, ayrıca Almanya'ya verilmeleri ancak ilgilinin kimliğinin herhangi bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi ve buradaki halka bir tehdit oluşturmaması durumunda mümkün… IŞİD savaşçısı şüphelilerinin buraya getirilmelerinin buradaki halka bir tehdit oluşturmaması en önemli öncelik. Bu da ancak kimliğin tespit edilmesi ile mümkün.”

Değer Akal / Berlin

© Deutsche Welle Türkçe