1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Berlin'de Ermeni iddiaları tartışıldı

Cem Sey / Berlin22 Mart 2005

Almanya’nın başkenti Berlin’de Batı Avrupa Türkleri İnisiyatifi ve Berlin Avrupa Akademisi işbirligiyle gerçekleştirilen toplantıda, Ermeni iddiaları tartışıldı. Toplantıda biraraya gelen Türk, Ermeni ve Alman konuşmacılar yer yer birbirlerinin söylediklerini çok sert eleştirdi. Cem Sey’in haberi...

https://p.dw.com/p/AauR

Almanya’da Ermeni sorunu hakkındaki tartışmada meydanı sadece Ermeni tezlerine bırakmama düşüncesiyle Batı Avrupa Türkleri İnisiyatifi ve Berlin Avrupa Akademisi işbirligiyle gerçekleştirilen toplantıda, iki toplum arasında diyaloğun ne denli güç olduğu bir kez daha yaşandı. Toplantı sakin başladı, ama saatler ilerledikce tartışmalar sertleşti, duygular kabardı. Almanya’nın başkentinde biraraya gelen Türk, Ermeni ve Alman konuşmacılar yer yer birbirlerinin söylediklerini çok sert eleştirdi. Yer yer de dinleyicilerden duygu dolu tepkiler, protestolar ya da alkışlar yükseldi.

Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nden Ömer Turan, bu durumu açıklarken özeleştiri yaparak “Uzun yıllar Türkiye bu meseleyi ihmal ettiği için, kendi tezlerini dillendirmediği, savunmadığı, konuşmadığı için ve hep karşı tezler dillendirildiği, yazıldığı, çizildiği için Türk karşıtı taraflarda böyle bir konsensus oluşmuş, bilerek ya da bilmeyerek. Bunun içerisinde art niyetliler var. Bunun içersinde iyi niyetliler, fakat öbür tarafı dinleme ihtiyacı bile hissetmeyen kişiler var” diye konuştu.

Ömer Turan toplantıda, genel olarak Türkiye’nin olaya bakışını sundu. Ona göre, 1915 yılında bir soykırımdan söz etmek olanaksız. Daha çok karşılıklı bir savaş söz konusuydu. Sürgüne gönderilen Ermeni halkin büyük bir kısmının ölümü de İttihat ve Terakki idaresinin arzu ettiği, hatta iddia edildiği gibi planlı bir olay değildi.

“Jest yapmamız gerekir”

Buna karşın, Bochum’daki Ruhr Üniversitesi’nin Türk asıllı tarihçilerinden Fikret Adanır, tam aksi bir tezi savunarak “Bize karşı ayaklandılar diyorlar. Aklı başında her Ermeni tarihçisi diyor ki, ‘zaten bu milliyetçi organizasyonlar Türk’ten fazla devlete sadık Ermeni öldürdü’ diyorlar. Bunu inkar eden yok. Ama ayaklanma var diye sen bütün bir halkı, çoluk, çocuk, yaşlı, hepsini birden suçlu bulabilir misin?” diye konuşuyor.

Bu durumda Türkler’le Ermeniler arasındaki sorunu aşmanın Adanır’a göre tek bir yolu var. Adanır bu konuda “O zaman politik sorumluluk taşıyan grup olarak bizim ortaya çıkıp bir jest yapmamız lazım. Dememiz lazım ki, bu olaydan biz çok üzgünüz, özür diliyoruz” diye konuşuyor.

“Kalanları düşünmek gerekiyor”

İstanbul’da yayınlanan Agos Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink ise özür dilemenin bu sorunu aşmaya yetmeyecegini savunuyor. Dink, bu tartışmanin ölüler üzerinden yapıldığını belirtiyor ve “kalanları düşünmek, onlar üzerinden çözüm aramak lazım” görüsünü dile getirerek şu görüşleri dile getiriyor:

“Ermeni sorunu dediğimiz sorun esasında inanılmaz derecede kilit üzerine kilit, böyle kilitlenmiş bir sorun. Ama bu kilidin birkaç hamlesi var. Ama ilk hamle olmadan öbürleri olmaz. Yani sifrenin ilk numarası çok önemli. Burada ilk numarada, ben, net olarak Türkiye ve Ermenistan diplomatik iliskilerinin başlaması ve Ermenistan sınırının açılmasında görüyorum. İlişki kurmadan öbür sorunları konuşmak bir kere hep üçüncü tarafların aracığılığını gerektirecektir. Üçüncü tarafların aracılığı ise aslında konuyu kolaylaştırmaktan çok zorlaştıracaktır.”

Almanya’da muhafazakar partilerin, Türkiye’nin Ermeni soykırımı konusunda kendi kendisiyle hesaplaşmasını savunan bir karar tasarısını meclise sunmasını da Dink olumsuz değerlendiriyor. Dink, Türkiye’ye yapılacak dayatmalara karşı çıkıyor ve bunun sadece ülkede milliyetciliği artıracağını öne sürüyor. Dink, Başbakan Erdoğan ve ana muhalefet lideri Baykal’ın uluslararası komisyon kurulması önerisinin desteklenmesini istiyor.

“Tarihçiler tartışsın” tartışması

Ancak Fikret Adanir bu önerinin geç kaldığı kanısında. Türkiye’deki politik sınıfın bu konuyu uzun süre ihmal ettiğini belirten Anadır, “Bu konulara dokunan tarihçileri, bilim adamlarını dışladı. Şimdi Avrupa’ya üye olmak aşamasında hükümet birdenbire, ‘peki, konuşalım bunu’ diyor. Bu pek inandırıcı olmuyor” dedi. Türk tarihci Ömer Turan ise, tarihçilerin tartışmasının öncelik taşıdığı kanısında. Turan ise “Romancılar konuşacak, şairler konuşacak, gazeteciler konuşacak, mühendisler konuşacak, tarihçiler konuşmayacak. Böyle birşeyi kabul etmek mümkün değil” görüşünü savundu.