1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Balkanlar’da eşcinseller korku içinde

17 Şubat 2010

Çoğu Balkan ülkesinde eşcinsellik hâlâ bir tabu. Eşcinsellik ne dini öğelerin ağır bastığı toplumda ne de aşırı milliyetçi görüşlerin egemen olduğu siyasi arenada kabul görüyor.

https://p.dw.com/p/M4Fl
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Geçen yıl sonbahar aylarında Sırbistan’ın başkenti Belgrad sokaklarında çeşitli duvarlarda şu sözler dikkat çekiyordu:

“Eşcinsellere ölüm, yürüyüşü durdurun!”

Eşcinsel karşıtlarının amacı, şehirde düzenlenmesi planlanan “Gay Pride” yani eşcinsel yürüyüşünün iptal edilmesini sağlamaktı. Neticede yürüyüşün düzenlenmesine son anda engel olundu. Hükümet, aşırı sağcı grupların ve fanatiklerin açıkça ölüm tehditleri savurması üzerine şiddet olaylarının meydana gelmesini engellemek amacıyla yürüyüşün iptal edilmesi kararı aldı. Gerekçe ise milyonlarca kişinin yaşadığı Belgrad’da yürüyüşe katılanların can güvenliğinin garanti altına alınamayacağıydı.

Hükümet, yürüyüşün başka bir yerde düzenlenmesi önerisinde bulundu, ancak eşcinsel örgütler bu girişimi “kendilerini daha da marjinalleştirme” çabası olarak değerlendirerek, teklifi kabul etmedi.

Savaşın etkisi

Der Haß auf alles Andere
Fotoğraf: AP


Sırbistan’daki eşcinsellerin durumunu değerlendiren “Gay Strejit Alijansa” adlı eşcinsel örgütünden Boris Miliseviç, “Sırbistan, bölgedeki birçok ülke gibi savaş sonrası oluşan sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Burada ‘şiddete eğilimli erkek’ çok uzun bir süre ideal erkek profili olarak lanse edildi, şiddete uzun bir süre sorunların ve çatışmaların çözümünde en meşru araç gözüyle bakıldı. Toplum bu anlayışın ne tür sonuçlar doğurduğuyla ilgilenmeli, zira böyle bir sistemin tek mağduru erkek ve kadın eşcinseller değil, toplumun tümüdür” şeklinde konuşuyor.

Aslında eşcinsellere yönelik şiddet Sırbistan’da yeni bir olgu değil. 2001 yılında yaşananlar hâlâ hafızalarda. O sene Belgrad’da yapılan eşcinsel yürüyüşünü basan fanatikler, şiddet kullanarak yürüyüşü dağıtmıştı. Güvenlik güçlerinin müdahalesi ise ancak kendileri de şiddetin hedefi olduğunda gelmişti. Eşcinsellerin maruz kaldığı bu saldırı hem Belgrad’da hem de uluslararası alanda büyük tepki toplamıştı.

Ülkeden ülkeye farklılıklar

Polizisten schützen Zagrebs erste schwul-lesbische Parade vor Gegendemonstranten
Fotoğraf: AP


Öte yandan diğer Güney Doğu Avrupa ülkelerinde de eşcinsellere yönelik tutum daha farklı değil. Eşcinsel dernekleri ve insan hakları kuruluşları hükümetleri, ‘güvenliğin sağlanamamasını’ mazeret göstererek protestoları engellemekle ve milliyetçilere prim vermekle suçluyor.

Eşcinsellerin bir azınlık olarak günlük hayattaki algılanılışı Eski Yugoslavya ülkelerinde farklılıklar gösteriyor. Eşcinsellerin durumunun ülkelerin tek tek demokratikleşme ve Avrupalılaşma sürecine bağlı olduğuna dikkat çeken eşcinsel aktivist Franko Dota şöyle konuşuyor:

“Bir AB ülkesi olan Slovenya, birkaç ay içerisinde eşcinsel birliktelikleri de hukuki olarak, evlilik kurumu çerçevesinde yasallaştıracak, bu eşcinsel çiftelerin evlat edinebilme hakkını da kapsayacak. AB’ye aday olan Hırvatistan da eşcinsel çifterle ilişkin bir yasa çıkardı. Siyasi partilerin büyük çoğunlu ve şimdiki Başbakan Stjepan Mesiç, eşcinsellerin mücadelesini destekliyor. Sırbistan’da eşcinsel yürüyüşünü sabote etmeye yönelik son girişimler, ne yazık ki yasaklarla son buldu. Bosna-Hersek’te, Makedonya’da, Karadağ’da ve Kosova'da gözle görülür bir ilerleme yok.”

“Başkaları iyi arkadaş olduğumuzu sanıyor”

Son yıllarda Balkan ülkelerinde eşcinsellerin hakları güçlendirildi. Örneğin Sırbistan, Avrupa Birliği’nin baskısıyla 2009 yılının Mart ayında azınlıkları korumaya yönelik “ayrımcılıkla mücadele yasası” çıkardı. Ne var ki hukuki alanda kimi gelişmeler olsa da son kamuoyu yoklamaları eşcinselliğin birçok Balkan ülkesinde ‘hastalık’ olarak görülmeye devam ettiğini ortaya koyuyor. Özellikle kiliseler ve diğer dini oluşumlar bu yargının yayılmasında etkin rol oynuyor.

Uluslararası Af Örgütü, eşcinsellerin hakları için mücadele eden aktivistlerin fiziksel şiddetle karşı karşıya kaldığına, buna karşılık çok az failin cezalandırıldığına dikkat çekiyor. Eşcinseller bu ülkelerde korkunun baskın olduğu bir ortamda yaşıyor. Bosnalı bir lezbiyen düşüncelerini şu sözlerle aktarıyor:

“Başkaları bizim iki iyi arkadaş olduğumuzu sanıyor. Biz de bu şekilde ilişkimizi saklamaya çalışıyoruz. Belki günün birinde aileme lezbiyen olduğumu söylerim, ancak şu anda içinde yaşadığım çevre yüzünden böyle bir şeyi aklımdan geçirmem söz konusu olamaz.”

© Deutsche Welle Türkçe

Srecko Matic / Çeviren: Başak Özay

Editör: Ayhan Şimşek