1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Bahçeli istedi, HDP’ye dava açıldı"

17 Mart 2021

HDP’ye yönelik kapatma davası, Türkiye’de hem yargı bağımsızlığını hem de Erdoğan-Bahçeli birlikteliğini yine tartışmaya açtı. Başsavcının MHP’nin baskısıyla hareket ettiği söyleniyor. Ankara’da baskın seçim havası var.

https://p.dw.com/p/3qmNV
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ErdoğanFotoğraf: DHA

Türkiye’de siyasette aynı günde meclisin üçüncü büyük partisi HDP’yle ilgili iki önemli gelişme yaşandı. HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun hakkındaki kesinleşmiş yargı kararı TBMM Genel Kurulu’nda okundu. Kararın okunmasıyla Gergerlioğlu’nun milletvekilliği sona erdi.

HDP’nin karara protestosu sürerken Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, HDP’nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) dava açtı. Başsavcının iddianamesinde HDP üyelerinin beyan ve eylemleriyle, "devletin milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı, ortadan kaldırmayı amaçladıkları" belirtildi.

Mithat Sancar ve Pervin Buldan
Mithat Sancar ve Pervin Buldan Fotoğraf: Adem Altan/AFP/Getty Images

İddianamede HDP eş genel başkanları Pervin Buldan, Mithat Sancar eski eş genel başkanlar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu 600 HDP’liye siyasi yasak getirilmesi istendi. Kobani ididanamesinin sanıkları arasında yer alan Ayhan Bilgen, Sırrı Süreyya Önder, Ayla Akat Ata, Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel, Emine Ayna, Ertuğrul Kürkçü, Mehmet Hatip Dicle siyasi yasak getirilmesi istenen isimler arasında bulunuyor.

Başsavcılık HDP’nin mal varlığına el konulmasını ve Hazine yardımından mahrum bırakılmasını da iddianamede istedi.

Hukukçular ve siyaset bilimcilere göre HDP'yle ilgili gelişmeler, "Türk siyasetinin önümüzdeki günlerde nasıl şekilleneceği kadar Türkiye’yi nereye götüreceği konusunda da tartışma ve endişe yaratacak" türden.

Ömer Faruk Eminağaoğlu
Ömer Faruk EminağaoğluFotoğraf: DW/H. Köylü

Eski Cumhuriyet Başsavcılarından Ömer Faruk Eminağaoğlu; HDP’ye kapatma davası açılması konusunu DW Türkçe’ye değerlendirirken, HDP’nin 2012’de kurulduğunu hatırlatıyor. Eminağaoğlu, "2012’den beri HDP, devletin milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı, ortadan kaldırmayı amaçlıyorduysa niye şimdiye kadar açılmadı kapatma davası. Ya da şimdi ne oldu da dava açıldı" diyerek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) parti kapatmak için "Zorlayıcı sosyal gereksinim şarttır" dediğine vurgu yapıyor.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan iddianameye ilişkin yapılan açıklamada ise "AİHM, terörün kınanmamasını dahi siyasi partilerin kapatılması için yeterli bir gerekçe kabul etmiştir" denildi.

Bahçeli ısrarla istemişti

HDP’nin kapatılıp kapatılmayacağına ilişkin Ankara’da siyasette yoğun bir tartışma var. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 11 Ocak’ta yaptığı yazılı açıklamada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kabul ettiği 6-8 Ekim olaylarına ilişkin iddianameyi temel alarak HDP hakkında hızla kapatma davası açılmasını istemiş ve aksi takdirde "gereğini yapacağını" söylemişti.

HDP'nin kapatılmasını daha sonra meclis grup toplantısında gündeme getiren Devlet Bahçeli, kürsü konuşmasında "HDP’nin kapatılması elzemdir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı inanıyorum ki gereğini yapacaktır. Ve tarih önünde yapmak durumundadır" demişti.

AKP ise parti kapatmaya sıcak bakmadığını sık sık tekrarladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konuda konuşmayı tercih etmezken, AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş parti kapatmaların Türkiye’de olumlu sonuçları olmadığını söyledi.

"Yargıtay baskı altında hareket etti"

Siyaset bilimci ve hukukçu Prof. Levent Köker, HDP’nin kapatılması konusunda MHP lideri Bahçeli’nin sürekli yargıya mesajlar verdiğine dikkat çekiyor.

Prof. Levent Köker
Prof. Levent KökerFotoğraf: Privat

Köker, "MHP de, mecliste grubu bulunan bir parti olduğu için mecliste grubu bulunan bir başka parti hakkında, yani HDP hakkında kapatma davası için başvuru yapabilirdi. Kendisi yapmadı. Bu başvuru için hep yargıyı işaret etti" diyor.

Köker'e göre bu süreçte hukuk kendi içinde işlemedi, Yargıtay baskı altında hareket etti.

"Etmediyse bile öyle bir intiba doğdu" diyen Köker, "Yaşananlar bize çözüm sürecinin bitmesiyle birlikte Türkiye’de Kürt sorununa karşı başlayan sert tutumun bir ileri noktaya taşındığını gösteriyor. Kapatma davasının nasıl sonuçlanacağını görmemiz gerekiyor. Çünkü AKP, parti kapatmalardan çok sıkıntı yaşadı" değerlendirmesinde bulunuyor.

"Hukuki değil siyasal bir eylem"

Avukat Turgut Kazan’a göre Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesi de, HDP hakkında kapatılma davası açılması da "siyasal bir eylem". Kazan, "İddianameyi ayrıntılarıyla okuyunca her şeyi daha iyi anlayacağız ama hepimizde hukuksal bir temele dayanmadığı şüphesi var. Çünkü Türkiye’de hukukun zerresi kalmadı" diyor.

Türkiye’de yargı bağımsızlığının çok uzun süredir büyük tartışma konusu olduğunu ve sorgulandığını hatırlatan Kazan, "Bir parti lideri sürekli çıktı, Yargıtay’ın nasıl davranması gerektiğini söyledi. Bu parti lideri, ülkeyi yöneten bir ittifakın ortağı. Bahçeli kendisi. Bu durumda hiç kimse Türkiye’de hukukun işlediğinden söz edemez. O yüzden ortada hukuki değil siyasi bir eylem var" değerlendirmesi yapıyor.

"Baskın seçim habercisi"

Sabancı Üniversitesi’nden siyaset bilimci Berk Esen, HDP’ye kapatma davası açılmasını "AKP ile MHP arasında çatışmayla karışık pazarlığı MHP, kendi lehine çevirdi" sözleriyle değerlendiriyor.

Esen’e göre HDP’nin kapatılmasına dönük dava ile birlikte siyasette uzun süredir gündemde olan erken ya da baskın seçim hesapları yeniden ortaya dökülecek. Esen ayrıca, "HDP’nin kapatılması davası Türkiye’de yaz aylarında gidilebilecek bir baskın seçimin habercisi. Çünkü Cumhur İttifakı artık kendine yeni bir alan açmaya çalışıyor. Ama bunu yaparken de sürekli çatışıyor. Ancak şu açık ki Erdoğan için sorun bitmeyecek. Türkiye’de cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden, ekonomiye, yargıya ilişkin tartışma sürekli büyüyecek" görüşünde.

Berk Esen,
Berk EsenFotoğraf: Privat

Ankara’da siyaset kulislerinde de erken seçimin kapıda olduğuna dair değerlendirmeler öne çıkıyor. Muhalefet cephesi "Her an seçime hazırız" derken, AKP ile MHP'den "Erdoğan da, Bahçeli de 2023’ü işaret etti. Onlar ne derse, o olacak" sesleri yükselmeye devam ediyor.

"Tüm yollar HDP'ye"

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın AYM’de dava açmasının ardından, AYM'de bir raportör dava dosyasına bakacak. Dosyada herhangi bir eksiklik olup olmadığının tespitinin ardınadn davanın kabul edilmesi ya da reddedilmesine ilişkin karar süreci başlayacak. Bu sürenin ne kadar olacağına dair yasal bir sınırlama yok.

Hukukçu Ömer Faruk Eminağaoğlu, AYM’deki kapatma davası sırasında HDP’nin kendi genel kurulunu toplayıp, kendi kendine kapanma kararı alabileceğini söylüyor. Eminağaoğlu, "HDP, kendi kendine kapanma kararı alırsa, AYM’deki dava düşer. Dava düşünce de kimseye siyaset yasağı veremezler. HDP’ye Hazine yardımı kesilemez. Yani burada önemli olan HDP’nin ne yapacağı. HDP, kendi kendini kapatıp, hatta aynı isimle yeniden kurulabilir. Aynı isimle yeniden doğmasının önünde yasal engel yok" diyor.

Eminağaoğlu, HDP’nin kendi kendini kapatmasının yasal olarak önlenebileceğine dair bir düzenlemeye de dikkat çekiyor. "AYM, dava sırasında HDP’nin genel kurul yapmasının ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesini isterse, kapatma davası yürür" diyen Eminağaoğlu, "Gelinen noktada HDP'nin ne yapacağı çok önemli" değerlendirmesinde bulunuyor.

2010 Anayasa değişikliklerini de hatırlatan Eminağaoğlu, HDP’nin kapatılması durumunda partinin kapatılmasına neden olan eylemleri gerçekleştirdiğine karar verilen milletvekillerinin vekilliklerinin düşmeyeceğine ve "bağımsız vekil" olacaklarına dikkat çekiyor.

 

Hilal Köylü / Ankara

© Deutsche Welle Türkçe