1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AP Akdeniz’deki sondaj krizini tartıştı

29 Eylül 2011

Avrupa Birliği Doğu Akdeniz’deki sondaj krizi kapsamında Ankara’dan gelen “tehdit” mesajlarını kabul edilemez bulduğunu açıkladı. Strasbourg'dan Kayhan Karaca'nın haberi…

https://p.dw.com/p/12imk
grunge eu © drizzd #18020429
Symbolbild EuropaFotoğraf: Fotolia

Avrupa Parlamentosu, Yunan ve Kıbrıslı Rum üyelerinin girişimi üzerine Strasbourg’da “Türkiye ile Kıbrıs Cumhuriyeti Arasındaki Gerginlikler” başlıklı özel bir oturum düzenledi. Oturuma AB’nin Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ile Avrupa Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle konuşmacı olarak katıldı. Ashton toplantıda yaptığı kısa konuşmada, AB’nin çıkarının mevcut gerilimi düşürmekten geçtiğini söyledi.

Füle: "Ankara sorumsuz"

AB’nin tutumunu ayrıntılarıyla yansıtan ise Stefan Füle oldu. Füle ilk olarak Ankara’dan gelen ve "tehdit" içerdiğini söylediği mesajlara vurgu yaptı. “Tehdit, komşular arasındaki sorunları çözmek için opsiyon olamaz” ifadelerini kullanan Füle, Ankara’nın bu konuda izlediği dış politikayı “sorumsuz” bulduğunu dile getirdi. Komisyon temsilcisi, “Eğer sorumluysa kendini hissettiren bir dış politikaya karşı değilim. Ancak tehditler savurmak sorumsuzluktur ve kınanılacak bir davranıştır” şeklinde konuştu.

AB’nin sadece “Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanıdığına” vurgu yapan Füle, konuşmasının büyük bölümünü adada çözüm için Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde devam eden müzakerelere ayırdı. “Önümüzde kaçırılmaması gereken bir şans var. Tüm tarafları müzakereler üzerinde yoğunlaşmaya ve olumlu bir atmosfer yaratmaya davet ediyorum” çağrısında bulunan Füle, BM’nin müzakere masasından çekilmesi halinde “hiç kimsenin B planı olmadığı” gerçeğine dikkat çekti.

Oturum geç saatte düzenlendiğinden, beklendiği gibi fazla katılım olmadı. Oturuma yaklaşık 30 parlamenter katıldı, bunlardan 21’i söz aldı. Söz alanlardan 9’u Yunan ve Kıbrıslı Rum parlamenter oldu.  Yunan ve Rum parlamenterler Ankara’yı “uluslararası hukuku ihlal etmekle” suçladı. Bazı Yunan ve Rum parlamenterlerin “Türkiye'nin tehdidi altındayız, Türkiye bize saldırıyor” şeklindeki ifadeleri Avrupa Komisyonu üyesi Füle’nin de tepkisine neden oldu. Füle oturum sonunda yeniden söz alıp bu parlamenterlere, “Merak etmeyin buraya gelmeden önce haberleri kontrol ettim, hiç kimse saldırıya uğramamış” yanıtını verdi. Yunan ve Kıbrıslı Rum parlamenterlere destek verenlerin Ankara’nın AB üyelik perspektifine karşı çıkan grup ve parlamenterler olması da gözlerden kaçmadı.

"Avrupa’yı Türklerden korumalıyız"

Ancak Yunan ve Rum parlamenteri asıl kızdıran bazı AP üyelerinin Kıbrıs Rum Kesimi’nin Doğu Akdeniz’de gaz ve petrol arama zamanlamasını sorgulaması oldu. Zamanlamayı sorgulayan üyelere karşı agresif tutum sergileyen Yunan ve Rum üyelerden kimileri, “Avrupa’yı Türklerden korumalıyız. Eğer gaz bulursak bu gaz Avrupa pazarının çıkarına olacak, yani Avrupa gazı olacak” ifadelerini kullandı. Stefan Füle ise kimsenin Kıbrıslı Rumların gaz ve petrol arama hakkını sorgulamadığını ancak arama için zamanlamanın sorun oluşturduğunu söyledi.

Zamanlamayı sorgulayanlardan biri de AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Yeşiller Grubu üyesi Fransız parlamenter Helene Flautre oldu. Flautre, Kıbrıs konusunu “gerektiğinde Türkiye’ye karşı kullanılmak için nadasa bırakılan bir sorun” olarak tanımladı.

Sondaj krizinin Strasbourg'da bulunan AB Bakanı ve başmüzakereci Egemen Bağış'ın temaslarının başlıca gündem maddelerinden biri olması bekleniyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Kayhan Karaca / Strasbourg

Editör: Nihat Halıcı

 

Helene Flautre
Helene FlautreFotoğraf: AP
Stefan Füle
Stefan FüleFotoğraf: AP