1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ankara'da adli yıl gerilimi

31 Ağustos 2016

Türkiye'de yeni adli yılın açılış töreninin Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda yapılacak olması 'yargı bağımsızlığı' tartışmalarını alevlendirdi. Tören, iktidarla ana muhalefeti ve Barolar Birliği'ni karşı karşıya getirdi.

https://p.dw.com/p/1JsnX
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Stringer

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 2014'teki törende Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun konuşmasını 'siyaset yüklü' bulmasının ardından yürürlükten kaldırılan 'adli yıl açılış töreni' uygulaması bu yıl 1 Eylül'de yeniden yapılacak. Ancak bu yılki açılış töreni de, daha gerçekleşmeden siyasetteki gerilimi tırmandırdı. Yeni adli yılın başladığını gösterecek törenin bu yılki adresi Cumhurbaşkanlığı Sarayı olarak belirlendi. Saraydaki törenin 'yargı bağımsızlığı' ilkesini zedeleyeceği düşüncesinden hareket eden ana muhalefet partisi CHP ile Türkiye Barolar Birliği (TBB) törene katılmayacağını açıkladı. MHP lideri Devlet Bahçeli ise katılacağını açıklarken, Yargıtay'dan "yargı bağımsızlığı şekil açısından değerlendirilmemeli, açılışın Cumhurbaşkanlığı'nda yapılmasında sakınca" yok açıklaması geldi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın CHP lideri Kılıçdaroğlu ile TBB Başkanı Feyzioğlu'na "şekilciliğe ve ideolojik mahalle baskısına rağmen törene katılın" çağrısı yapması, Ankara'daki 'adli yıl' tartışmalarını tırmandırdı. Yargıtay salonunun küçük olmasından ötürü önce bir otelde yapılması kararlaştırılan sonra da cumhurbaşkanlığına alınan törende neler yaşanacağı merakla bekleniyor.

"Süper başkanlık uygulaması"

Prof. Hikmet Sami Türk
Prof. Hikmet Sami TürkFotoğraf: AP

Peki, adli yıl açılışının Cumhurbaşkanlığı'nda yapılacak olmasını sakıncalı bulan CHP ile TBB doğru mu yapıyor? Adli yıl açılışının sarayda yapılacak olması hukuken ne anlama geliyor? Eski adalet bakanlarından anayasa hukukçusu Prof. Hikmet Sami Türk, DW'nin sorularını yanıtlarken, CHP ile TBB'nin 'hukuka uygun' hareket ettiklerini düşündüğünü söylüyor. Türk, adli yıl açılışlarında Yargıtay başkanlarının adli yargının sorunlarını, barolar birliğinin de avukatların sorunlarını eleştirel bir dille anlatmaları gerektiğinin altını çizerken, "İktidar bundan rahatsız olduğu için 2014'ten sonra adli yıl açılışlarını iptal etmişti. Bu yıl yapılıyor açılış ancak açılış için saray uygun görülüyor. Bu da Türkiye'de güçler ayrılığı ilkesinin hem Cumhurbaşkanı hem de Yargıtay tarafından hiçe sayıldığı anlamına gelir" diyor. Türk, MHP'nin saraydaki törene katılma kararı açıklayarak 'hukuka uygun hareket etme' prensibine sahip olmadığını da duyurduğunu söylerken, tüm bu yaşananların Türkiye'ye ne getireceğini de şöyle özetliyor:

"Bu bir başkanlık rejimine gidiş değildir. Türkiye'de, tüm yetkilerin tek elde toplandığı bir süper başkanlık rejimi uygulanmaya çalışılmaktadır. Bu da; tam bir veyaset sistemidir. Yargının vesayet altında olduğu görüntüsü verilmektedir."

Hikmet Sami Türk, Yargıtay'ın salonunun küçük bulunabileceğini ancak açılışın saray yerine Ankara Hukuk Fakültesi'nde ya da yargıya ait herhangi bir binada yapılabileceğini belirtirken, "Yargıda bu açıdan şekil çok önemlidir. Saray himayesinde tören yapılamaz" görüşünü dile getiriyor.

"Yargıtay açıklaması talihsizlik"

Prof. İbrahim Kaboğlu
Prof. İbrahim KaboğluFotoğraf: privat

Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Prof. İbrahim Kaboğlu, Yargıtay'ın açılış töreninin cumhurbaşkanlığı sarayında yapılmasında sakınca olmadığı yönündeki açıklaması için 'talihsizlik' nitelemesi yapıyor. Kaboğlu, bu nitelemesini DW'ye değerlendirirken, "Yargıtay, adli yargının en üst organıdır. Yargı bağımsızlığı sadece vicdanlarla sınırlı değil, belli ilişkiler ve şekillerle de ölçülüdür. Yargıtay, bu açıklamasıyla ne yazık ki yargı bağımsızlığını koruyamadı" diyor. Adli yıl açılış töreninin cumhurbaşkanlığı sarayında yapılmasının Türkiye'de son dönemde yaşananlardan bağımsız olarak değerlendirilemeyeceğini belirten Kaboğlu, bunun nedeninin de 'Türkiye'de adli yıl açılışlarının genelde gerilimli, cumhurbaşkanının da yargıya müdahale eğilimine açık olması' olduğunu öne sürüyor. Kaboğlu, "Bir buçuk ay önce yaşadığımız darbe girişimi püskürtülmüş ve hemen sonrasında da yargı bağımsızlığının olmadığı, hatta yargının çürüdüğü kamuoyunun gündemine gelmiştir" diyor. Kaboğlu, sözlerini "İşte bu kadar sorunlu bir ortamda adli yıl açılış töreninin sarayda yapılacak olması önem taşımaktadır. Yargı bağımsızlığı olsaydı, törenin sarayda yapılacak olması zaten sorun edilmezdi" diye sürdürüyor. Kaboğlu da CHP ile TBB'nin dile getirdiği "kuvvetler ayrılığı ilkesinin zedelendiği" görüşünün 'hukuken doğru' olduğunu söylüyor ve "MHP'nin iktidarla görünme yarışı Türk siyasi tarihine geçecek kıvama gelmiştir. Bütün yetkilerin fiilen saraya kaydırılması eğiliminin son halkası Yargıtay-Cumhurbaşkanlığı ve MHP birlikteliğiyle gerçekleştirilmektedir" diyor.

"Törende yokuz"

AKP'nin "törene katılın" yönündeki ısrarlı çağrısına karşın CHP ile TBB "törene katılmaya kararlıyız" açıklamasından geri adım atmıyor. CHP'li Sezgin Tanrıkulu DW'ye "Türkiye'de yargı geleneği, yargı bağımsızlığı terkedilirken CHP buna karşı duruşunu sürdürmeye kararlıdır" diyor. Tanrıkulu saraydaki törenin asıl amacının "Türkiye'de bir başkanlık sistemi olduğunun ilan edilmesi" olduğunu öne sürerken, cumhurbaşkanın "işine gelince yürütmenin başı olduğunu", "işine gelince de tarafsız olduğunu" söylediğini vurguluyor. Tanrıkulu, "Adli yıl açılış töreninin cumhurbaşkanının himayesinde olması yargının bağımsızlığı ilkesine tamamen aykırıdır" diyor. TBB de "Törene katılmama yönündeki kararımız tamamen yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusundaki hassasiyetimizden kaynaklanmaktadır" görüşünde ısrar ediyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Hilal Köylü / Ankara