1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Analiz: Rusya'da değişimin sembolü Gorbaçov

Cornelia Rabitz11 Mart 2005

Bundan 20 yıl önce Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreterliği’ne seçilen Gorbaçov, ülkede geniş çaplı değişikliklere gitti ve bu değişim rüzgarı Sovyetler Birliği’nin de tarihe karışmasına yol açtı. DW’den Cornelia Rabitz, Gorbaçov dönemini değerlendirdi…

https://p.dw.com/p/AavN
Gorbaçov, Rusya'da değimişin sembolü olarak görülüyor.
Gorbaçov, Rusya'da değimişin sembolü olarak görülüyor.Fotoğraf: AP

Bir efsane, bir sembol, tarih kitaplarına geçen siyasetçi. Aynı derecede hem saygı gören, hem de tartışma yaratan Mihail Gorbaçov’un yükselişi ve buna bağlı olarak Sovyetler Birliği ile Doğu Bloğu’nun çöküşü, tam 20 yıl önce bugün başladı. 11 Mart 1985’te yaş ortalaması çok yüksek olan Politbüro, o tarihte 54 yaşında olan siyasetçiyi Komünist Parti Genel Sekreterliği’ne getirdi. Bu bir kuşak değişimiydi, ardından esen siyasi değişim rüzgarları Soğuk Savaşı noktaladı ve Sovyetler Birliği’ni tarihe karıştırdı.

Kafkaslar’da bir çiftçinin oğlu olarak dünyaya gelen Gorbaçov, yönetimi kısmen ağır hasta, kısmen bunak liderlerden devraldı ve en kısa zamanda kendi iktidarında rüzgarın yönünün değişeceği sinyallerini vermeye başladı. Ülkenin demokrasiye, su ve hava kadar ihtiyacı olduğunu belirten Gorbaçov, birkaç ay içinde düzinelerce bakan ve parti yetkilisini görevden aldı, köhne Sovyet ekonomisini canlandırmak için ekonomi politikasında değişiklikler yaptı ve toplumsal reformlara girişti.

İkinci Rus devrimi

"Glasnost – Açıklık“ ve "Perestroyka – yeniden yapılanma“, Gorbaçov döneminin simgesi oldu. Gorbaçov’un kendisi de yapılanları ikinci Rus Devrimi olarak nitelendiriyordu. Gorbaçov yola çıkarken hedefi, sosyalizmi kaldırmak değildi, asıl isteği sosyalizmi canlandırmak ve ayakta kalmayı başarabilecek bir sistem haline getirmekti. Gorbaçov, “Sosyalizmden vazgeçmedik, ona ihanet etmek istemiyoruz, sadece yeni bir kalite kazandırmak ve insani potansiyelini kullanmak istiyoruz“ diyordu.

Merkezi plan ekonomisinin işe yaramadığı ortaya çıkmış, Sovyetler Birliği politik olarak yalnızlığa itilmiş, sağlık ve eğitim sistemleri çökmüş durumdaydı. Yolsuzluk, tüm devlet mekanizmasını sarmış, yayılmacı dış politika, ordu ve silahlanma projeleri, Moskova’nın mali yükünü giderek arttırıyordu.

Devleti ve toplumu yeniden yapılandırmak, girişimciliği desteklemek, Pazar ekonomisinden öğeleri yerleştirmek ve enformasyon politikasını şeffaflaştırmak isteyen Komünist Parti’nin yeni lideri, aynı zamanda dış politikada da nükleer silahlanma yerine yumuşamadan yanaydı.

Tek parti sistemine bağlı kaldı

Genel Sekreter yine de tek parti sistemine bağlı kaldı. Toplumun yenilenmesi konusunda Lenin Prensipleri’ne bağlı kalacağını açıkladı, ancak bundan ne kastettiği anlaşılamadı. Muhalifleri, reformlar için yeteri kadar ödün verilmediğini savunuyordu. Halk ise Gorbaçov’a “geveze“ adını takmıştı. Komünizmin çöküşü giderek hızlanıyordu.

Gorbaçov, dış politikada ve güvenlik politikasında yumuşamaya gitti. 1988’de Afganistan’daki birliklerin geri çekilmesine başlandı. Savunma bütçesi kısıldı, Demokratik Almanya Cumhuriyeti, Çekoslovakya ve Macaristan’daki askerler geri çekildi. Bu arada Sovyetler Birliği’ndeki gelişmeler ile meşruiyeti sorgulanan Doğu Almanya da tarihe karıştı ve Almanya birleşti.

Gorbaçov, Genel Sekreterliğe seçilmesinden neredeyse tam beş yıl sonra, 15 Mart 1990 yılında Sovyetler Birliği’nin ilk Devlet Başkanı oldu. Ancak bu görev pek uzun sürmedi. Reform karşıtlarının ihtilal girişimi başarısızlıkla sonuçlandı. Gorbaçov’un rakibi Boris Yeltsin, ihtilalin bastırılması yardımcı oldu, ancak Sovyet İmparatorluğu parçalanmaya başladı. Sovyet Cumhuriyetleri teker teker bağımsızlıklarını ilan etmeye başladı. Sonuçta Sovyetler Birliği tarihe karıştı ve yerine Bağımsız Devletler Topluluğu kuruldu.

Gorbaçov’un istifası

Halefi Yeltsin, Komünist Parti’nin yasaklanması için bir emir çıkarınca Gorbaçov da 25 Aralık 1991’de Sovyetler Birliği Devlet Başkanlığından istifa etti. Gorbaçov bugün Batı dünyasında neredeyse bir “süperstar“ kadar popüler. 1990 yılında Nobel Barış Ödülü’ne de layık görülen Gorbaçov, Rusya’da ise ülke ekonomisinin içinde bulunduğu kötü durumun sorumlusu olarak gösteriliyor. Eski danışmanları da Gorbaçov’un reform sürecinde aslında daha gözüpek olması gerektiğini belirtiyor.