Fuarın önündeki bir grup Detroitli kentlerindeki krizin dayanışmayla atlatılması için gösteri yapıyor. Örnek olarak da Berlin'i gösteren Detroitliler “Berlin düzeldi, Detroit düzelemedi. Burada iki şeye ihtiyacımız var. İş ve kent sakinlerinin bankalar tarafından sokağa atılmadan evlerinde yaşayabilmeleri” diyor.
Hızlı bir çöküşün sonunda iflas eden bu Amerikan kentindeki sefalet ortamında bolluk ve lüksün ne olduğunu Detroit otomobil fuarında görmek mümkün.
Havalimanını fuarın yapıldığı Cobo Center'e bağlayan yol üzerinde harap vaziyetteki apartmanlar ve çoktan kaderine terk edilmiş fabrika binaları göze çarpıyor. Halk Detroit'i terk ediyor. Evlere yok pahasına müşteri aranıyor. Detroit'te 150 bin dolara blok apartman satın almak mümkün. Bu viraneliğin biraz uzağında General Motors, Ford ve Chrysler'in yeniden kâra geçen fabrikaları bulunuyor.
Sekiz otomobilden biri Alman markası
Otomobil düşkünü Amerikalıların hayallerini Alman otomobilleri süslüyor. ABD'de satılan her sekiz otomobilden biri Alman markası taşıyor. Bir yılda yüzde sekiz oranında büyüyen ve her yıl yaklaşık 16 milyon yeni otomobilin satıldığı ABD piyasası Alman şirketleri açısından büyük önem taşıyor. Hele Avrupa piyasasının yıllardır yerinde saydığı düşünülecek olursa. BMW, Mercedes, Audi, Volkswagen ve Porsche göz kamaştırıcı yeni modelleriyle Amerikalıların beğenisini kazanmaya çalışıyor.
Michigan Üniversitesi Ulaştırma Araştırmaları Enstitüsü uzmanlarından Bruce Belzowski Alman şirketlerinin önemli Amerikan piyasasındaki durumlarının iyi olduğunu ve öncelikle lüks Alman otomobillerinin çok tutulduğunu söylüyor. Lüks sınıfta Mercedes geçen yıl büyük bir hamleyle en önemli rakipleri BMW ve Audi'yi geride bıraktı.
Belzowski “Galiba Mercedes ilk defa geçen yıl Amerika'da BMW'den fazla sattı. Adeta başa baş gidiyorlar. Amerikalılar Mercedes ve BMW'ye çok düşkünler” şeklinde konuşuyor.
Hedef tempoyu korumak
Öncelikle Mercedes'in satışları Amerikan piyasasından daha hızlı büyüdü. Şirketin yönetim kurulu başkanı Dieter Zetsche tempoyu bu yıl da korumak ve satışları biraz daha arttırmak amacında olduklarını söylüyor. DW mikrofonlarına ilk defa Detroit'te görücüye çıkardıkları C Klas Mercedes'ten son derece ümitli olduklarını söyleyen Zetsche, “C Klas modelimiz en çok ABD'de satılıyor. Yeni modelimiz çok önemli özellikleriyle daha da cazip hale geldi. Dolayısıyla şirketimizin başarısına önemli katkıda bulunmasını bekliyoruz” diyor.
Volkswagen marka olarak Amerikan piyasasında zor bir yıl geçirdi. Amerikan ve Japon markalarıyla rekabet eden VW'nin satışları 2013'te yüzde yedi oranında azalarak 407 bin adede indi. Yönetim kurulu başkanı Martin Winterkorn, Porsche ve Audi gibi markaları da bünyesinde barındıran Volkswagen tröstünün genel olarak yerini koruduğunu ve VW markasının da yeni modelleriyle Amerikalı müşterinin gözüne gireceğini söyledi.
Winterkorn“Yenilenen Golf, Passat ve Beetle modellerimizle bu yıl farkı kapatacağımızı söyleyebilirim. Ama Volkswagen markasının son beş yılda Amerikan piyasasındaki satış hacmini bir kat arttırdığını da unutmamak gerekir” açıklamasını yapıyor.
Ulaştırma uzmanı Belzowski, Volkswagen'in ABD'de arzuladığı yere gelememesini model portföyündeki önemli bir eksiğe bağlıyor. Belzowski “VW, pikap dışında her tip otomobil satıyor. Ancak pikap Amerikan piyasasında başarı için mutlaka girilmesi gereken son derece önemli bir segmenttir” şeklinde konuşuyor.
Gerçekten de Ford Amerika'da pikap modelleri sayesinde büyük sıçrama yaptı. Ford'un F serisi pikabı 2013 yılında 763 bin adet satarak aralıksız 32'inci kez Amerika'nın en fazla satılan otomobili oldu.
©Deutsche Well Türkçe
Gero Schließ / Ahmet Günaltay
Editör: Ercan Coşkun