1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya'yı sarsan cinayette güvenlik bilmecesi

8 Haziran 2018

Almanya’da Susanna adlı 14 yaşındaki bir kızın tecavüz edilip öldürülmesinin ardından yaşananlar Almanya'da siyasi tartışmalara neden oluyor.

https://p.dw.com/p/2z83z
Cinayet zanlısı Ali B.'nin Irak'a kaçması güvenlik tartışmalarına neden oldu Fotoğraf: picture-alliance/dpa/B. Roessler

Almanya'nın Wiesbaden kentinde yaşanan 14 yaşındaki Susanna cinayetinin yankıları sürüyor. İki hafta boyunca arandıktan sonra cesedine ulaşılan ve tecavüz edilerek öldürüldüğü tespit edilen genç kızın cinayet zanlısı 20 yaşındaki Iraklı sığınmacının Haziran ayı başında Türkiye üzerinden Erbil'e döndüğü açıklandı.

Polis, ilk önce cinayeti iki erkeğin birlikte işlediği şüphesi üzerinde durmuş ve 35 yaşındaki Türkiye vatandaşı bir diğer sığınmacı da gözaltına alınmıştı. Türkiyeli sığınmacı, olayla ilgisinin bulunmadığı tespit edilince serbest bırakılmış, asıl zanlının ise Almanya'dan ayrıldığı belirlenmişti.

2015 yılında sığınmacı olarak Almanya'ya geldiği belirtilen Irak vatandaşı zanlının cinayet şüphesine rağmen nasıl olup da uçakla Erbil'e kaçabildiği ise tartışmalara neden oldu. Ülkeden sahte bir isimle ailesiyle birlikte ayrıldığı belirtilen zanlı Ali B.'nin Düsseldorf'tan İstanbul'a, buradan da Erbil'e kaçtığı belirtildi.

"Zanlı Almanya'ya iade edilmeli”

Alman siyasiler zanlının kaçabilmesine olanak sağlayan güvenlik boşluklarının bir an önce tespit edilmesini ve zanlının Almanya'da yargılanmak üzere Irak'tan iadesinin talep edilmesini istedi. Sosyal Demokrat Parti (SPD) Meclis Grubu Başkanı Carsten Schneider, Bild gazetesine verdiği demeçte şüphelinin nasıl kaçabildiğinin derhal aydınlatılması ve bir an önce Almanya'da hakim karşısına çıkartılmasının yollarının araştırılması gerektiğini söyledi.

Aynı partiden Burkhard Lischka da İçişleri Bakanı Horst Seehofer'ın ülkeye giriş çıkışlarda mevcut kontrol mekanizmalarının kullanılmasını sağlaması gerektiğinin altını çizdi. Lischka, zanlının durumunda olduğu gibi şüpheli belgelere sahip birinin seyahat ettiği ülke de gözönüne alınarak polis tarafından basit bir parmak izi karşılaştırmasıyla kimliğinin tespit edilmesinin mümkün olduğuna dikkat çekti.

Neue Osnabrücker Zeitung'a konuşan Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) partili milletvekili Armin Schuster da polisin şüpheliyi neden gözaltına almadığı sorusunun sorulması gerektiğini söyledi. Yeşiller'den Omid Nouripour zanlının Almanya'ya iade edilmesi ve burada hakim karşısına çıkması gerektiğini söyledi.

"Sığınma sistemi revize edilecek”

Hür Demokrat Parti (FDP) milletvekili Alexander Graf Lambsdoff'a göre ise yaşanan güvenlik zaafı, Almanya için alışıldık bir durum. Lambsdoff, sistemde çok fazla güvenlik boşluğu bulunduğunu ve bunların sorumlusunun da uzun süredir iktidarda olan CDU olduğunu öne sürdü.

Susanna'nın Başbakan Angela Merkel'in "ikiyüzlü ve bencil, kucaklayıcı (mülteci) politikasının” bir diğer kurbanı olduğunu ve cinayetteki sorumlulukta Merkel'in de payının bulunduğunu öne süren Almanya için Alternatif (AfD) partisi Meclis Grubu Başkanı Alice Weidel da hükümetin istifasını talep etti.

CDU ise eleştirilere karşılık Almanya'da mülteci politikasında yeniliklere gidileceğinin ve daha sert bir politika izlenebileceğinin sinyallerini verdi. Partiden Eckhardt Rehberg, Bild gazetesine yaptığı açıklamada "İçişleri Bakanı Seehofer'ın sığınma sürecinin temel anlamda revize edilmesine tam destek verdiğini ve bunun için gerekli bütçenin ayrılacağını” söyledi.

DW,AFP/SÖ,HS

© Deutsche Welle Türkçe