1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya'da töre cinayetleri tartışması

Sevim Ercan6 Nisan 2005

Almanya'da geçtiğimiz aylarda çok sayıda Türk ve Müslüman kadının namus cinayetlerine kurban gitmesi, konunun medyada yaygın şekilde tartışılmasına neden oluyor. Berlin'den Sevim Ercan bildiriyor...

https://p.dw.com/p/Aaab
Almanya'daki Türk toplumunun gündeminde de namus cinayetleri üst sıralarda yer alıyor
Almanya'daki Türk toplumunun gündeminde de namus cinayetleri üst sıralarda yer alıyorFotoğraf: dpa

Kıyamet 7 Şubat günü Berlinli 26 yaşındaki Hatun sürücü'nün erkek kardeşleri tarafından çocuğunun gözleri önünde katledilmesiyle koptu. Son dört ay içinde müslüman 5 kadın birden aynı gerekçeyle öldürülmeseydi belki de kamuoyunda Sürücü cinayeti bu denli öne çıkmayacaktı.

Kimbilir belki de: Alman medyasının eline " araştırmacı gazetecilikten" uzak bir anlayışın da etkisiyle yargıcı yayımcılık mantığından hareketle bir fırsat geçmiş oldu. Medya da cinayetlerle bağlantılı tartışılan ezilen Türk kadını resmi geniş yankı buldu.

Kısa bir süre sonra, "Yabancı Gelin" kitabıyla gündeme gelen Necla Kelek, töre cinayetleri ve zoraki evliliklerin yaygınlığına ilişkin Alman medyasında boy boy demeçler verdi. İşte bu nedenle Almanya'da yaşayan Türklerin uyum sağlayamadığını iddia etti.

Sert tartışmalar

Kitabında da zoraki evliliğin Almanya'ya verdiği zarardan söz eden Kelek iki ayrı Türk kökenli kadından daha destek buldu. Alman medyası Serap Çileli ve Seyran Ateş'i de keşfetmekte gecikmedi. Ateş ön plana çıktı ve sert açıklamalarda bulundu. Bu durum üzerine, Berlinli Avukat Seyran Ateş bazı Türk medyasından yoğun şekilde tepki almaya başladı. Bazı Türk Gazetelerinin yanısıra Almanya Federal milletvekili Lale Akgün, Berlin Eyalet Meclis Milletvekili Dilek Kolat, Hamburg Eyalet Meclis Milletvekili Nebahat Güçlü'de bu kervana katıldılar ve Ateş'le sert tartışmaşmaların yaşandığı savaşı başlattılar. Sevim Ercan Avukat Seyran Ateş ve Milletvekili Dilek Kolat'la görüştü.

2004 yılı Berlin Kadın Ödülü sahibi Avukat Seyran Ateş, kısa kır saçları ve keskin siyah gözleri ile, kadın hakları savunuculuğunu asla kesintiye uğratmayacağını yineliyor. Bu görüntüsüyle Ateş, henüz bir yaşına dahi basmayan kızı, Alman Sosyal Demokrat Partisi'ne yeni üyeliğiyle, geçmişteki çabalarına perde çekip yeni start veren bir yarışmacı havası veriyor. Ateş Almanya'nın en ciddi Haftalık siyasi dergilerinden Focus'dan, günlük gazete TAZ'a, Tagesspigel'e dek çok sayıdaki yayın organında çıkan haberleri kaynak gösteriyor.

“Suskun kalmayacağız“

Töre cinayetlerine ve zoraki evliklere karşı suskun kalmayacağının altını bir kez daha çiziyor. Berlin'in Küçük İstanbul adı verilen Kreuzberg adlı ilçesinde 21 yıl önce Ateş, o dönemler çalıştığı Kadın Danışma M erkezine yapılan silahlı bir saldırıda, ağır yaralanıyor ve ölümden dönüyor. Bu onu yıldırmıyor aksine daha da törpülüyor. 6 yaşında ailesiyle birlikte geldiği Berlin'de 35 yılı geride bırakan Ateş, ezilen Türk kadınını toplumun hemen her kesiminin görmezden geldiğini ileri sürüyor.

"Aşırı sayıda insanlarımız zorla evlendiriliyor. Bunu inkar etmekle kadınlarımızın hiçbirine yardım edemeyiz. Ayrıca toplumun gelişimine hiçbir şekilde katkıda bulunamayız. Türk halkının Almanya'daki resmini düzeltemeyiz. Bu tür geçmişte kalması gereken törelerin günümüzde de halen varlık göstermesi nedeniyle Alman halkı bizi kötü görüyor."

„Önyargılar besleniyor“

Federal Alman Milletvekili yeşiller Milletvekili Ekin Deligöz'ün, "önyargılar besleniyor" şeklindeki tepkisinden daha da sert olanı Federal Meclis Milletvekili Lale Akgün'den geliyor. " Ateş'in , Türkiye karşıtı olarak kullanıldığını anlatan Akgün, Töre cinayetleri sayısının küçümsenmemesi ama abartılmaması gerektiğine de işaret ediyor. Ateş'in bu yaklaşımı yapay bulduğunu ifade ediyor.

"Milletvekilleri bize saldırıyor. Aslında kendileri çoktan bu konuları meclise getirmiş olmalıydılar. Bunu yapmadıkları halde utanmadan bize saldırıyorlar. Ev ödevlerinizi önce yapın sonra gelin bize saldırın."

“Abartılı tanımlama“

Berlin Eyalet Meclis Milletvekili Dilek Kolat, Ateş'in bu yaklaşımını kınıyor. Kolat, Türk kadınlarını, ezilen ve töre cinayetlerinde kıyıma uğratılan kurbanlar olarak tanımlamanın abartı olduğunu aktarıyor. Zoraki evliliği hiçbir zaman desteklemediğini de anlatan Kolat, Özgür yaşamanın sadece Alman gibi yaşamakla eş tutulmasına da bir anlam vermediğine dikkat çekiyor. Bu tartışmanın Alman medyasında neden prim bulduğunu şöyle yorumluyor.

"Zoraki evlilik şu an tartışma konjunktürüne uygun bir konu. Şimdilerde Alman medyasında bu olay sık tartışılıyor. Alman toplumunda şu an siyah beyaz tartışması oluyor. Ve de tek taraflı tartışılıyor. Biz bunu farklı boyutlarda anlatmakta güçlük çekiyoruz . Türk toplumundan gelen insanlar zoraki evlilik yapıyorlarmış gibi bir tablo ortaya çıkıyor. Bu yanlış. Bundan rahatsızlık duyan birçok Müslüman ve türk kadını var"

Siyasi mücadele

Almanya'da bağımsız kendi hayatını yaşayan Türk kadınlarının varlığının göz ardı edildiğini vurgulayan Kolat, aksini yaşayan kadınlar için siyasi mücadele verdiklerini de ifade ediyor: "Zoraki evlilik olmayan evlilikler de var. Bunları anlatmak da gerekiyor"
Medyadaki "ezilen - ezilmeyen Türk kadını savaşı" , Almanya'nın tanınmış hip hop şarkıclılarından Aziza A.dan, sivil toplum liderlerinin demeçlerine dek geniş bir yelpazeye sıçrıyor. Federal Meclis Milletvekili Lale Akgün'ün son yayımladığı basın bildirisi, Ateş'in Alman medyasında çıkan açıklamalarına yanıt niteliğini taşıyor. Bu savaşın Türk kadınlarını gündemde tutmanın ötesinde işe yarayacağı yorumu ise sosyoloğları biraz yoracağa benziyor.