1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya'da göçmen kadın olmak

8 Mart 2010

Almanya’da cinsiyet eşitliğinin istenen düzeyde olmadığını vurgulayan kadın hakları savunucuları, özellikle göçmen kadınların istihdam alanında, toplumsal hayatta daha fazla sorunla karşılaştığını dile getiriyor.

https://p.dw.com/p/MMTf
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Almanya’da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü çeşitli etkinliklerle kutlanırken, bir yandan da kadınların sorunlarına dikkat çekiliyor.

Almanya’da cinsiyet eşitliğinin istenen düzeyde olmadığını vurgulayan kadın hakları savunucuları, özellikle göçmen kadınların istihdam alanında, toplumsal hayatta daha fazla sorunla karşılaştığını dile getiriyor. Göç ve Uyumdan Sorumlu Federal Devlet Bakanı Maria Böhmer de, Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada fırsat eşitliğinin sadece kağıt üzerinde kalmamasını, göçmen kadınlara çalışma hayatında gelecek perspektifi sunulması gerektiğini belirtti.

Göçmen kadın olmanın zorluğu

Rege Betriebsamkeit in einem Dresdner Friseursalon,
Fotoğraf: picture-alliance/ dpa

Almanya’da nüfusun yaklaşık 10’unu göçmen kökenli kadınlar oluşturuyor. ‘Genel olarak bakıldığında Almanya’da göçmen kadın olmak daha mı zor’ sorusuna, Sosyal Demokrat Partili eski milletvekili Lale Akgün ”dünyada kadın olmak zor” şeklinde yanıt veriyor: "Çünkü kadın denince beklentiler, baskılar çok fazla. İlerleme şansı daha az. Kadınlar tabii dünyanın her yerinde, ama bilhassa Almanya’da bunu eğitimle telafi etmeye çalışsalar da yine de kadınların durumu daha zor. Göçmen kadının durumu Türkiye’deki kadından mı, Almanya’daki Alman kadından mı daha zor? Zorun yarışı yok. Kadının durumu zor.”

Kültürel farklılık

Türkische Immigranten in Deutschland, München
Fotoğraf: AP

Almanya'da kadınların henüz erkeklerle tam anlamıyla eşit haklara sahip olmadığını belirten Berlin merkezli ”Kızlar için İş Atölyesi” adlı projenin yöneticisi Karin Kant, göçmen kökenli kadınların daha zor durumda olduğu görüşünde: ”Göçmen kökenli kadınlarda kültürel alt yapı önemli bir rol oynuyor. Yani ailenin aktardığı değerler ile kadın ve erkek rolleri. Bunun yanı sıra dilde zorluklarla karşılaştıkları için bazı şeyleri takip edemiyorlar ve sorunun nereden kaynaklandığını göremiyorlar, aslında sorunun nedeni yeterince desteklenmemeleri. Ama sorunun kendilerinde olduğunu düşünüp, kendilerini geri çekiyorlar.”

Kadınlara yönelik ayrımcılık

Arbeitende europäische Frauen
Fotoğraf: picture-alliance / dpa

Berlin’de yaşayan göçmen kökenli genç kadınların sorunlarını ve isteklerini dile getiren ”Damla=Tropfen, Derya=Ozean” adlı belgesel filmin yönetmeni Elisabeth Pricken’in gözlemlerine göreyse, en büyük sorunlardan biri daha okul çağında başlayan ayrımcılık. Pricken gözlemlerini ”örneğin bir kız öğrenci şunu diyor; ‘ders çalışmama rağmen kötü not aldım, böyle bir durumda nereye başvurabilir, nereye şikayet edilebilir? Ne kadar çaba göstersem de, bazı insanların keyfi davranışlarına maruz kalıyorum.’ Bunu erken yaşta, bir anlamda gelişim sürecinde yaşayınca, insan ümidini kolaylıkla yitirebileceği bir noktaya geliyor” şeklinde dile getiriyor.

Kadının imajı

Berlin Eyaleti Eşit Muamele Dairesi Yöneticisi Eren Ünsal da, çalışma ve eğitim hayatında ayrımcılığa uğrayan göçmen kadınların sayısının Almanlara göre daha çok olduğunu belirtiyor. Ünsal, ayrımcılığın nedenlerinden birinin, Alman toplumunun göçmen kadınlara bakışı olduğunu söylüyor.

”Çünkü genelde göçmen kadın denince Almanların aklına ne geliyor? Mağdur durumda olan, dayak yiyen, zorla evlendirilen kadınlar akla geliyor. Ya da okumamış, okumayı, yazmayı bilmeyen başörtülü, klişe şeklinde düşünülüyor kadınlar. Bu nedenden dolayı tabii negatif imaj söz konusu.”

"Başarı görmezden geliniyor"

SPD-Bundestagsabgeordnete Lale Akgün
Lale AkgünFotoğraf: dpa

Eren Ünsal, bu olumsuz imajı yıkmak için okul çağlarından itibaren kızların desteklenmesi ve başarılı göçmen kadınların ön plana çıkarılması gerektiğini vurguluyor. Sosyal Demokrat Partili Lale Akgün ise Alman toplumunun başarılı kadınları görmezden geldiğini dile getiriyor: ”Başarının bence belirli bir tanımı yok. Ben mesela Köln’de üç tane berber dükkânı olan bir kadına başarılı derim. Yanında 10 tane berber çalıştırıyor. Ama kimse bu kadına Türk kadın diye bakmıyor. Bizim berber diyor. Biz buna ‘selektif algılama’ diyoruz. Başarılı kadın Alman oluyor birdenbire, başarısız kadın ise Türk kalıyor.”

© Deutsche Welle

Jülide Danışman / DW Berlin

Editör: Ayhan Şimşek