Almanya’da göçmenlere eğitim çağrısı

Berlin Nüfus ve Kalkınma Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırma, Almanya’da tartışmalara yol açtı. Zira araştırmaya göre, Almanya’da yaşayan Türkler diğer göçmen gruplara göre topluma daha az uyum sağlıyor. Yine bu araştırmanın sonuçlarına göre, Türkler’in yüzde 30’u ortaokul diploması sahibi değil. Mesleki alanda başarılı olanların sayısı düşük ve işsizlik yaygın... Araştırmanın sonuçlarının bazı Alman gazetelerinde ”Türkler uyum sağlamayı istemiyor” şeklinde başlıklarla verilmesi de tepki topladı. Araştırmanın sonuçları ve basında ele alınış şekli, dün Berlin’de düzenlenen göçmenlerin istihdam piyasasına uyumunu ele alan 2. Uluslararası Uyum Sempozyumu’nda da gündeme geldi. Berlin’den Jülide Danışman’ın haberi...

Merkel: Araştırma teşvik etmeli

Berlin Nüfus ve Kalkınma Enstitüsü tarafından yapılan ve Türklerin diğer göçmenlere göre Almanya’ya daha az uyum sağladığı sonucuna varan araştırma ile ilgili tartışmalar sürüyor. Başbakan Angela Merkel, Berlin’de düzenlenen Uluslararası Uyum Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada, bu araştırmanın ilk etapta şok etkisi yaratmasına rağmen, sonuçların olumlu bir şekilde değerlendirilmesini istedi:

“Uyum konusunda olumlu adımlar atıldı. Ama kim tüm sorunların çözüldüğünü söylerse, gerçekleri görmüyor demektir. Bu nedenle bu araştırma, uyum için çaba gösteren herkesi teşvik etmelidir. Ama bu teşvikin yapıcı bir şekilde hayata geçirilmesi ve bizi ümitsizliğe sürüklememesi gerektiğine inanıyorum.”

Sempozyuma ilişkin bir basın toplantısı düzenleyen Göç ve Uyumdan Sorumlu Federal Devlet Bakanı Böhmer de araştırmanın sonuçlarını ”dramatik” olarak nitelendirdi. Araştırmanın 2005 yılına ait verilere dayandığına dikkat çeken Böhmer, ”Türkler gerçekten uyum sağlayamıyor mu” sorusuna şu sözlerle yanıt verdi:

“Rakamlar beni çok şaşırtmadı, çünkü eğitim durumunun nasıl olduğunu biliyorum. Bildiğiniz gibi geçen raporda dile getirdiğim bir konu vardı; 65 yaşına kadar olan Türk kökenlilerin yüzde 72’si mesleki açıdan kalifiye değil. Bu nedenle, eğitim ve meslek eğitimi konusunda fırsatların arttırılması için tüm gücümüzle çalışmamız gerekiyor.”

Yabancı düşmanlığı uyarısı

Göçmen gençlerin kendilerini Almanya'da evlerinde gibi hissetmeleri için ailelerin destek olmasını isteyen Böhmer, bu araştırmanın sonuçlarının Türk toplumuna nasıl yansıtıldığının da önemli olduğunu dile getirdi. Alman Göç ve Uyum Vakıfları Uzmanlar Konseyi Başkanı Prof. Klaus Bade de, araştırmanın sonuçlarının Alman basınında ”Türkler uyum sağlamak istemiyor” başlığını taşıyan haberlerle yer almasını eleştirdi:

“Bu savunulacak hiç bir yanı olmayacak bir iddia. Hatta ‘Türkler uyum sağlayamıyor ve uyum sağlamak istemiyor' iddiasının yabancı düşmanlığı içerdiğini söyleyebilirim. Bu tamamen saçmalıktır. Sosyal duruma ilişkin sorular yöneltmemiz gerekiyor.”

Bu iddiayı Berlin Nüfus ve Kalkınma Enstitüsü’nün ortaya atmadığını hatırlatan Bade, Almanlara da sosyal duruma ilişkin sorular sorulsa sorunların görüleceğini dile getirdi:

“O zaman şu sonuçlara ulaşabiliriz; Almanların çoğu Türklere benzer uyum sorunları ile karşı karşıya. Almanya’da okuma-yazma bilmeyenler bulunuyor. Veya aramızda sürekli işsiz olanlar var, üç kuşaktır işsizler. Türkler aynı durumda olunca, evet, uyum sağlamak istemiyorlar deniyor. Ama Almanlar söz konusu olunca, üzücü olarak nitelendiriliyor. Bu nedenle, göçle ilgili tartışmalarda hangi ifadelerin kullanıldığına ve medyada nasıl yer aldığına çok dikkat etmek gerekiyor.”

“Bu raporla ‘aptalsınız' deniyor”

Araştırmanın sonuçlarının kendisi için bir sürpriz olmadığını belirten Avrupa Türk İşadamları ve Sanayicileri Derneği Başkanı Recep Keskin de sonuçların kamuoyuna yansıtılış şekline tepki gösterdi:

“Türk toplumunda işsizlik sayısı yüksek, okulu bitiremeyenler İtalyanlar’dan sonra ikinci durumdayız. Meslek eğitimine gidemeyenler yine biziz. Bunu ben bir sürpriz olarak görmedim. Fakat bunun bu kadar abartılması veya ilk önce suçun bize atılması, göçmen çocuklara atılması, acı bir olay. Ama benim çok üzüldüğüm bir konu; 40 senedir Almanlar’ın bu problemi çözemeyip, ondan sonra bugün siz bir nevi, ben öyle söylüyorum ‘aptalsınız, entegre olamıyorsunuz, istemiyorsunuz' gibi demeleri...”