1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 2204 Terroristen Dschihad

23 Nisan 2009

Almanya’nın Düsseldorf kentinde görülmeye başlanan terör davası, İslamcı faaliyetleri gündeme getirdi. Terörle mücadele uzmanları, cihat hedefi güden İslamcı militan sayısının 700’ü bulduğuna dikkat çekiyor.

https://p.dw.com/p/Hceh
İslami Cihad Birliği, Almanya'da saldırı planları yaptığını itiraf etmişti
İslami Cihad Birliği, Almanya'da saldırı planları yaptığını itiraf etmiştiFotoğraf: dpa - Bildfunk

Almanya’da son yılların en büyük terör davalarından biri Çarşamba günü başladı. Düsseldorf Yüksek Eyalet Mahkemesi’nde görülen davada, Sauerland Grubu olarak adlandırılan ve ikisi Türk, dört zanlı, terör örgütüne üye olmak, bombalı saldırı planlamak ve cinayet girişimi suçlarından yargılanıyor. Pekala nereden geliyor bu teröristler? Kökleri nerede?

11 Eylül 2001. New York’taki Dünya Ticaret Merkezi’ne çarpan uçaklar, İkiz Kulelerin çökmesi… Tüm dünyanın gözleri önünde düzenlenen bu saldırılar, insanlığın büyük bir bölümü için bir şok, azınlığın içinde azınlık olarak adlandırılabilecek bir grup için ise, harekete geçme zamanı anlamına gelen bir sinyaldi.


“Çaresiz öfke”

Geçen yüzyılın başlarından bu yana radikal dinci Müslümanlar organize olmakta. Genel olarak „İslamcı“ adı verilen bu kesim, “Kuran’ı temel alan bir dünya görüşünün hâkim olduğu daha adil bir toplum düzeni” peşinde. Ancak 1980’li ve 90’lı yıllarda klasik İslamcı kesimin iktidara geldiği ne İran’da, ne de Türkiye’de, insanların içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik koşullarda bir iyileşme gözlemlenebildi.

Günümüzde, klasik İslamcılığın ve Selefilerin ya da Müslüman Kardeşler’in yandaşları, İslamcılığın ‚daha iyi bir hayat’ vaadini yerine getiremediğini görüyor. Ayrıca İslamcıların önemli bir bölümü, Müslüman oldukları için Batı dünyası tarafından hiçe sayıldıkları hissi içinde. ABD ve Avrupa’nın, dindaş Filistinlilere baskı uygulayan İsrail’e kayıtsız şartsız destek vermesi de, bu hissi güçlendiriyor.

Berlin’deki Bilim ve Siyaset Vakfı yöneticisi Volker Perthes, genç kuşak İslamcıların, hedefi tam belli olmayan, çaresiz bir öfke içinde olduklarını söylüyor: „Bu öfke siyasi içerikli. Ancak öfkeli kesim ve öfkelileri fikirleri ile besleyenler, propagandacılar, dünyadaki düzene muhalefetlerini haklı göstermek ve bu muhalefeti harekete geçirmek amacıyla dini bir dil kullanıyor.“


Kaç kişi „cihatçı“?

Almanya’da tahminen 3,5 milyon Müslüman yaşıyor. Bunlardan yaklaşık 30 bini İslamcı olarak sınıflandırılıyor. 1980’li yıllardan bu yana, bu azınlıktan da koparak oluşan bir kesim var. Almanya’da günümüzde 150’si terör eğitimi görmüş olan yaklaşık 700 militan Müslüman olduğu tahmin ediliyor. Tekfiriler ya da Neo-Selefiler olarak adlandırılan bu gruplaşmaların hepsini „Cihatçılar“ çatısı altında sınıflandırmak mümkün, zira hepsi, cihadı, daha doğrusu cihaddan kast edileni kendilerine emel seçmişler.

Aslında cihad sözcüğü, Arapça kökenli ve bütün gücünü kullanmak anlamına geliyor. Şeriata göre ise, cihadın anlamı, İslam, Müslüman olmayan bölgelere yayılana kadar savaşmak. Afganistan, Bosna-Hersek veya Çeçenistan’daki Cihatçılar, kendi emellerini doğrudan İslam dini ile bağlantılı hale getirmişlerdi. Klasik İslamcıların aksine, Cihatçılar, az çok barışçıl bir yolla yerleşecek İslami bir sistem sayesinde yeni toplumsal kuralların da hâkim olacağına inanmıyor. Tersine, Cihatçılar, kendilerini daha çok, saldırıları haklı kılan bir İslam’ın uygulayıcıları olarak görüyor.


El Kaide ile yakın ilişki

11 Eylül saldırıları, işte bu görüşün mihenk taşıydı. Bu tarih, Cihatçıların hem dünya çapında, hem de yerel bağlamda faaliyet gösterebildiğinin göstergesiydi. Düsseldorf’ta mahkemeye çıkan Sauerland Grubu da, El Kaide ile yakın ilişki içinde bulunan İslami Cihad Birliği adlı terör örgütü adına terör eylemi planlamakla suçlanıyor. Özbekistan kökenli İslami Cihad Birliği’nin bu ülkede pek nüfuzu yok ve daha çok mali gücü olan El Kaide’nin yanında yer alarak cihadın küreselleşmesine çaba harcıyor.

İslami Cihad Birliği’nin 2007 Haziranında Türkçe bir internet sayfasında yayımlanan açıklamasında, Özbekistan’da devlet başkanının devrilmesinin amaçlandığı, ancak bunun sadece bir hedef olduğu kaydediliyordu. Asıl mücadele sahasının Afganistan olduğu vurgulanan açıklamada, ayrıca, Müslümanları kâfirlerin despotluğundan kurtarmak için cihadın tüm dünyaya taşınacağı ifade ediliyordu. İslami Cihad Birliği, mücadelenin ancak İslam tüm dünyaya hâkim olduğu zaman sona ereceğini duyuruyordu.

Björn Blaschke / Çelik Akpınar

Editör: Ahmet Günaltay