1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya sanayisi ile ayakta

23 Ekim 2012

Avrupa ekonomisinin yükünü çeken Almanya bütün kıtayı saran krize de kafa tutuyor. Bu tesadüf olamaz. Almanya bu konumunu sınaî altyapısının son derece güçlü olmasına ve toplumsal uzlaşıya borçlu.

https://p.dw.com/p/16V68
Fotoğraf: AP

Almanya, büyük sanayi ülkeleri arasındaki, klasik sanayi üretiminin böylesine ağırlıklı rol oynadığı tek ülke. Sanayi sektörünün Gayrı Safi Yurtiçi Hâsıla içindeki payı yüzde 23'ü buluyor. Bu oranı Almanya'dan başka sadece Japonya ve Güney Kore yakalayabiliyor. Sanayi işletmelerine yatırım yapmayı planlayan sermaye sahipleri açısından da Almanya son derece cazip bir ülke. Alman özel sektörüne yakınlığıyla tanınan Köln'deki Ekonomi Enstitüsü'nün yaptığı ve 45 ülkenin yatırım lokasyonu olma özelliklerinin karşılaştırıldığı araştırmadan bu sonuç çıkıyor. Enstitü başkanı Michael Hüther Almanya'nın bu alanda nasıl iyileştiğini şöyle anlattı:

“Almanya yatırım yeri olarak son yıllarda daha fazla tercih edilmeye başladı. 1995 yılında dünya sıralamasına göre 14'üncüydük. 2010'da beşinciliğe yükseldik. Güçlü ve büyüyen ülkeler kategorisinde yer alan tek büyük sanayi ülkesi Almanya. Bu, bütün tarafların ortak gayretiyle başarıldı. Şirketler, çalışanlar, sendikalar, ekonomik ve sosyal politikaları yönlendirenler el ele verdi. Tek bir tarafın girişimiyle olmadı. Yanlıştan çok doğrunun yapılmış olması, Almanya gibi son derece karmaşık ve heterojen bir toplum açısından küçümsenecek bir netice değildir.”


Maliyetler düşündürüyor

Almanya'nın tek avantajı, mükemmel altyapıya sahip olması değil. Sıkı rekabet ortamı yaratıcılığı teşvik ederken, ticari himayeciliğe izin verilmemesi de tekelleşmeyi önlüyor. Teknik ve mühendislik alanlarında iyi eğitilmiş, vasıflı işgücü potansiyeli yüksek olan Almanya telif haklarına ve fikrî mülkiyete sahip çıkıyor. Tedarikçilik ve yan sanayi alanlarında son derece verimli iş kollarına sahip. Enerji ve hammadde ikmalinde de sıkıntı çekmiyor. Enerji ve öncelikle de elektrik maliyetinin yükselmesi ise olumsuz faktörler arasında yer alıyor. Enstitü başkanı Hüther, yeşil enerjiye geçiş projesinin maliyetleri artırması dışındaki diğer olumsuz faktörleri ise şöyle sıralıyor:

“Tabii, Almanya'nın da bazı zayıf noktaları var. Başta, maliyet, yani saat başına işgücü maliyeti sayılabilir. Ayrıca, ihracat maliyetleri ve kazanç vergileri... Araştırma kapsamına aldığımız 45 ülkeye arasında Almanya ortalamanın yüzde 29 kadar altında yer alıyor. Maliyetin, üzerinde durulması gereken, bir numaralı konu olduğu söylenebilir.”

Para var huzur var...


Temel sağlam olunca

Yatırım yeri sıralamasının zirvesinde ABD'yi görüyoruz. Amerika'daki şirketler kırtasiyecilikle daha az zaman kaybediyor. Üstelik ABD müşteri potansiyeli olan, dev bir pazar. İsveç, Danimarka ve İsviçre de Almanya'nın önündeler. Brezilya, Rusya ve Çin gibi genç sanayi ülkeleri son derece dinamik gelişiyorlar. Avrupa'nın kriz ülkeleri Yunanistan, İtalya ve Portekiz ise sürekli geriliyor. İtalya ve Fransa, son yıllarda yoğun şekilde hizmetler sektörüne yönelen Avrupa ülkelerinin başında geliyor. Almanya ise sanayi sektörü yatırımlarına elverişlilik notunu sürekli artırıyor.

“Hizmet ekonomisi ve hizmetler sektörünün önemiyle ilgili yoğun tartışmalara rağmen Almanya’nın son otuz yılda sanayi ülkesi olma özelliğini koruduğunu belirten Profesör Michael Hüther, “Hizmet modasına uymaması Almanya'ya yaradı. Orta ölçekli ve küçük sanayi işletmelerinin bütün ülke sathına yayılmış olması, gruplaşmalar ve iletişim şebekesinin gücü sağlam bir temel üzerinde gelişmelerine yardımcı oldu”, diyor.

Alman sanayi gücünü, 500'den az eleman çalıştıran orta ölçekli işletmelerden alıyor. Sanayi sektöründe istihdam edilen beş milyon kişinin dört milyonu orta ölçekli işletmelerde çalışıyor. Sanayi kuruluşları son yıllarda dışarıya daha fazla açıldı. Sadece ürünlerini değil, bakım ve servis hizmetlerini de ihraç ediyorlar. İhracata olan bağımlılık aynı zamanda sanayi sektörünün yumuşak karnını da oluşturuyor. Dünya ekonomisindeki durgunluk trendi sürerse, bundan Almanya da mutlaka etkilenecek.

© Deutsche Welle Türkçe

Sabine Kinkartz/A. Günaltay

Editör: Ercan Coşkun