Almanya sanayi casuslarının hedefinde

Soğuk savaş yıllarında dünya Doğu ile Batı, kapitalizm ile komünizmin kıran kırana mücadelesine sahne oldu. Bu mücadelenin en önemli araçlarından biri de casusluk faaliyetleriydi. Hatta beyaz perdede bir İngiliz ajanının tek başına dünyayı nasıl kurtardığını da izledik.

Casusluk günümüzde de var. Ancak nitelik değiştirdi. Yüreği ağza getiren Aston Martin'li takip ve kalabalık meydanlardaki vuruşma sahneleri mazide kaldı. Artık sanayi casusluğu devrindeyiz ve çok daha sade ve göze çarpmayan yöntemlere başvuruluyor.

Genç bir stajyerin mesaiden sonra ofisten ayrılmaması, iş konuşmasına kemerdeki gizli kamerayla gidilmesi ya da rakip şirketin elektronik posta hesabına bir Truvalının sızdırılması yetiyor.

Hedefte Alman şirketleri var

İlk bakışta zararsızmış gibi görünen bu hamle küresel rekabet ortamındaki şirketlere büyük zarar verdirebiliyor. Alman şirketlerinin hedef olduğu casusluk faaliyetleri ile Anayasayı Koruma Teşkilatı da yakından ilgileniyor.

Teşkilatın casuslukla mücadele uzmanı Burkhard Even sanayi casusluğunun Alman şirketleri açısından somut bir tehlike oluşturduğunu söylüyor.

Aktörler değişmedi

Burkhard Even, soğuk savaştan sonra da senaryonun değişmediğini ve karşılarında yine aynı aktörleri bulduklarını belirtiyor. Casusluk rekoru Çin ve Rus gizli servislerinin elinde. Ancak küreselleşen ekonomide sanayi sırlarını çalmak için rakiplerini sürekli gözeten şirketlerin sayısı da hızla artıyor.

On milyarlar kaybettiriyor

Alman özel sektörü güvenlik çalışma grubundan Berthold Stoppelkamp, casusların göz diktikleri teknolojik bilginin Alman şirketlerinin en önemli sermayesi olması bakımından, şirket sırlarının çalınmasının büyük zarara yol açabildiğini anlatıyor. Stoppelkamp’a göre sanayi casusluğu Alman şirketlerini 20 milyon euroluk zarara uğratıyor.

Anayasayı Koruma Teşkilatı’ndan Burkhard Even ise çoğu casusluk olayının ortaya çıkarılamaması nedeniyle zararın çok daha yüksek olabileceğini ve 50 milyarı bulabileceğini belirtiyor. Even şu noktalara dikkat çekiyor: “Karanlıkta kalan vakaların sayısı oldukça yüksek. Çoğu şirket, resmi soruşturma açılıp olayın kamuoyuna yansımasının çok daha büyük zarara yol açabileceği endişesiyle teknolojik sırlarının çalındığını güvenlik birimlerine ya da Anayasayı Koruma Teşkilatına bildirmiyor.”

Güvenlik kültürü şart

Almanya’daki küçük şirketlerin çoğu böyle durumlarda Anayasayı Koruma Teşkilatı’ndan yardım istenebileceğini bile bilmiyor. Enformasyon Teknolojisi Güvenlik Federal Dairesi’nden Michael Hange, internet üzerinden yapılan casusluğun da küçümsenemeyeceğini ve enformasyon teknolojisinde güvenlik yönetimi kadar, güvenlik kültürünün, personelin duyarlı kılınmasının ve korunması şart olan şirket sırlarının şifrelenip, internet üzerinden ulaşılamayacak dosyalarda muhafaza edilmesinin de büyük önem arz ettiğini, belirtiyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Josha Weber / Çeviren: Ahmet Günaltay

Editör: Beklan Kulaksızoğlu