1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya ile Türkiye’nin ‘stratejik’ gündemi

21 Ocak 2016

Üst düzey Türk ve Alman siyasetçiler, Merkel ile Davutoğlu başkanlığında yapılacak Hükümetlerarası Stratejik İstişareler’in gündemini ve beklentilerini DW Türkçe’ye açıkladı.

https://p.dw.com/p/1HhUm
Istanbul Besuch Merkel Davutoglu
Fotoğraf: Bundesregierung/Guido Bergmann/dpa

Almanya ile Türkiye arasında ilk kez yapılacak Hükümetlerarası Stratejik İstişareler öncesinde iki ülkeden üst düzey siyasetçiler zirveden beklentilerini DW Türkçe’ye açıkladılar.

Başbakan Angela Merkel liderliğindeki Hristiyan Birlik Partileri’nin (CDU/CSU) Dış Politika Sözcüsü Jürgen Hardt, “Türkiye bizim için Suriye iç savaşının sona erdirilerek barışın tesisi sürecinde, mülteci krizi ve uluslararası terörizmle mücadelede kilit aktör konumunda” dedi.

22 Ocak’ta Başbakan Angela Merkel ve Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu başkanlığında, dışişleri, içişleri, savunma ve ekonomi bakanlarının da katılacağı toplantının Almanya’nın Türkiye ile ilişkilerinin “özgün niteliğini” gösterdiğini belirten milletvekili Hardt, mülteci krizi başta olmak üzere birçok konunun ele alınacağını kaydetti.

Jürgen Hardt
Jürgen HardtFotoğraf: Deutscher Bundestag/Lichtblick/Achim Melde

Hardt, toplantıda öne çıkacak konuları, “mülteciler, sınır güvenliği, insan kaçakçılığıyla mücadele ve AB-Türkiye Geri Kabul Anlaşması'nın uygulanması” olarak sıraladı.

‘Çözüm süreci yeniden başlatılmalı’

Alman milletvekili, “Almanya, Ankara ile diyaloğunu yalnızca ikili ilişkiler bağlamında değil, ayrıca hem Avrupa hem de uluslararası düzlemde de yoğunlaştırmayı öncelikli görevleri arasında görmektedir” şeklinde konuştu.

Hardt Türkiye ile birçok alanda işbirliği konularının ele alınacağı toplantıda ekonominin de önemli yer tutacağını, ayrıca Kürt sorunun burada ele alınmasını beklediğini kaydetti. Alman milletvekili, Türkiye’den beklentilerini aktarırken, “Erdoğan göreve geldiğinde onca umut ile başlatılan çözüm süreci yeniden başlatılmalı” ifadesini kullandı.

SPD'den hukuk devletine vurgu

Merkel’in koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti'nin Dışişleri Komisyonu üyesi Michelle Müntefering, “Hükümetlerarası istişareler her iki ülkenin mülteci krizi ve bunun nedenleriyle başa çıkabilmek için işbirliğini güçlendirmeleri gereken bir dönemde yapılıyor. Almanya ile Türkiye arasındaki bu istişarelerin büyük bir değer taşıdığını düşünüyorum” dedi.

Michelle Müntefering
Michelle MünteferingFotoğraf: picture-alliance/dpa/R. Jensen

Görüşmelerde Türkiye'deki iç siyasi gelişmelerin ve insan hakları konularının da ele alınması gerektiğini kaydeden Müntefering, “Barış çağırısına imza atan yaklaşık 1200 akademisyene yönelik tutum, düşünce ve ifade özgürlüğünü kapsayan hukuk devleti ile örtüşmemektedir” dedi.

Yeşillerin demokrasi kaygısı

Muhalefetteki Yeşiller Partisi’nin Dış Politika Sözcüsü Omid Nouripour ise görüşmelerin yalnızca mülteci kriziyle sınırlı kalmaması gerektiğini savunarak, “Ankara ile mülteciler hakkında konuşulabilir ancak entelektüeller ile gazetecilerin gözaltına alınmaları ve tutuklanmaları, PKK ile Türk ordusu arasında tırmanan şiddet ve Türkiye’nin güneydoğusundaki olağanüstü insani kriz de gündeme getirilmeli” dedi.

Milletvekili Nouripour, Türkiye’den IŞİD ile mücadelede beklentilerin olduğunu belirterek, “Türkiye ülkedeki IŞİD hücrelerinin kökünün kazınması için daha çok çaba göstermeli” diye konuştu. Alman siyasetçi, İstanbul Sultanahmet’teki terör saldırısı sonrasında Türk hükümetinin bu konuyla ilgili yaklaşımının değişmesini umut ettiklerini kaydetti.

Omid Nouripour
Omid NouripourFotoğraf: picture-alliance/dpa

Omid Nouripour, demokrasi ve insan hakları konusundaki kaygılara işaret ederek, “Ülkenin bu denli kutuplaşmasına yol açan Türk hükümeti Türkiye’nin iç barışını tehlikeye sokuyor ve böyle bir Türkiye Avrupa’nın güvenilir ortağı olamaz” dedi.

Türkiye'nin beklentileri

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Başdanışmanı ve milletvekili Ali Sarıkaya, DW Türkçe’nin sorularını yanıtlarken hükümetlerarası istişarelerle ilişkilerin yeni bir seviyeye taşınacağını belirterek, “yeni istişare mekanizması ikili ilişkilerimize karşılıklı yarar temelinde yeni içerikler ve perspektifler kazandıracaktır” dedi.

Toplantının en önemli gündem maddelerinden birinin mülteci krizi olacağını belirten Sarıkaya, “Türkiye ve Almanya’nın birlikte bölgemiz ve dünyada oynayacakları önemli roller bulunmaktadır. Son dönemde Avrupa’da daha yakından hissedilen özellikle Suriye kaynaklı göçmen krizi ve terörün yükselmesi ülkelerimiz arasındaki yakın işbirliğinin gerekliliğini bir kere daha göstermiştir” dedi.

Merkel'e teşekkür

Türkiye'nin, göç krizinin çözümü konusunda Almanya ile “adil yük paylaşımı” başta olmak üzere ortak ilkeleri paylaştığını belirten Sarıkaya, “Mülteci krizine insani duyarlılığı ve sorunun hafifletilmesine yönelik çabaları ve katkıları nedeniyle, başta Sayın Şansölye, Alman hükümet yetkililerine teşekkürlerimi ifade etmek isterim” dedi.

‘IŞİD ortak düşman’

Toplantıda Suriye ve terörle mücadelenin de ele alınacağını kaydeden Sarıkaya, “DEAŞ ortak düşmanımızdır ve düşmanla mücadelede kararlılığımız tamdır” ifadelerini kullandı.

Suriye'de IŞİD ile mücadelenin Suriyeli ılımlı muhalifler eliyle başarıya ulaşabileceğini belirten Sarıkaya, “Bizim için PKK neyse PYD/YPG de odur. Bir terör örgütünün eliyle başka bir terör örgütüyle mücadele olamaz” şeklinde konuştu.

Suriye konusunda Türkiye'nin Almanya'dan beklentileri olduğuna işaret eden Ali Sarıkaya şöyle devam etti:

“Herşeyden önce, Suriye konusunda kolaycı çözümlere kaçılmasını istemiyoruz. AB içindeki bazı ülkelerin göç baskısı altında Suriye halkının rıza göstermeyeceği bazı formüllere ‘evet’ diyebileceğini görüyoruz. Almanya’ya burada çok önemli rol düşüyor. Rusya’yla güçlü ilişkileri olan Almanya Suriye ihtilafının çözümünde bu ülkeye doğru mesajları verebilir. Dışişleri Bakanı Steinmeier, muhaliflerin müzakere koordinatörü Riyad Hicab ile Berlin’de önemli bir görüşme yaptı. Muhalefete yönelik bu desteğin artarak sürmesini arzuluyoruz.”

Mezhep çatışması uyarısı

Milletvekili Sarıkaya, IŞİD ve diğer terör örgütleriyle mücadelenin Suriye’deki ihtilafın sona erdirilmesi ve meşru bir hükümetin tesisiyle mümkün olabileceğini söyleyerek, “Bu da, Suriye’de halkın meşru talep ve beklentilerine cevap verebilecek bir geçiş süreciyle sağlanabilir. Diğer taraftan, Suriye’deki ihtilaf bölgede mezhepsel bir çatışmaya dönüşme riski taşımaktadır ve bu risk, Rusya’nın askeri müdahalesiyle daha da artmıştır” görüşünü aktardı.

Sultanahmet’teki terör saldırısının ardından Almanya ile Türkiye arasında güvenlik alanında yakın temaslarda bulunulduğunu hatırlatan Sarıkaya, Türkiye’nin güvenlik ve terörle mücadele konusunda Almanya ile işbirliğini geliştirmek istediğini kaydetti.

Sarıkaya, “Bu çerçevede, türü ve şekli ne olursa olsun teröre karşı, DAEŞ, PKK, DHKP-C, El Kaide ve benzeri her tür terör örgütüne karşı Alman makamlarıyla işbirliğini daha da ilerletmeyi ve bu bağlamda somut neticeler almayı arzulamaktayız” şeklinde konuştu.

AB sürecinde yeni başlıklar

Berlin’de ele alınacak bir diğer önemli konunun Türkiye’nin AB müzakere süreci olacağını anlatan Sarıkaya, aralarında yargı, temel haklar, güvenlik ve enerji başlıklarının da olduğu 5 fasılda tarama sürecinin Mart ayında tamamlanacağını belirterek, “Sözkonusu fasılların en kısa zamanda müzakerelere açılabilmesi için Almanya’nın siyasi desteğini bekliyoruz” dedi.

Sarıkaya, Türk vatandaşlarına vize serbestisi, AB ile Türkiye arasındaki Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve kapsamının genişletilmesi konularında da Almanya’nın desteğini beklediklerini kaydetti. Türkiye’nin AB süreci açısından önem taşıyan Kıbrıs konusunun da görüşmelerde ele alınacağını belirten Sarıkaya, “Almanya’nın, Kıbrıs meselesinin çözümüne yönelik desteğini memnuniyetle karşılıyoruz ve bunu sürdürmesini bekliyoruz” şeklinde konuştu.

© Deutsche Welle Türkçe

Değer Akal