1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanlar İslam'a karşı temkinli

Rainer Sollich/DW18 Mayıs 2006

Üç buçuk milyondan fazla Müslümanın yaşadığı Almanya’da, farklı dinlere mensup insanların bir arada sorunsuz yaşayabilmesi adına hayata geçirilen projeler istenilen sonucu vermedi. Bir araştırma, Hıristiyanlar ile Müslümanlar arasındaki uçurumun, giderek büyüdüğünü gözler önüne serdi.

https://p.dw.com/p/AaOd
İslamiyet’in kadınları ikinci plana ittiğini savunan Almanların oranı yaklaşık yüzde 91.
İslamiyet’in kadınları ikinci plana ittiğini savunan Almanların oranı yaklaşık yüzde 91.Fotoğraf: AP

Özellikle 11 Eylül 2001’deki terör saldırılarının ardından İslam ve Batı dünyası arasında karşılıklı anlayış ve hoşgürü ortamını tesis etmek üzere 'dinler ve kültürlerarası diyalog' çabaları yoğunlaştırıldı. Ama sergilenen tüm diyalog çabalarına rağmen, Almanların İslam dinine karşı önyargıları artıyor. Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi adına Allensbach Demoskopi Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırma, endişe verici sonuçlar ortaya koydu. Sayıları üç buçuk milyonu aşan Almanya’daki Müslümanlar ile kısa ve orta vadede toplumsal bir çatışma ortamına girileceğine inanların oranı yüzde 60’ı buluyor. Hatta ankete katılanların yüzde 56’sı, 'kültürlerarası bir savaş'ın çoktan başladığını savunuyor.

Araştırmayı yürüten Elisabeth Noelle ve Thomas Petersen, İslam’a karşı Alman toplumunda giderek artan olumsuz bakış açısının, son aylarda meydana gelen bazı olaylarla da yakından ilgili olduğu görüşündeler. Töre cinayeti, özellikle yabancı kökenli çocukların gittikleri okullarda artan şiddet, iki kız öğrencinin çarşafla derslere girmek istemesi ve benzeri olayların, Alman toplumuyla Müslümanlar arasındaki uçurumu daha da derinleştirdiğini savunanların hayli fazla. Araştırma sonuçlarının toplandığı raporda, Almanların Müslümanlara karşı artan güvensizliğinin, olası bir toplumsal çatışma sürecinin başlangıcı olabileceği uyarısı yapılıyor.

"İslamiyet potansiyel tehlike"

Almanya’da aynı konuda daha önce yapılan araştırmalar da benzer sonuçlar alınmış, özellikle 11 Eylül 2001’deki terör saldırılarının ardından İslamiyet’i potansiyel bir tehlike olarak algılayanların sayısı belirgin şekilde artmıştı. Ancak Allensbach Enstitüsü’nün son verileri durumun vahametinin iyiden iyiye arttığını gözler önüne seriyor: Örneğin, İslamiyet ve fanatizm arasında doğrudan bağlantı kuranların oranı yüzde 83. Bu, bir yıl öncesine göre 10 puanlık bir artış anlamına geliyor. Araştırmaya katılanların yüzde 62’si Müslümanların yeniliklere kapalı olduğunu düşünüyor. Bu oran, bir önceki araştırmada yüzde 49 seviyesindeydi.

İslamiyet’in kadınları ikinci plana ittiğini savunan Almanların oranı yaklaşık yüzde 91. Yüzde 61’lik bir kesim ise İslam ve Hıristiyan alemi arasında er ya geç bir çatışma yaşanacağı görüşünde. Araştırmaya katılanların üçte ikisi ise İslamiyet ve demokrasi kavramlarının birbirleriyle bağdaşmadığına inanıyor. İslamiyet ile ’barış ve huzur’ gibi kavramlar arasında doğrudan ilişki kuranların oranı ise ancak yüzde 8’le sınırlı.

“İbadet özgürlüğü kısıtlanabilir“

Bir başka çarpıcı sonuç da ibadet özgürlüğü ile ilgili: Almanların yüzde 40’ı, gerektiğinde bu özgürlüğün kısıtlanması gerektiğini düşünüyor.

Kuşkusuz bu sonuçlar, uzun bir süredir İslamiyet ve Hıristiyanlar arasında devam eden ve dini cemaatlerden politikacılara, sivil toplum kuruluşlarından kültür, sanat ve spor çevrelerine kadar farklı kesimlerin destek verdiği diyalog çabalarının amacına ulaşamadığının açık bir göstergesi. Ancak yine bardağın dolu tarafına bakıldığında hiç değilse bir olumlu sonuç dikkat çekiyor: Almanların üçte ikisi, asıl tehlikenin bizzat İslam dininden değil, bu dine mensup bir avuç radikal görüşlü insandan kaynaklandığı görüşünde.