1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

010611 Heftchenromane Deutschland

2 Haziran 2011

İster aşk romanı, ister korku veya fantastik tarzda olsun, fiyatı iki euroyu bile bulmayan "mini" romanlar Almanya'da çok seviliyor. Ancak mutlu son şartı ile...

https://p.dw.com/p/11SjG
Fotoğraf: Fotolia/anne3766

64 sayfadan oluşan, her hafta bir yenisi yayımlanan defter şeklindeki kısa romanlar... Büyük bölümü birer seri halinde yayımlanıyor. Kahraman her zaman kurtuluyor, iyiler kazanıyor. Piyasa lideri konumundaki Bastei Lübbe Yayınevi, bu "mini" romanlardan her hafta 170 binden fazla satıyor. Bu romanlar aslında sadece Almanya'ya özgü değil. Ancak en fazla ilgiyi Almanya'da gördükleri de bir gerçek.

“Köy doktoru” adlı seri genellikle haftada bir yayımlanan Johanna Buresch kaleminden çıkma defter şeklindeki bir kısa roman. 30 yıldan fazladır bu türde eserler kaleme alan, Buresch yazdığı bu "mini" romanların da belli kuralları olduğunu kaydediyor. Buresch "Mutlaka mutlu sonla bitmek zorunda. Kahraman asla gerçekten kötü olamaz. Birçok insanı incitebileceği için din konusuna genellikle bulaşılmıyor. Ancak onun dışında her şey serbest" açıklamasını yapıyor.

Köy doktoru adlı seri 30 yılı aşkın süredir okuyucularına ulaşıyor
Köy doktoru adlı seri 30 yılı aşkın süredir okuyucularına ulaşıyorFotoğraf: Bastei Lübbe-Verlag

"Sıradan edebiyat"

Her hikâyede mutlaka bir sorun işleniyor. 64 sayfanın sonunda çözüme kavuşacak bir gerilim oluşturuluyor. Bu romanlarda ironi, hiciv ve bilinçaltı mesajlarına yer yok. Mümkün olduğunca çok okuyucuya ulaşması hedeflendiği için entelektüel anlamda oldukça iddiasızlar ve basit bir dile sahipler. Bu nedenle de 18'nci yüzyılın sonundan beri Almanya'da yayımlanmaya başlayan bu romanlar “sıradan edebiyat” olarak kabul ediliyorlar.

Halkbilimci Sabine Wienker-Piepho "Sadece Almanya'da entellektüel edebiyat ile sıradan edebiyat arasında bu kadar büyük bir ayrım var. Bu çok ilginç bir fenomen. Başlarda entelektüellerden bu edebiyat türüne büyük bir eleştiri gelmiş" şeklinde konuşuyor.

Savaş sonrası altın çağ

Bu tür altın çağını 1950'li ve 1960'lı yıllarda sürdü. O dönemde çok ucuza mal edilmeye başlayan bu romanlar, insanlar için İkinci Dünya Savaşı sonrasında günün stresinden uzaklaşmak için bir nevi kaçış yoluna dönüştü.

Türün genellikle yaşlılar ve eğitimsiz kişiler tarafından okunduğu şeklinde yaygın bir kanı mevcut. Ancak Bastei Lübbe Yayınevi'nden Florian Marzin'e göre bu tespit kesinlikle doğru değil. Marzin "Korku ve bilimkurgu tarzında olanlar toplumun her kesimi tarafından, her yaştan, her meslek grubundan insanlar tarafından okunuyor. Kovboy romanlarını genellikle daha yaşlı kesim okuyor. Aşk ve doktor temalı romanlarınsa temelde 35 ila 60 yaşındaki kadınların oluşturduğu özel bir kitlesi var" açıklamasını yapıyor.

Polisiye seri Jerry Cotton büyük ilgi görüyor
Polisiye seri Jerry Cotton büyük ilgi görüyorFotoğraf: Bastei Lübbe-Verlag

Dünya çapında ilgi

Genellikle Almanya'da üretilen bu romanların bazıları dünya çapında ilgi görüyor. Örneğin polisiye dizi Jerry Cotton'un Belçika, Hollanda, Fransa ve Polonya'da da satışı yapılıyor ve seri Çinceye bile çevrildi.

Bu romanları alan herkes, içindeki hikayenin mutlu sonla biteceğini, Jerry Cotton'un ölümden son anda kurtulacağını, aşıkların kavuşacağını biliyor. Peki, roman yazarları ara sırı bundan sıkılıp farklı sonlar yazmıyorlar mı? Johanna Buresch bu soruya "Evliliğim adlı bir seri hazırladık. İçinde aynı gerçek hayatta olduğu gibi sadece mutlu sonlar değil, boşanmalar, kavgalar da vardı. Ancak proje başarısız oldu. Bundan çıkarılacak sonuç şu, insanların bazen bir illüzyon satın almak istiyor. Kimse ya da en azından büyük çoğunluk gerçek hayatta olabilecek şeyleri değil mutlu bir şeyler okumak istiyor" yanıtını veriyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Marlis Schaum / Çeviri: Banu Ertek

Editör: Murat Çelikkafa