1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman polisinde göçmen açığı

3 Şubat 2017

Yapılan bir araştırmaya göre göçmenlerin nüfus içindeki oranı ile kıyaslandığında polis teşkilatındaki göçmen kökenli oranı çok düşük kalıyor.

https://p.dw.com/p/2WsOF
Deutschland Polizei Niedersachsen Nachwuchs mit Migrationshintergrund
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/H. Hollemann

Almanya'da her on kişiden biri göçmen kökenli. Ancak Berlin’de bulunan Uyum Medya Hizmetleri kuruluşu tarafından yapılan araştırma bu durumun polis teşkilatına aynı oranda yansımadığını ortaya koyuyor. Araştırmaya göre polis teşkilatında çalışan göçmen kökenli sayısını artırmak için yapılan tüm girişimlere karşın birçok eyalette yaşayan göçmen kökenlilerin oranı ve polis teşkilatında çalışan göçmen kökenlilerin oranı arasında büyük bir uçurum bulunuyor.

Schleswig-Holstein eyaletinde göçmen kökenlilerin oranı yüzde 13,2 iken polis teşkilatında çalışmak için yeni işe alınanların sadece yüzde 3,4'ü göçmen kökenlilerden oluşuyor. Kuzey Ren Vestfalya Eyaletinde nüfusun yüzde 25,6'sını göçmen kökenliler oluştururken, bu eyalette polis teşkilatında yeni işe alınan göçmen kökenlilerin oranı ise yüzde 11,7. Almanya'da sadece Berlin ve Saksonya Anhalt eyaletlerinde bu konuda daha dengeli oranlar söz konusu.

Uyum Medya Hizmetleri kuruluşunun verilerine göre Berlin'de polis teşkilatına yeni alınan göçmen kökenlilerin oranı yüzde 29, göçmen kökenlilerin nüfusa oranı ise yaklaşık yüzde 28. Saksonya Anhalt eyaletinde polis teşkilatına yeni alınan göçmen kökenlilerin oranı yüzde 9, göçmen kökenlilerin eyalet nüfusuna oranı ise yüzde 5.

"Sihirli formül"

Berlin Hür Üniversitesi'nden Sosyolog Aleksandra Lewicki polis teşkilatına göçmen kökenli memur alımının yeterli olmayacağı uyarısını yapıyor. Almanya ve İngiltere'de kamu kuruluşlarındaki ayrımcılık konusunda araştırmalar yürüten Lewicki "Bu tür alelacele alınan tedbirlerin kurumların ırkçı olmadığını ortaya koyacak sihirli bir formül olduğuna inanılıyor" şeklinde konuşuyor.

Almanya'da aşırı sağcı NSU örgütünün 8'i Türk 10 kişiyi öldürdüğünün ortaya çıkmasından sonra polis teşkilatı ve istihbarat birimlerinin yapılanmasını tartışmaya açmıştı. Dönemin Federal Meclis NSU Cinayetlerini Araştırma Komisyonu Başkanı Sebastian Edathy, polis teşkilatında göçmen kökenlilerinin sayısının artırılması çağrısı yapmış, “Soruşturmalarda bir polis Türk kökenli olsaydı, bu cinayetlerde ırkçılığın söz konusu olduğunu anlamak için altı yıl geçmesi gerekmezdi” demişti.

NSU Trio
Fotoğraf: dapd

Oysa polis teşkilatı cinayetlerle ilgili olarak uzun süre mafya hesaplaşması haraç kesme, uyuşturucu ticareti gibi başka nedenler üzerinde durmuştu.

Lewicki'ye göre Alman Meclisi NSU Araştırma Komisyonu'nun polisin ihmalkarlığını kabul etmiş olması da yeterli değil. Tüm kanıtların kurumsal ırkçılığa işaret etmesine rağmen bunun bu isimle anılmıyor olmasını vurgulayan Lewicki, bunun nedeni olarak ise ırkçılık tanımının kullanılmasının içten içe yapılanın Holokost'ta yaşanlarla bir tutulması endişesine bağlıyor. Lewicki'ye göre göre bir kurumda çalışan bir kişiye ayrımcılık yapılması da ırkçılık kavramına giriyor.

İngiltere'de etkili adımlar atıldı

İngiltere'de 1993 yılında Stephen Lawrence adlı siyah genç bir otobüs durağında beklerken bir grup beyaz gencin ırkçı saldırısına uğramış ve bıçaklanarak öldürülmüştü. Londra polisinin Lawrence vakasını ele alış biçimi hakkında açılan bağımsız bir soruşturma 1999 yılında sonuçlandı. Açıklanan raporda, polisin ''kurumsal olarak ırkçı'' davrandığı sonucuna varılmıştı.

Sosyolog Aleksandra Lewicki, bu olayın ardından İngiliz kamu hizmetlerindeki ayrımcılık karşıtı yasaların sıkılaştırıldığını belirtiyor. Sosyolog "Bu bağlamda Almanya'nın atması gereken ise daha çok adım var" diyor.

Son olarak Köln Emniyet Müdürlüğü'nün Twitter hesabından yılbaşı gecesi yapılan paylaşımlarda Kuzey Afrikalılara atfen kullanılan 'Nafris' tabiri tartışma yaratmıştı. Yılbaşı gecesi Köln Polisi'nin Twitter hesabından yapılan paylaşımda, "Köln Garı önünde yüzlerce Nafri kontrol ediliyor. Ayrıntılar geliyor" ifadeleri kullanılmıştı. Olayın ardından Köln Emniyet Teşkilatı, ırkçılık ve "etnik fişleme yaptığı" eleştirilerine maruz kalmıştı.

 

©Deutsche Welle Türkçe

Benjamin Knight