1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman gözüyle Osmanlı ve Türkler

Jülide Danışman3 Ekim 2008

Frankfurt Kitap Fuarı’nda konuk ülke Türkiye çeşitli yönleriyle mercek altına alınıyor. Wiesbaden'daki MarixVerlag adlı yayınevi, Erdmann Dizisinde Türkiye'ye ilişkin tarih kitapları yayımlıyor.

https://p.dw.com/p/FTa9
Frankfurt Kitap Fuarı'ndan Türkler'e tarihi bir bakış...
Frankfurt Kitap Fuarı'ndan Türkler'e tarihi bir bakış...Fotoğraf: npb

Wiesbaden merkezli MarixVerlag adlı yayınevinin hazırladığı Erdmann Dizisi’nde, Osmanlılar’ın kuruluş dönemi ile son yıllarına dair izlenim ve mektupları içeren iki kitap dikkati çekiyor. Johann Schiltberger’in ”Osmanlı ve Tatarlar arasında bir Köle” ile Helmuth von Moltke’nin ”Hilalin Altında” adlı kitapları, aslında daha önceki yıllarda kısmen yayınlanmış, Türkçe’ye de ”Türkler ve Tatarlar Arasında” ve ”Moltke’nin Türkiye Mektupları” isimleriyle çevrilmişti. Bu gözden geçirilmiş yeni baskılarda ise kitapların bir bölümü değil, tamamı yayınlanıyor. Mainz Johannes Gutenberg Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi, kitapların editörü Dr. Lars Hoffmann, Osmanlı tarihinin, dolayısıyla Türkler’in farklı dönemlerini aktaran bu kitapların günümüzde de okuyucular için önemli olduğunu belirtiyor. Hoffmann, bu sayede okuyucuların Türkiye’de insanların nasıl yaşadığını ve yaşamış olduğunu, nesnel bir şekilde öğrenebileceklerini söylüyor.

Doğu'ya giden ilk Alman: Schiltberger

Doğu’nun Batılılar için gizemli gözüken dünyasına ilk adım atan Almanlar’dan olan Johannes Schiltberger, Osmanlılar ile Haçlı ordusu arasında 1396’da yapılan Niğbolu Savaşı’nda Yıldırım Beyazıt’a esir düşer. Schiltberger, Bursa ve Edirne saraylarında geçirdiği rahat yılların ardından, Ankara Savaşı’nda da Timur’un esirleri arasına katılır. İlk gençlik yıllarını Osmanlı topraklarında geçiren ve memleketi Bavyera’ya dönmeyi pek de istemeyen Schiltberger, yaşadıklarını, gördüklerini kaleme alır. Hoffmann, Schiltberger'in farklı bulduğu şeyleri tasvir ettiğini belirterek, "dikkatini çeken konulardan biri dinin farklı olması, bu konuda çok şey yazıyor, ama önyargıyla değil. Yaşam tarzının farklılığını, değişik gelenekleri aktarıyor. Bulunduğu sarayın yapısındaki farklılık dikkatini çekiyor, ama hiç eleştirmiyor" diyor.

II. Mahmut'un danışmanı: Helmuth von Moltke

General Helmuth von Moltke ise Osmanlılarla, Schiltberger’den yaklaşık 400 yıl sonra tanışır. Askeri reformları hayata geçirmek üzere II. Mahmut tarafından görevlendirilen Moltke, 1835-1839 yılları arasında Osmanlı ordusunda etkin bir rol oynar. Hoffmann, Moltke'nin de, Schiltberger gibi Türkler’in arasından olumlu izlenimlerle ayrıldığını kaydediyor. Hoffmann, Moltke'nin mektuplarında yapılması gereken reformlara dikkati çektiğini kaydediyor. Moltke'nin belirli ölçüde sağladığı katkı ile bu reformlar hayata geçiriliyor. Hoffmann, Moltke'nin Osmanlı İmparatorluğu’nun mutlaka hayatını sürdürmesini istediğini vurguluyor.

Türkler'den hala korkuluyor

Kitapların editörü Lars Hoffmann, bu kitaplarda yer alan olumlu izlenimlere rağmen, özellikle Osmanlılar Viyana kapılarına dayandığında, Avrupa’da Türkler’e yönelik büyük bir korkunun doğduğuna dikkat çekiyor. Hoffmann, o dönemden bugüne özellikle Almanya’da ne değiştiği sorusuna ise şöyle yanıt veriyor: "O dönemde bir korku vardı; Orta Avrupa’yı kaybedersek, dinimizi de kaybederiz deniyordu. Bu düşünceden yola çıkarak, dinle birlikte kimliğin de kaybolacağına inanılıyordu. Günümüzde ise bence (bu korku) Almanya’da çok fazla Türk’ün yaşaması ile bağlantılı. Varlıkları kabul ediliyor ama çok yakından tanınmıyorlar. Bir de şunun bir rol oynadığını düşünüyorum; Almanya’da insanlar işlerini kaybetmekten korkuyor."