1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman gençleri hayata daha iyimser bakmaya başladı

14 Eylül 2010

Alman gençlerinin nabzını tutmak için dört yılda bir yapılan Shell Araştırması, bu yıl iyimser sonuçlar verdi. Araştırmaya göre, Alman gençleri geleceğe iyimser bakıyor. Ancak iyimserlik sosyal tabakayla ilişkili.

https://p.dw.com/p/PBwQ
Fotoğraf: AP

Alman gençleri, ekonomik krize ve değişen yaşam koşullarının yol açtığı mesleki belirsizliklere rağmen geleceğe daha güvenle bakmaya başladı.

"Shell" firması adına bu yıl 16'ıncı kez Bielefeld kentinden sosyal bilimciler ve Münih Araştırma Enstitüsü TNS'nin yaptığı ortak araştırmadan çıkan bu sonucu, Almanya'nın Aile, Gençlik ve Kadın Bakanı Kristina Schröder açıkladı.

İyimserlik arttı

Araştırma 2010 yılı başında yaşları 12 ile 25 arasında değişen yaklaşık 2 bin 500 genç üzerinde yapıldı. Araştırmada gençlere, yaşam koşulları, inanç ve dünya görüşleri, politik duruşlarına kadar bir dizi farklı konuda sorular yöneltildi.

En son 2006 yılında yapılan Shell Araştırması'na göre geleceğe iyimser bakan gençlerin oranında büyük bir artış gözlendi. 2006'da bu gençlerin oranı yüzde 50 iken 2010'da bu oran yüzde 59'a tırmandı.

Gençlerin sadece yüzde 7'si geleceğe karamsar bakarken, yüzde 35 kadarı da kararsız bir tutum sergiledi. Alt sosyal tabakalardan gelen gençler ise gelecek konusunda giderek daha karamsarlaşıyor. Bu tabakada sadece her üç gençten biri gelecekten ümitli.

Shell-Jugendstudie
Almanya'nın Aile, Gençlik ve Kadın Bakanı Kristina SchröderFotoğraf: dapd

Araştırmayı yapan uzmanlardan Prof. Mathias Albert, araştırmada dikkate değer bir iyimserliğin söz konusu olduğunu, ancak bunun büyük oranda sosyal tabakayla yakından ilişkili olduğunu vurguladı.

Gençlerin dörtte üçü hayatlarından genel olarak memnun olduklarını belirtirken, sosyal koşulları zayıf olan ailelerin çocuklarının sadece yüzde 40'ı pozitif bir tablo çiziyor.

Çocuk yapma arzusu

Dikkat çekici bir başka sonuç ise 2006'daki araştırmadan beri gençler arasında çocuk sahibi olma arzusunda görülen artış. Gençlerin yüzde 69'u çocuk istiyor. Kadınlarda bu oran yüzde 73 iken çocuk isteyen erkeklerin oranı yüzde 65'lerde seyrediyor.

Gençler arasında ebeveynlere verilen önem de artış gösterdi. Gençlerin yüzde 90'ından da fazlası ebeveynleriyle iyi bir ilişkisi olduğunu belirtti.

Politikaya da ilgi ''hafif'' arttı

Gençlerin poltikaya ilgisinde de ufak bir artış dikkat çeken bir başka nokta. 15 ile 24 yaşları arasındaki gençlerin yüzde 40'ı politik gelişmeleri yakından takip ediyor. 2006 yılında bu oran yüzde 39'larda 2002'de de yüzde 34'lerde seyrediyordu.

Yine daha önceki yılların araştırma sonuçlarına oranla gençlerin sosyal konulara olan ilgilerinde de artış söz konusu. Yüzde 39'luk bir kesim sık sık sosyal veya toplumsal konularla uğraşıyor. Gençlerin yüzde 70'i iş dünyasındaki ve toplumdaki istismarlara karşı daha ciddi önlemler alınması gerektiğini savunuyor.

Mesleki beklentilerde iyimserleşme

Araştırmanın bir diğer önemli ve şaşırtıcı sonucu ise gençlerin mesleki perspektiflerindeki eğilimde dört yıl öncekine göre bir dönüşüm yaşanması. İş piyasalarındaki durgunluğa rağmen öğrenciler tekrar iyimser olaya başladı.

Yüzde 76'lık bir kesim öğrenimlerinin ardından hemen işe alınacağını düşünüyor. Gençlerin yüzde 71'i mesleki beklentilerinin gerçekleşeceğinden emin bir tutum ortaya koyuyor. Ancak zor sosyal koşullardan gelen gençler burada büyük bir fark yaratıyor, zira onların sadece yüzde 41'i mesleki idellerine ulaşabileceğini düşünüyor.

Başarının anahtarı değişmedi

Araştırmaya göre gençler başarının anahtarı olarak eğitim ve öğrenimi görmeye devam ediyor. Çoğu ortaöğrenim diploması olmadan vasıflı bir iş veya meslek eğitimi elde edilemeyeceğini düşünüyor.

Gelecekten umutlu olmayan gençlerin çoğu da ortaöğrenim diplomasını alıp alamayacağından emin olamayanlar.

Okul öncesi eğitim

Aile, Gençlik ve Kadın Bakanı Schröder, araştırmanın okul öncesi eğitimin, gelişme ve yükselme olanaklarının temel taşı olduğunu bir kez daha ispatladığını vurguladı. Schröder, bu durumun özellikle sosyal anlamda zayıf tabakadan gelen ailelerin çocukları için geçerli olduğunu belirtti.

Bakan Schröder, "Eğer bütün çocuklar ve gençler aynı adil koşullara sahip olabilirse, o zaman potansiyellerini tam kapasite kullanabilir, kendi yollarını bulabilir ve aynı zamanda sosyal sorumluluklar üstlenebilirler'' diye konuştu.

Okul öncesi eğitimin önceliğinin Almanca'yı iyi öğrenmek olduğunu da kaydeden Schröder, bu nedenle federal hükümet olarak 2011-2014 yıllları arasında 4 bin pilot anaokuluna yaklaşık 400 milyon euroluk ek kaynak aktarılacağını bildirdi.

© Deutsche Welle Türkçe

afpd/ dpa/ epd/ ap, BD/BK