1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

BERICHT: Freier Fall ist gestoppt - DIW zur wirtschaftlichen Entwicklung

30 Temmuz 2009

Dünya ekonomisini sarsan küresel krizin en ağır dönemi atlatıldı. Berlin’deki Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü uzmanları, hızlı canlanma olmasa da Alman ekonomisinin istikrar kazanma yolunda olduğu görüşünde...

https://p.dw.com/p/J06i
Fotoğraf: BilderBox

Ekonomik kriz sürpriz üzerine sürpriz yapıyor. Krizi hemen hiç kimse kestirememişti. Krizin son sürprizi de, ekonomik düzelmenin beklenenden erken başlaması oldu. Alman şirketlerinin sipariş girdileri artıyor. Çin üretimi arttırıyor, ABD’deki şirketler de yakın geleceğe o kadar kötümser bakmıyor. Ama aşırı iyimserliğe kapılmak da yanlış olur. Gerçi küresel krizin en ağır dönemi atlatıldı. Ancak önümüzdeki yıllarda hızlı canlanma beklenmemeli. Ekonomi uzmanları böyle diyor. Berlin’deki Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü de, Alman ekonomisinin canlanma değil, sadece istikrar kazanma yolunda olduğu görüşünde.


Düzelme belirtileri

Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü, ekonominin yakında canlanacağını söylemenin doğru olmayacağını vurguluyor. Enstitünün son raporunda ABD ve Çin gibi ülkelerde hafif düzelme belirtilerine rastlandığı ancak gerçek anlamda canlanmadan söz edilemeyeceği belirtiliyor. Uzmanlara göre Alman ekonomisi bu yıl %6,4 oranında daralacak, 2010 yılında ise sadece %0,5’lik mini büyüme kaydedecek. Enstitünün konjonktür araştırmaları bölümünden Christian Dreger öncelikle Almanya’nın daha uzun süre ‘konjonktür vadisinin tabanından’ kurtulamayacağı görüşünde.

“İhracatını yeniden yüksek oranda arttırabilmesi için Almanya’nın dünya ekonomisinden gelecek güçlü bir tetiklemeye ihtiyacı var. Ama Alman malları, ekonomik krizden kurtulmasının zaman alacağı ülkelerde satılıyor. Orta ve doğu Avrupa’daki gelişme Almanya açısından çok önemli. Bölge ülkelerinin krizden kurtulmada zorlanması, Almanya’nın ihracatını arttırmasına da mani oluyor.”


Ticari himayecilik tehlikesi

Uzmanlar, ihracatçı Alman şirketlerinin yüzünün gülebilmesi için, ticari himayecilik tehlikesinin savuşturulması gerektiğini söylüyorlar. Alman ekonomisini konjonktür vadisinin tabanındaki uzun yürüyüşü sırasında zorlayabilecek diğer riskler de ortadan kalkmış değil. Kredi sıkıntısı atlatılamadı. Bankalar kredi musluklarını oldukça kıstı. Federal hükümetin bad bank uygulamasında başarılı olamaması ve ticari bankalara ek öz sermaye enjekte etmek zorunda kalması, yani finans dünyasındaki ağırlığının artması da gündeme gelebilir. Konjonktürü teşvik uygulamalarının da umulan sonucu vereceği sanılmıyor. Alman Ekonomik Araştırma Enstitüsü, tercihli yatırımlar yerine orta vadeli ekonomik teşvik ve büyüme programı uygulanmasının daha doğru olacağı görüşünde. Ayrıca, ekonomik kriz etkilerinin henüz Alman istihdam piyasasında hissedilmediğinin de unutulmaması gerekiyor. Enstitü Başkanı Klaus Zimmermann krizden etkilenen branşlarda siparişlerin düşmesine rağmen kalifiye elemanın açığa alınmamasının üretim maliyetlerini arttırdığını hatırlatıyor.

“Bu aynı zamanda devletin kısa mesai teşvikiyle, geçici olarak düşürülen mesai saatlerini yoğun bir şekilde sübvanse etmesidir ki, bu kendini aldatmaktır. Kriz sürdüğü takdirde işsiz sayısı önemli oranda artacaktır.”


İşsizlikten hangi iş kolları etkilenecek?

Enstitünün tahminlerine göre 2010 yılının işsiz sayısı ortalaması 4,7 milyon olacak ve işsizlikten öncelikle otomotivcilik ve metal iş kolları etkilenecek. Alman ekonomisinin krizdeki tek dayanağı özel tüketim. Kriz ve işsizlik tehlikesi Almanların alışveriş hevesini kırmadı. Tüketicinin bu parayı nereden bulduğunu Alman Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü’nden Stefan Kooths şöyle açıklıyor:

“Alman ekonomisini vuran krizin önemli ölçüde, işletme düzeyindeki üretim ve gelir kaybıyla sınırlı kaldığını ve hanelerin bundan etkilenmediğini söyleyebiliriz. İşsizlik parası ile emekli maaşlarına yapılan zammın önümüzdeki yıl reel gelirlerin artmasına yarayacağını da söyleyebiliriz.”

Devletin rekor harcamaları yüzünden bütçe açığında da Almanya’yı yeni bir rekor bekliyor. Özet olarak, resesyondan durgunluğa geçişin uzun süreceği ve Alman ekonomisinin büyümede önemli sıçramalar yapmasının çok zaman alacağı söylenebilir.









Benjamin Braden / Çeviri: Ahmet Günaltay



Editör: Nihat Halıcı