240809 Flüchtlinge Italien

İtalyan devlet televizyonu RAI'de yayınlanan ana haber bülteninde Eritreli 25 yaşındaki bir kadın, yaşadığı korkunç yolculuğu anlatıyor. Akdeniz'de meydana gelen son mülteci dramında hayatta kalmayı başaran beş kişiden biri olan genç kadın, bozuk bir İngilizceyle, "Elimizde hiçbir şey yoktu. Sadece birkaç şişe su ve biraz yiyecek. Yardım istemek için bir telsizimiz bile yoktu" diyor.

Bu dramı gören balıkçı tekneleri, mültecileri kurtarmak için herhangi bir girişimde bulunmadı. Malta Donanması ise sadece yolculuklarına devam edebilmeleri için mültecilere su ve mazot desteğinde bulundu.

21 günlük "ölüm yolculuğunda" neredeyse teknedeki herkes hayatını kaybetti. İtalyan makamları, ihmal ve tedbirsizlik nedeniyle 73 kişinin ölümüne sebep olan failleri bulmak için soruşturma başlattı.

'AB bizi kaderimize terk etti'

İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini, özellikle Malta'nın içinde bulunduğu özel duruma dikkati çekerek, küçük ada ülkesinin karasularıyla birlikte 250 bin kilometrekarelik bir bölgeyi kontrol etmek zorunda olduğunu ve bunun neredeyse İtalya'nın yüzölçümüne eşit olduğunu hatırlattı. Frattini, Avrupa Birliği'ni de İtalya'yı mülteci sorunu konusunda kendi kaderine terk etmekle suçladı. Dışişleri Bakanı, "Burada söz konusu olan, başa çıkamadığımız bir mülteci akını. Bunlar, aslında koruyup kollamakla yükümlü olduğumuz insanlar. Bu nedenle de bu insanları kabul etmek, Avrupa Birliği'nin 27 üye devletinin ortak görevidir" şeklinde konuştu.

İtalya'nın bu uyarısına Avrupa Birliği Komisyonu'ndan yanıt gecikmedi. Komisyon, İtalya'nın omuzlarındaki bu yükü hafifleterek tüm Avrupa'ya dağıtmayı sağlayacak bir yöntem üzerinde çalışıldığını duyurdu. AB Dönem Başkanı İsveç'in Dışişleri Bakanı Carl Bildt, önümüzdeki ekim ayında yeni göç yasası için ilk önerileri sunmayı planladıklarını belirtti.

Tüm mülteciler geri gönderiliyor

Diğer yandan Silvio Berlusconi'nin başında bulunduğu İtalyan Hükümeti de mülteci sorununda tamamıyla masum değil. İtalya'nın halihazırda uyguladığı mülteci politikası, yaşanan trajedinin derinleşmesine âdeta davetiye çıkarıyor. Libya'ya imzalanan bir anlaşma sonucu, İtalyan sınır polisi tarafından tespit edilen tüm mülteciler, mayıs ayından bu yana istisna gözetmeksizin Libya'ya geri gönderiliyor.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Sözcüsü Laura Boldini bu durumla ilgili şunları kaydetti: "Artık mültecilerin hangisinin gerçekten iltica hakkı var diye araştırılmıyor. İstisnasız hepsi geri gönderiliyor. Geçtiğimiz yıl mültecilerin yüzde 75'inin sığınma başvurusunda bulunduğunu tespit ettiğimiz için bu konudaki endişemiz büyük."

Kiliseden de tepki geldi

Katolik Kilisesi de konuyla ilgili tavrını ortaya koydu. Katolik piskopos gazetesi "Avvenire", Batı'nın mültecilere karşı tutunduğu kayıtsız tavra dikkat çekti. Vatikan Göçmenler Konseyi Başkanı Başpiskopos Antonio Maria Veglio ise konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: "Sözde 'sivil toplumumuz' yabancıları dışlayan bir tutum geliştirdi. Bunun nedeni sadece bilgisizlik değil, aksine bu egoizmden kaynaklanan ve elindekileri başkalarıyla paylaşmayı reddeden bir tutum."

Hayatta kalmayı başaran beş mülteci, henüz yaşadıkları şoku üzerlerinden atabilmiş değiller. Ancak İtalyan Başbakanı Silvio Berlusconi'nin yasadışı göçle ilgili yürürlüğe girmesine önayak olduğu yasalar uyarınca, İtalyan makamları, söz konusu mülteciler hakkında çoktan bir ön soruşturma başlattı bile.

Tilmann Klleinjung / Çeviren: Banu Ertek

Editör: Murat Çelikkafa