1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AİHM’den 20 yıl sonra gelen adalet

12 Kasım 2013

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 1994 yılında Şırnak kentinde havadan bombalanan ve yaklaşık 40 kişinin ölümüyle sonuçlanan askeri operasyonla ilgili kararında Ankara’yı tazminat ödemeye mahkûm etti.

https://p.dw.com/p/1AG0w
Fotoğraf: Getty Images

Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde 1990’lı yıllarda terörle mücadele kapsamında başvurulan yöntemler Ankara’ya Avrupa yargısı önünde sorun çıkarmaya devam ediyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 1994 yılında Şırnak kentinde havadan bombalanan ve yaklaşık 40 kişinin ölümüyle sonuçlanan askeri operasyonla ilgili kararında Ankara’yı, taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin en sert maddeleri temelinde cezalandırdı.

Karara temel oluşturan olay Şırnak’ın Kuşkonar ve Koçağılı köylerinde meydana geldi. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait savaş uçakları tarafından 25-26 Mart tarihlerinde bölgede düzenlenen hava operasyonlarında söz konusu iki köy de hedef alındı. Bombardıman sonunda, AİHM kayıtlarına göre, 13’ü Koçağılı, 25’i Kuşkonar’dan olmak üzere 38 kişi hayatını yitirdi. En az 13 kişi de yaralandı. Köylülerin ev ve hayvanları ağır zarar gördü. Bombardıman sırasında köylerdeki erkeklerden çoğu tarlalarda çalışmakta olduğundan ölenlerin çoğunu kadın ve çocuklar oluşturdu. Operasyon sonrası yöre halkı resmi makamlardan yardım almadı. AİHM belgelerine göre, Kuşkonar’da hayatta kalanlar ölen yakınlarının cesetlerini plastik poşetlere koyarak toplu mezarlarda yaktı.

Olay ulusal planda da yankılandı. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller “Bombardımanı gerçekleştiren uçaklar devlete ait değil” şeklinde açıklamada bulundu. İçişleri Bakanı Nahit Menteşe ise “Eylem hazırlığı içindeki bin kişilik terörist grupla ilgili haber üzerine Stoker Tepe ve Kuşkonar Köyü’nün kuzeyindeki kayalıklara hava harekatı düzenlenmiştir” dedi. Genelkurmay Başkanlığı ise “O gün o bölgede uçuş olmadı” açıklamasında bulundu. Olaydan 12 yıl sonra 2. Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı soruşturma açtı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı iddiayı 2008 yılında Hava Kuvvetleri Komutanlığına sordu. Aldığı yanıt, “Söz konusu tarihte üssümüzde uçuş faaliyeti yürütüldüğüne dair bir kayıt bulunmamıştır” oldu. Soruşturma sonunda görevsizlik kararı verildi ve olay “menşei belirlenemeyen patlamalar” olarak kapatılmak istendi.

2006 yılında AİHM'e intikal etti

Konu, operasyon sırasında yakınlarını yitiren 41 kişi tarafından 2006 yılında AİHM gündemine taşındı. Türk hükümeti ulusal plandaki versiyonunu Strasbourg Mahkemesi önünde de değiştirmedi. Hava operasyonunun “Türk Hava Kuvvetleri tarafından değil, PKK tarafından gerçekleştirildiği” tezini savundu. Gerekçe olarak “PKK, köylüleri Newruz kutlamayı reddettikleri için cezalandırdı” dedi. Hükümetin Strasbourg’a ilettiği savunmada, “Devletin bu işin içinde olduğunu gösteren kanıt yoktur. Davacılar maddi tazminat elde etmek amacıyla bu iddialarda bulunuyorlar” ifadelerine yer verildi.

Prof. Dr. Tansu Ciller, frühere Premierministerin der Türkei
Tansu ÇillerFotoğraf: Encyclopaedia of the Orient

Ancak AİHM Ankara’nın hiçbir tezini “inandırıcı” bulmadı. Strasbourg yargıçları her şeyden önce Ankara’yı “AİHM’den belge gizlediği” için suçlu buldu. AİHM, olayın meydana geldiği günlerde yöredeki askeri uçuşlarla ilgili dosyanın 2009 yılında kendisine iletilmesini talep etmiş, Ankara bu talebe kulak asmamıştı. Mahkeme bu belgeleri 2012 yılında davacıların avukatlarından temin edebilmişti. Strasbourg Mahkemesi bu durumu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “devletlerin soruşturmada AİHM’ye yardım yükümlülüğüyle” ilgili 38’inci maddesine aykırı buldu.

Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün “Olayın olduğu gün Kuşkonar ve Koçağılı köylerinin bulunduğu noktada Hava Kuvvetleri Komutanlığı tarafından iki uçuş icra edilmiştir” şeklindeki belgesini temel alan AİHM, Türk hükümetinin “davacıların yakını 33 kişinin ölümü ve 3 kişinin yaralanmasına neden olan hava saldırısı emrini vererek” ve “olayla ilgili etkin soruşturma gerçekleştirmeyerek” Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yaşam hakkıyla 2’nci maddesini ihlal ettiğine hükmetti.

Mahkeme, davacıların olay sonrasında yaşadıkları eziyet ve sıkıntı nedeniyle Sözleşme’nin işkence ve kötü muamelenin önlenmesiyle ilgili 3’üncü maddesinin ihlal edildiği sonucuna da vardı.

AİHM, Sözleşme’nin 46’ncı maddesinin kendisine verdiği yetkiyi kullanıp, olayın meydana geldiği güne ait uçuş kayıtları temelinde bombardımanın sorumlularının ortaya çıkarılıp yargılanmalarını talep etti. Kararğın bu bölümünün Türkiye’deki soruşturma ve yargı sürecini doğrudan etkilemesi bekleniyor.

Karar gereği, Türk hükümeti davacılara manevi tazminat olarak toplam 2 milyon 305 bin euro, mahkeme marsafı olarak da 5 bin 700 euro ödeyecek. Oy birliğiyle alınan karara Türk hükümetinin en geç 3 ay içinde itiraz hakkı bulunuyor. Ankara’nın itiraz etmemesi halinde karar kesinleşecek.

© Deutsche Welle Türkçe

Kayhan Karaca / Strasbourg

Editör: Başak Özay