Afganistan'daki fotoğraf skandalı

“Konuyla ilgili soruşturma başlatan Federal Savunma Bakanlığı, fotoğraflarda yer alan altı kişinin kimliklerinin tespit edildiğini açıkladı. Almanya Savunma Bakanı Franz Josef Jung, söz konusu askerleri “aptallar“ olarak nitelendirildi ve gerekli cezanın verilceğini kaydetti. Bild gazetesi, yayımladığı fotoğrafların 2003 yılında çekildiğini duyurmuştu.

Bakanların lugatında “aptallar“ türünden sözcüklerin pek yeri yoktur ve bu şekildeki kelimeleri kullanmak bir devlet adamına yakışmaz. Ancak yaptıkları çirkin davranışla Alman Ordusu’nun itibarını zedeleyen askerlere yönelik Bakan’ın kullandığı bu ifade, olaydan dolayı duyduğu büyük rahatsızlığın açık bir göstergesi olsa gerek. Üç yıl öncesine ait olduğu belirtilen bu esef verici görüntülerin basına yansımasının ardından, Almanlar’ın büyük bir çoğunluğun da Bakan Jung’la aynı duygu ve düşünceleri taşıdıkları kesin.

Tabii burada söz konusu olan sadece Alman ordusunun saygınlığına büyük bir leke sürülmesi değil, aynı zamanda halen Afganistan’da görev yapan Alman askerlerinin can güvenliğinin de bariz bir şekilde tehlikeye atılmasıdır. İşte politikacıları ve vatandaşları asıl endişelendiren de budur. Almanya’nın en yüksek trajlı gazetesinde yayımlanan görüntüler ayrıca Almanlar’ın ahlakî değerler sistemiyle de taban tabana tezat teşkil etmektedir.

’Ölüye saygısızlık’ ya da ’ceset istismarı’ olarak nitelendirilen bu tür eylemler, Alman kanunlarına göre üç yıla kadar hapisle cezalandırılıyor. Savunma Bakanlığı ve savcılığın hemen soruşturma başlatıp birkaç saat içinde fotoğraflardaki askerlerin kimliklerini tespit etmesi çok yerinde bir davranış.

Bu, sadece faillerin cezalandırılması ve caydırı olunması açısından değil, aynı zamanda olayın Alman Ordusu içinde münferit bir eylem olduğunun belirlenmesi açısından da çok önemli. Zaten mevcut istatistikler de tastik eder nitelikte: Alman ordusunun son yıllardaki yurtdışı misyonlarına yaklaşık 200 bin asker iştirak etmiş ve bu esnada benzeri hiçbir olay ya da sorunla karşılaşılmamış.

Ancak toplumsal özelliklerin ister istemez orduya da yansımasının mümkün olduğu unutulmamalıdır. Alman toplumunda iyilerin yanında az sayıda kötü niyetli insanlar da mevcut ve bu durum Alman ordusuna da yansıyabiliyor. Burada önemli olan bu insanlarla kararlı bir şekilde mücadele edilmesi ve gereğinin hızlı bir şekilde yerine getirilmesidir.

Politikacılar ve ordu yetkililerinin şu ana kadar olay karşısında takındıkları tavır doğru. Ancak Afgan yetkililerin de aynı hassasiyeti gösterip, söz konusu fotoğraflardan dolayı Alman askerlerinin açık hedef haline gelmemesi konusunda azamî şekilde önlem almaları gerekiyor. Zira Kâbil’de herkes, Almanlar’ın Afganistan’da yardım amacıyla bulunduğunu biliyor. Kâbil’de yine herkesin bildiği bir başka gerçek daha var: O da, yaşanan bu münferit olayın, Afganistan’daki radikal güçlerin ekmeğine yağ sürdüğü!“