1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Afganistan'da yardım

Peter Phillip / DW1 Nisan 2004
https://p.dw.com/p/Aa4d

Berlin’de yapılan Uluslararası Afganistan Konferansı’nda uluslararası topluluk ise Afganistan’a 8,2 milyar dolar tutarında mali yardım taahhünde bulundu. Ev sahipliğini Almanya’nın yaptığı Uluslararası Afganistan Konferansı’na ilişkin DW’den Peter Philipp’in yorumu:

"‘Kim Afganistan’ı geliştirmek, ilerletmek istiyorsa, o, terörizmi geriletiyor demektir.‘

Alman Savunma Bakanı Peter Struck, işte bu sözlerle toplantıya katılan 50 kadar ülke temsilcisinin Afganistan’a neden yardım taahhünde bulunduklarını, ortak paydayı özetler gibiydi. Ortak hedefler arasında sadece bu ülkenin barış, özgürlük ve demokrasi ortamına nasıl uluştırılacağı bulunmuyor. Uluslararası terörizmin bu ülkeyi üs olarak kullanmasının engellenmesi ve dünya çapında bir sorun olan uyuşturucu ticaretinin kontrol altına alınması, ya da en azından azaltılması da ortak hedefler arasında.

Bu açılardan bakıldığında, yıllarca ihmal edilmiş olan Afganistan’a yardım konusunda uluslararası topluluğun büyük istek duyması, Afganistan ile dünyanın çıkarlarının birbirini tamamlıyor olmasıyla açıklanabilir. Tabii sadece mali yardımlarla sorunlara çözüm bulmak mümkün değil, ancak para yardımlarının büyük katkısı olduğu da inkar edilemez.

Ne yazık ki bu tür mali yardım konferanslarını düzenleyenler, toplantının başarılı mı başarısız mı sayılacağına, konferanstan ne kadar mali kaynak çıktığına bakarak karar veriyorlar. Berlin’deki konferanstan Afganistan’a üç yıl içinde toplam 8,2 milyar dolar mali yardım yapılması taahhüt edildi. Gelecek 7 yıl içinde de bu ülkeye toplam 28 milyar dolar mali yardım yapılması öngörülüyor. İşte bu noktada, asıl önemli olan, bu muhteşem meblağın hayata nasıl geçirileceği, somut olarak projelere nasıl akıtılacağı noktası.

Buna rağmen, Berlin Konferansı’nın başarılı olduğu söylenebilir. Zira, Afganistan’da ham petrol yataklarının olmamasına ve yakın bir zamanda ekonomik bir ortak konumuna gelemeyeceği de bilinmesine rağmen uluslararası topluluğun bu ülkeye karşı bilincinin ve hassasiyetinin artmış olması, elde edilen başarıları kanıtlar nitelikte.”