1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Afganistan'da seçim yarışı başladı

Christoph Heinzle8 Eylül 2004

Afganistan’da Taliban rejiminin yıkılmasının ardından 9 Ekim’de ilk kez devlet başkanlığı seçimleri yapılacak. Seçimlere halen görevde bulunan devlet başkanı Hamit Karzai dışında biri kadın toplam 17 aday katılıyor. Seçimler için kampanyalar dün resmi olarak başladı. Adaylar, sayıları 10 milyon olduğu tahmin edilen seçmenleri ikna etmeye çalışacaklar. Bu da Afganistan gibi güven ve huzur ortamının olmadığı, nüfusun üçte birinin okuma yazma bilmediği ve basın yayın organlarının kısıtlı olduğu bir ülkede zor olacağa benziyor, diye yorumluyor DW’nin Yeni Delhi temsilcisi Chistoph Heinzle.

https://p.dw.com/p/Aa19

Afganistan’daki devlet başkanlığı seçimleri için yarış dün resmi olarak başladı. Bu seçimler sadece devlet başkanlığına aday olanlar için değil, tüm seçim çalışanları için kelle koltukta bir seçim olacak, çünkü Taliban örgütü ve diğer gruplar seçimleri sabote etmek için saldırılarını arttırıyor. Ülkede hergün Afganistan’ın yeniden kalkınması için görev yapan yardım kuruluşları çalışanları ile, seçim görevlilerine yönelik saldırılar düzenleniyor. Bu nedenle de ya sokağa çıkma yasağı uygulanıyor ya da uluslararası yardım kuruluşları insanları sürekli uyarıyorlar.

Taliban Örgütü ayrım yapmadan, ülkenin demokratikleşmesi için çalışan tüm görevlileri hedef alıyor. Buna seçim komisyonu çalışanlarıyla ülkenin yeniden kalkınmasında görev alan yardım kuruluşları temsilcileri, Afgan polisi ve uluslararası güce bağlı askerler de dahil. Taliban Örgütü’nün amacı, saldırıları arttırarak seçmenleri korkutmak, seçim sürecini baltalamak ve söylece yapılacak devlet başkanlığı seçimlerinin inandırıcılığını ve doğruluğunu zedelemek.

Bu arada Afganistan’daki devlet başkanlığı seçimlerini sabote etmeye çalışan örgütler arasında El Kaide de var. El Kaide’ye bağlı terörist gruplar Afganistan’daki uluslararası güce bağlı askerlere saldırıp Pakistan kaçıyor ve bir sonraki saldırıya dek orada gizleniyorlar.

Seçimeri tehdit eden gruplara eski başbakan Hikmetyar’a bağlı birlikler de dahil. Hikmeyar’a bağlı direnişçilerin Taliban’la ittifak yaptığı da gelen haberler arasında. Bu arada 30 bin civarında silahlı özel milis olduğunu da unutmamak gerek. Bu milisler, saldırıya geçmek için kumandanlarının sadece bir işaretini bekliyorlar. Öte yandan Afganistan’da yerel anlamda hakimiyetleri olan gruplar da var. Bunlar devlet başkanlığı seçimlerini, kendi güçlerini arttırmak için kullanmaya çalışıyorlar ve çalışacaklar. Seçmen kayıt işlemleri başladığında, vatandaşları baskı altına almaya başladılar bile. Seçim günü de kendi destekledikleri adayın seçilmesi için şiddete ve yolsuzluğa başvurmaktan çekinmeyecekler.

Afganistan’daki devlet başkanlığı seçimleri için hazırlıklar altı aydan fazla bir zaman sürerken, seçim yarışı için sadece bir ay öngörüldü. Taliban Rejimi‘nin yıkılmasından sonra yapılacak bu ilk seçimler bir günde tamamlanacak. Bu da aynı gün devlet başkanlığına aday olan 18 kişinin korunması, 5000 seçim lokali ile 130 bin seçim görevlisinin güvenliklerinin sağlanması ve 10 milyon seçmenin başlarına kötü bir olay gelmeden seçim sandığına gitmesi demek. Tüm bunların yapılabilmesi için de yoğun güvenlik önlemleri alınması gerekiyor. Afganistan’da görev yapan uluslararası güçler ile Amerika Birleşik Devletleri öncülüğündeki Terörle Mücadele Birlikleri mevcut güçlerini seçimler için kullanacak. Uzmanlar, varolan asker sayısının böylesi büyük bir olay için yeterli gelmeyeceği görüşünde ve NATO’yu Afganistan’daki devlet başkanlığı seçimlerini sadece 2000 askerle desteklediği için eleştiriyor.

Afganistan’ı önümüzdeki bir ay zarfında zorlu bir süreç bekliyor. Üç yıl önce Taliban Rejimi’nin yıkılmasının ardından gerçekleşen demokratikleşme sürecinin inandırıcılığı ve başarısı bu seçimlere bağlı. Afgan halkının çoğu seçimlere gitmek ve oy kullanmak istiyor, ancak bunun başarı olarak değerlendirilebilmesi için seçmenlerin sandığa korkusuzca gidebilmesi gerek. Korkusuzca ve kendini baskı altında hissetmeden. Eğer seçimlerde şiddet ve yolsuzluk ortaya çıkarsa, uluslararası camia ve Amerika Birleşik Devletleri, “seçimler için neden bu kadar aceleci davrandık” sorusunu sormak zorunda kalacak ve “ alelacele seçimlere gitmek yerine önce demokrasi için sağlam temel oluşturamazmıydık” sorusuna cevap aramak durumunda kalacak.