1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Af Örgütü: İnsan hakları savunucuları hedef alınıyor

Andrew Gardner
31 Ocak 2018

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç, haziran ayından bu yana tutuklu. Örgütün Kıdemli Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner'a göre, Kılıç'a yöneltilen suçlamalar "gülünç ve kanıtsız".

https://p.dw.com/p/2rmXu
Amnesty International Protest Türkei Festnahmen
Fotoğraf: Getty Images/E.Dunand

"Çalışmalarım boyunca özveriyle çaba gösteren binlerce insanla karşılaştım, ancak Taner Kılıç tanıdığım en çarpıcı ve işine tutkuyla bağlı olan kişi" diyen Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (BMMYK) Türkiye Eski Direktörü Michel Gaudé, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Fakat bugün Taner Kılıç, uydurma terör suçlamalarıyla yargılanmakta." Suçlu bulunduğu takdirde Taner, 15 yıla kadar hapis cezası alabilir.

Kendini işine adamış bir insan hakları avukatı ve Uluslararası Af Örgütü Yönetim Kurulu Başkanı olan Taner'le 2004'te tanıştım. O zamanlar, şimdi de olduğu gibi ciddi ve kararlı, ama aynı zamanda keskin bir mizah anlayışına sahip neşeli biriydi. Onu hemen sevdim, fakat bundan da önemlisi yardımına başvuracak çok az insan tanıyan mülteci ve sığınmacılara destek olmak için Taner'in dinmek bilmeyen çabaları beni derinden etkiledi. Yalnızca etkili bir avukat değil, aynı zamanda da mülteciler için çalışan tutkulu bir kampanyacıydı ki bu iki özellik, bir insan hakları savunucusu için mükemmel bir birleşimdir.

Twitter Amnesty International - Taner Kilic
Taner KılıçFotoğraf: Twitter/@amnesty

Darbe girişimi sonrasında uygulanan baskıların toplumda daha yerleşik bir hale gelmeye başlaması nedeniyle Taner gibi insanlara şimdi her zamankinden fazla ihtiyaç var. Ancak Taner'in durumunun da gösterdiği gibi, Türkiye'de insanların özgürlüğünü savunmak için düşüncelerini yüksek sesle ifade etmenin bedeli, kendi özgürlüğünü kaybetmek olabilir.

Taner yaklaşık sekiz ay önce tutuklandı ve "terör örgütü üyeliği" ile suçlanıyor. Kendisine yönelik en temel suçlama, Türkiye yetkililerinin 2016'daki darbe girişiminden sorumlu tuttuğu Gülen yapılanmasının kullandığı iddia edilen ByLock mesajlaşma uygulamasını Taner'in de indirdiği iddiası.

Sekiz aydır bu iddiayı destekleyebilecek hiçbir güvenilir kanıt sunamayan devlet, Taner'in ceza gerektiren bir suç işlendiğine dair kayda değer bir iddia bile öne sürmedi. Tam aksine, bağımsız iki bilirkişi raporu Taner'in telefonunda ByLock uygulamasının hiçbir izinin bulunmadığını tespit etti.

Taner'e yöneltilen gülünç iddialar emsalsiz değil. Esasen insan hakları savunucularını hedef almakla ilgili bir tutum söz konusu. İş insanı, sivil toplum önderi ve toplum yararına faaliyet gösteren girişimlere maddi katkılarıyla da bilinen Osman Kavala, Ekim ayında gözaltına alındı. Kavala'nın darbe girişimine katıldığıyla ilgili hükümete bağlı gazetelere saçılan dehşet verici iddiayı desteklemek için de hiçbir kanıt sunulmadı.

Amnesty International Press Meeting in Istanbul Andrew Gardner
Andrew GardnerFotoğraf: picture alliance/AA/A.Ozdil

İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi Başkanı ve öğretmen Raci Bilici, sivil toplum çalışmaları nedeniyle PKK üyesi olmakla suçlanıyor.

Durum gayet açık. Etkinsen ve insan hakları aktivizminden rahatsız olanlar nezdinde baş belasıysan bedelini ödersin. Önde gelen kişileri hedef almak, onların temsil ettiği toplulukları korkutmaya ve susturmaya hizmet ediyor.

Geçen ay yaşanan çarpıcı bir gelişmeyle Türkiye yetkilileri hatalı olduklarını ve binlerce kişinin haksız yere ByLock indirmekle suçlandığını kabul etti. 11 bin 480 cep telefonu kullanıcısının numaralarını da içeren listeler yayımlayarak bu kişileri kendilerine yanlışlıkla isnat edilen suçlamalardan akladılar ve bunun sonucunda birçok kişi cezaevlerinden tahliye edildi. Ancak maalesef Taner, serbest bırakılacak kişiler listesinde henüz bulunmuyor. Tutukluluğunun adaletsiz olduğu son derece açık ve belgelenmiş bir gerçekken, Taner'in davası sürüyor. 

Yine de telefonlarında ByLock bulunduğuyla ilgili doğru olmayan suçlamalarla binlerce kişinin hatalı bir şekilde cezaevinde konulduğunu yetkililerin kabul etmesi, Taner'in serbest bırakılması için mücadele edenlere umut verdi. Bu hususta çok kalabalığız. Ayrıca son sekiz ay içinde 194 ülke ve bölgeden bir milyondan fazla kişi, Uluslararası Af Örgütü'nün imza kampanyalarına katılarak Taner'in serbest bırakılmasını ve onunla birlikte yargılanan diğer on insan hakları savunucusuna yönelik suçlamaların düşürülmesini talep etti. Çok sayıda siyasetçinin yanı sıra dünyanın tanınmış sanatçıları da imzacılar arasında yer aldı. Çünkü Türkiye'nin bugüne dek canlılığını koruyan sivil toplumunun yeniden nefes alabilmesi için Taner gibilerin serbest bırakılması gerektiğini biliyorlar.

Taner'in kızı Gülnihal Kılıç son duruşmada bana, "Kendimi, uyanmayı beklediğim kötü bir rüyada gibi hissediyorum," demişti. Bugün babasını video bağlantısıyla bir cezaevi koğuşunda görmek Gülnihal için zor olacak. Ama Gülnihal babasıyla gurur duyuyor, ben de öyle. Taner'in sayısız insanın hayatını değiştirmek için yaptıklarından gurur duyuyorum. Haklıdan yana mücadele etme kararlığından ötürü gurur duyuyorum. Ama en çok da Taner benim arkadaşım olduğu için gurur duyuyorum.

Andrew Gardner

Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) Kıdemli Türkiye Araştırmacısı

© Deutsche Welle Türkçe