1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ADAC’den dolandırıcılık uyarısı

23 Temmuz 2019

Almanya’nın en büyük otomobil kulübü ADAC sürücüleri özellikle yaz aylarında büyük yoğunluk yaşanan Almanya-Türkiye kara yolunda kendini ADAC elemanı olarak tanıtan dolandırıcılara karşı uyardı.

https://p.dw.com/p/3Mcnd
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/D. Karmann

ADAC (Genel Alman Otomobil Kulübü), araçları arızalanan, kaza yapan ya da başka bir sebepten ötürü yolda kalan üyelerine kapsamlı hizmetler sunan Almanya’nın en büyük otomobil kulübü. 20 milyondan fazla üyesi bulunan ADAC’nin bu hizmetlerinden özellikle yaz aylarında Almanya-Türkiye arasında seyahat eden Avrupa'da yaşayan Türkiye kökenli üyeler de yararlanıyor. Ancak Almanya-Türkiye arasındaki hattın geçtiği ülkelerde kendini ADAC elemanı olarak tanıtan kişi ya da kişilerin, aracı arızalanan insanları dolandırdığı belirtiliyor. ADAC Basın Sözcüsü Christian Buric’in DW Türkçe’ye yaptığı açıklamaya göre söz konusu dolandırıcılık vakaları son yıllarda giderek artıyor.

Sahtekarlık nasıl anlaşılabilir?

Arızalanan ve yolda kalan araçların sürücülerine, kendilerinin ADAC üyesi olduğunu söyleyen kişilerin çekicilerle bu araçları bir tamirhaneye götürüp fahiş ücretler talep ettiklerini belirten Buric, ADAC’nin prensip olarak hiçbir zaman olay yerinde nakit para almadığını ve dolandırıcıların bu şekilde tespit edilebileceğini ifade ediyor. Peki, arıza ya da kaza yerine gelen kişinin gerçek bir ADAC, ya da onun anlaşmalı partnerlerinden birinin elemanı olup olmadığı nasıl anlaşılabilir? "Almanya dışında, İtalya’nın Garda Gölü civarında hizmet veren bir çalışanımız hariç, ADAC logosu göremezsiniz" diyen Buric, bu logoyu aracında ya da kıyafetinde taşıyan kişilerin sahtecilik yapanlar olduğunu ifade ediyor.

Telefon bağlantılarını kesebiliyorlar

Dolandırıcıların yöntemlerinden biri de ADAC’yi kaza ya da arıza yerinden telefonla aramaya çalışan üyelerinin bunu yapmasını engellemek. Olay yerine gelen dolandırıcıların araçlarında, mobil hat üzerinden kurulan iletişimi kesen sistemler olduğuna dair haberler aldıklarını belirten Buric, sürücülerden böyle bir durumda otomobillerinin kapılarını kilitledikten sonra şayet kendini ADAC ile görüşme olmadan kendini bu otomobil kulübünün bir elemanı olarak tanıtan bir kişi olay yerine gelmişse, oradan uzaklaşarak ADAC ile irtibata geçmeyi denemelerini tavsiye ediyor. Yardım amacı ile gelen kişinin ADAC tarafından görevlendirilen biri olup olmadığını anlamanın en kolay yolu, gelen kişinin yardım edilecek sürücünün ADAC üyelik numarasını ve ismini bilmesinden geçiyor. Zira ADAC’nin Almanya’daki merkezinden görevlendirilen kişiye söz konusu bilgiler veriliyor. Christian Buric, bu bilgilere sahip olmayan kişilere güvenilmemesi ve araca müdahale etmelerine izin verilmemesi gerektiğine vurgu yapıyor.

ADAC partnerleri üzerinden hukuki mücadele verebiliyor

ADAC bu tarz vakaların en çok hangi ülkelerde yaşandığına dair resmi ağızdan bir açıklama yapmıyor ancak basında çıkan haberlere göre, Hırvatistan, Sırbistan ve Bulgaristan bu tarz olayların sıklıkla yaşandığı ülkeler. ADAC Basın Sözcüsü Christian Buric, bu tarz olaylar Almanya dışında yaşandığı için hukuki anlamda mücadele alanlarının kısıtlı olduğunu belirterek, "Ancak ADAC, dolandırıcıların kimliğini fotoğraf ya da araç plakası yoluyla tespit ettiği takdirde, ilgili ülkelerdeki partnerlerimiz aracılığıyla sadece ADAC adını kullanmamaları yönünde şikayetçi olabiliyoruz. Dolandırıcılıkla ilgili şikayeti ancak bizzat dolandırılan kişiler yapabiliyor" dedi.

Erkan Türkel

© Deutsche Welle Türkçe