AB'nin iklim koruma planı tehlikede
3 Aralık 2008Uluslararası toplum, küresel ısınmanın önüne geçmenin yollarını Polonya'nın Poznan kentinde devam eden çevre zirvesinde ararken, AB de iklim koruma konusunda izlenecek stratejisini ayrı bir zirvede ele alıyor. Zira AB’nin iklim koruma planları mali kriz yüzünden zor duruma giren otomobil endüstrisinin gölgesinde kaldı.
Gelecek hafta AB devlet ve hükümet başkanlarının iklim koruma ve çevre politikaları konusunda bir araya geleceği zirve öncesinde 27 üye devletin çevre bakanları, ülkeler arasındaki mevcut anlaşmazlığı gidermenin yollarını arayacak.
Üye ülkelerden farklı istekler
Birlik içindeki anlaşmazlık listesi uzayıp gidiyor. Almanya ve daha birçok ülke örneğin ağır sanayinin, Polonya termik santrallerinin Birlik’in iklim koruma hedeflerinden muaf tutulmasını isterken, İtalya da, AB için bağlayıcı olan iklim koruma programının tamamının üyelere ağır yük oluşturacağı görüşünü savunuyor.
Üye devletlerin farklı istekleri, AB Komisyonu’nun iklim koruma planlarının da tehlikeye girmesi anlamına geliyor. Hafta başında AB genelindeki otomobillerin karbondioksit salınım değerleriyle ilgili alınan geçici kararlar, AB iklim koruma hedeflerinin kolay kolay uygulamaya yansımayacağının habercisiydi. Birlik içinde 2012’ye kadar yeni üretilecek otomobillerdeki karbondioksit emisyon oranının kilometre başına en fazla 120 gram olması kararlaştırılmıştı. Ancak bu yöndeki hedefler, Almanya’nın isteği doğrultusunda 2015 yılına ertelendi.
Alman Çevre Bakanı eleştirmedi
Almanya Çevre Bakanı Sigmar Gabriel’e göre AB’nin otomobillerdeki karbondioksit salınımıyla ilgili iklim koruma hedeflerinin 2012’den 2015’e ertelenmesi vahim bir değişiklik değil:
“Bizim için önemli olan otomobil endüstrisindeki mevcut üretim sürecine müdahale etmemekti. Bu bizim için oldukça pahalıya mal olabilirdi. Sizin de içinde olduğumuz durumun farkındasınız. İnsanlar iş yerleri için endişe ediyor.”
Yeşiller’den hükümete tepki
Ancak Alman Yeşiller Partisi, Berlin hükümetinin “kendine biçtiği iddialı iklim koruma rolünün” hakkını vermediği görüşünde. Yeşiller Partisi Federal Meclis Grubu Başkanı Renate Künast hükümeti verdiği sözlerin arkasında durmamakla suçlayarak şöyle konuştu:
“İklimin korunması, Hristiyan Birlik Partileri ve koalisyon hükümeti için sadece Pazar sohbetleri içinde yer alan bir konu olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Zira söylemlerinin arkasında durmuyor, uygulamaya geçmiyorlar.”
AB: Yanlış mesaj verildi
Avrupa Birliği Komisyonu’nun çevreden sorumlu üyesi Stavros Dimas’a göre de, otomobil sektörüyle ilgili varılan son uzlaşı iklim koruma alanında verilmiş yanlış bir mesaj. Dimas’a göre, AB Dönem Başkanlığında karbondioksit salınımının yüzde 20 oranında azaltılmasıyla ilgili kararın alınmasında öncülük eden Almanya, otomobil sektörü uzlaşısı yüzünden önümüzdeki dönemde diğer üyelerin iklim koruma alanındaki isteklerine de boyun eğmek zorunda kalabilir.
Ancak AB iklim koruma hedefleri arasındaki en büyük tartışma konusu emisyon ticaretiyle ilgili. AB Komisyonu emisyon kotalarıyla ilgili kuralları 2013 yılından itibaren sıkılaştırıyor. Buna göre, 2020 yılına kadar mevcut emisyon kota izin belgelerinin sayısı 2005 yılına oranla yüzde 21 azaltılması öngörülüyor. Bunun dışında şimdiye kadar ücretsiz dağıtılan bu belgelerin en geç 2020 yılına kadar oldukça yüksek fiyatlara satılması ve böylece karbondioksit salınımının da azaltılması amaçlanıyor.
Alman hükümetiyse, sanayi sektöründen talep edilen bu yöndeki isteklerin, firmaların Avrupa’daki tesislerini başka bölgelere taşımasıyla sonuçlanacağı endişesini taşıyor. Berlin bu yüzden emisyon izin belgelerinin bazı salınımı yüksek endüstri kollarına ücretsiz dağıtılmasını istiyor. Berlin’in emisyon kotalarından muaf tutulmasını istediği ağır sanayi kolları arasında; demir-çelik, alüminyum ve seramik endüstrisiyle kimya endüstrisi yer alıyor.