AB'nin gündemi yine Türkiye'ydi

Brüksel’de sıkıntı yaratan konuların başında gelen Kıbrıs meselesi için girişimler devam ediyor. Avrupa Birliği dışişleri ve savunma bakanları, Brüksel'deki Genel İşler Dış İlişkiler Konseyi toplantısında genişleme ve Kıbrıs konularını masaya yatırdı. AB Komisyonu'un konuya ilişkin sunuşunu dinleyen bakanlar, Türkiye ile müzakerelerin devamına ilişkin Komisyon önerisinin en geç 6 Aralık'a kadar hazır hale getirilmesini istedi. Toplantıdan sonra bir açıklama yapan Dönem Başkanı Finlandiya Dışişleri Bakanı Erkii Tuomioja, Aralık Zirvesi'nin bir 'Türkiye zirvesine' dönmesini istemediklerini belirtti.

Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier er ya da geç bir çözüme ulaşılacağı yönündeki ümidini muhafaza ettiğini söyledi: “Sonunda bir uzlaşma sağlanacağına dair ümidim devam ediyor. Türkiye ile müzakerelerin askıya alınması yönünde bir eğilim şu an için söz konusu değil,“ diyen Alman Dışişleri Bakanı, Kıbrıs konusunun, AB Konsey dönem başkanlığının Almanya’ya geçeceği yılbaşından önce çözülmesi için üzerine düşeni yapacağını da belirtti.

Babacan: "AB stratejik vizyonunu geliştirmeli"

Türkiye Devlet Bakanı ve başmüzakereci Ali Babacan ise Kıbrıs'ta çözüm için çalışmaya devam edildiğini, ancak kimsenin Türkiye'den tek yanlı adım atmasını beklememesi gerektiğini belirtti. Babacan, “AB, 25 üyeli bir oluşumdur ve buna Kıbrıs da dahildir. Bu durumda Kıbrıs sorunu mevzubahis olduğunda AB’nin adil ya da tarafsız kalması mümkün olamaz,“ dedi. Ali Babacan, Türkiye'nin AB üyeliğinin bölgeye barış ve istikrar da getireceğini söyledi. Avrupa’da temaslarına devam eden Babacan, Avrupa Birliği'nde bazı ülkelerin genişlemeye yönelik korkularının yersiz olduğunu belirterek, Avrupa Birliği'nin stratejik vizyonunu geliştirmesi gerektiğini kaydetti.

Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki müzakerelerin bir yıl önce başladığını hatırlatan Babacan, bu müzakere sürecinin Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Asya ülkeleri tarafından da yakından izlendiğini söyledi. Türkiye'nin üyeliğinin Avrupa Birliği'nin istikrarına olduğu kadar bu bölgelerin istikrarına da katkıda bulunacağını belirten Babacan, Müslüman nüfusa ve demokrasiye sahip Türkiye'nin İslam ve demokrasinin birlikte olabileceğini göstermesi açısından önemli bir örnek olduğunu söyledi. AB içinde farklı din, etnisite ve kültürler olabileceğini ama birlik içinde ortak değerler yaratıldığını belirten Babacan, “Bu yüzden farklılıklardan korkmamak lazım. Türkiye'nin üyeliği medeniyetlerarası diyalog ve anlayışa da büyük katkı sağlayacak” diye konuştu.