1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ABD'li uzmanlar: Trump Çin'e güvendi

11 Ağustos 2017

ABD'li güvenlik uzmanları Başkan Trump'a, Kuzey Kore'ye tehditler savurmak yerine, diyalog kanallarını açık tutup, güven oluşturucu önlemler hakkında görüşülmesini tavsiye ediyor.

https://p.dw.com/p/2i35h
DW-Karikatur von Sergey Elkin - Raketen-Streit USA & Nordkorea
Fotoğraf: DW/S. Elkin

Donald Trump'ın son tehditleri Washington ile Pyongyang arasındaki tehlikeli gerginliğin daha da artmasına yol açtı. "Trump'ın ifadeleri Kuzey Kore'nin retoriği ile benzeşiyor" diyen Baltimore Johns-Hopkins Üniversitesi'nin Kuzey Kore uzmanı Joel Wit Başkan Trump'ın sert tehditlerinin belki savaşa yol açmayacağını ama gerginliği kopma raddesine getirebileceği görüşünde.

Monterey'deki James-Martin Kitle İmha Silahlarının Yayılmasını Önleme Merkezinden Miles Pomper Trump'ın muhtemelen karşılıklı tehditlerle krizi tırmandırıp, Çin'in duruma müdahale etmesini sağlamaya çalıştığını belirtti. Pomper bunun tehlikeli bir taktik olduğunu ve Kuzey Kore'nin konvansiyonel savaş başlatma ihtimalini arttırdığını söyledi.

İki bakanın yatıştırma çabası

Trump'ın ifadeleri Cumhuriyetçi Partililer tarafından da eleştiriliyor. Güvenlik politikasının şahinlerinden Senato Savunma Komisyonu Başkanı John McCain "Başkanın tek başarısı bizleri ciddi bir çatışmaya daha fazla yaklaştırmak olur" dedi. Bill Clinton döneminde Savunma Bakanlığı yapan William Perry, "Trump'ın nükleer silah kullanma tehdidinin şimdiye kadar izlenen politikadan sapma anlamına geldiğini" belirterek daha ölçülü sözler kullanılması tavsiyesinde bulundu.

Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ve Savunma Bakanı James Mattis'in bu çağrıya uydukları anlaşılıyor. İkisi de Trump'ın tehditlerini yumuşatmaya çalışıyor. Mattis "ABD'nin kendini ve müttefiklerini korumakta kararlı olduğunu" belirtti ve Kuzey Kore yönetimine "rejimin ve Kuzey Kore halkının yok olmasına yol açabilecek adımlardan sakınmasını" tavsiye etti. ABD Savunma Bakanı'nın kullandığı "Kuzey Kore bizzat yol açacağı her anlaşmazlığı kaybeder" cümlesi ilk hamlenin ABD'den gelmeyeceği şeklinde yorumlanıyor.

James Mattis
Savunma Bakanı James Mattis, yumuşak mesajlar veriyorFotoğraf: Picture-alliance/dpa/J. Martin/AP

Nükleer bomba zaman meselesi

Dışişleri ve Savunma Bakanlarının kendi Başkanlarının tehditlerini yumuşatmaya çalışması alışık olunan bir durum değil. Uzmanlar ise Beyaz Saray'a stratejisini, Kuzey Kore'nin taşıyıcı füzeye yerleştirilebilecek küçüklükte nükleer başlık geliştirmeyi başardığı varsayımına göre belirlemesini öneriyorlar.

James-Martin Merkezi'nden Joshua Pollack, "Trump yönetiminin patavatsızca sözlerinin dışında ne gibi bir Kuzey Kore politikası izlediğini bilsem, bu politikanın başarı şansı hakkında tahminde bulunabilirdim" dedi. Pollack sözlerini şöyle sürdürdü: "Bildiğim kadarıyla Çin'in bu soruna çözüm bulacağına güvendiler. Ama bu olmadı. Beyaz Saray B planı da hazırlamamış." Joel Wit de aynı görüşte. Wit, "Trump yönetiminin stratejisi belayı Çin'in savuşturacağı ve Kuzey Kore'nin hedef olduğu baskının artacağı düşüncesine dayanmaktaydı. Ama beklenildiği gibi olmuyor" dedi.

Kuzey Kore'nin taşıyıcı füzeye monte edilebilecek çapta atom bombası geliştirmiş olabileceğini duyuran Amerikan askeri istihbarat servisi DIA'nın ara sıra abartılı değerlendirmeler yaptığı bilinir. Bu bakımdan Kuzey Kore'nin silah teknolojisini gerçekten bu seviyeye getirip getirmediğini kestirmek zor. Joel Wit bunun hiç önemli olmadığını belirtti ve "Kendimizi kandırmayalım. Şimdi başaramadılarsa yakında başarırlar" dedi.

Infografik Reichweiten nordkoreanischer Raketen TUR

Diyaloğu yeniden başlatmak

Pomper ise yabancı gözlemcilerin çoktan Kuzey Kore'nin 'nükleer yeteneğe' ulaştığına inandıklarını söyledi. Pomper, "Askeri istihbaratın raporu haber alma servislerindeki gerçeğin inkârı düşüncesinin eriyip gitmesi için yeterlidir" dedi. Uzmanların bu durumda Başkana ve danışmanlarına nasıl davranılması gerektiği hususundaki tavsiyeleri benzeşiyor.

Pollack, "nükleer savaş tehlikesinin ciddiye alındığını ve sinirlerin yatıştırılmasına hazır olunduğu göstermek için önce Kuzey Kore rejimi ile diyalog kanallarının yeniden açılması gerektiğini" söyledi. Askerler arasındaki ilk buluşmanın iki Kore devletini ayıran sınırdaki silahtan arındırılmış bölgede yapılabileceğini belirten Pollack "önce şart koşmadan ve zaman sınırı koymadan güven oluşturucu tedbirlerin görüşülmesini" tavsiye etti. Joel Witt özetle şöyle bir öneride bulundu: "Kuzey Kore'ye aktif yaklaşım gösterip onlarla buluşmalı ve bundan sonra ne yapılabileceğini onlarla tartışmalıyız."

© Deutsche Welle Türkçe

Michael Knigge